Neredeyse bir hafta olmuştu. Takoz ve Perişan Turan veya adamlarıyla herhangi bir irtibata geçme girişiminde bulunmamış aksine Takoz bizimle yüz yüze görüşmek istemişti.
Takoz genç bir çocuktu. En az Minik kadar iri yarıydı. Daha önceki bizimle restleşmelerini affetmemizi istemiş, bizimle Turan'a karşı savaşmayı talep etmişti. Ne yalan söyleyeyim gözleri hırsla parlayan bu çocuk hala güven vermese de abisi Perişan kardeşi için kefil olmuştu.
Bu sırada Yekta'dan haberler gelemeye devam ediyordu. Ceren'in de tanıdığı polis arkadaşı Volkan'a teklif götürmüş, Volkan da hiç bekletmeden bize yardım etmeyi kabul etmişti. Volkan, kendi döneminden tanıdığı çok samimi dostu olan Güneş'e teklif götürüp götüremeyeceğimizi sormuştu. Ceren de Yekta da Güneş'i pek tanımıyordu fakat Volkan, Güneş'e kefil olmuştu. Yardım etmese bile asla bizi satmayacağını söylüyordu.
Sorumluluk Ceren ve Yekta'da olmak üzere kararı onlara bıraktığımda Ceren, Yekta'yla buluşmak için dağ evinden ayrılmış daha sonra Güneş'in de bizimle birlikte savaşacağı haberiyle Ceren geri dönmüştü.
Ceren, Yekta'nın fazlasıyla kilo verdiğini, alkol dışında hiçbir şey yiyip içmediğini söylemişti. İçim parçalanmış fakat kimseye belli etmemiştim. Ceren, Yekta'yla görüşmeye gitmeden önce yarışta Yekta'nın payına düşen kısmı da Yekta'ya vermesi için yanında götürmüştü. Ceren ne kadar dil dökmüşse de Yekta paraya dönüp bakmamıştı bile.
Önümdeki listeye elimdeki kalemin tersiyle vuruyordum. Listede şu an yarışçılardan Yakışıklı, Joker, Perişan, Takoz, Bonsai vardı. Polis olarak da Volkan ve Güneş vardı. Sayımız hala çok azdı. Daha fazla yarışçı, yarışçılardan da fazla polise ihtiyacımız vardı.
Odamda yatağım üzerinde oturup düşünürken bir anda kapım açılmıştı. Minik'in korkuyla açılmış gözlerini gördüğümde telaşlanmıştım. "Aşağı gel! Çok acil!"
Minik'in peşinden koşturarak salona girdiğimde herkesin televizyona kitlendiğini fark etmiştim.
"Ne oluyor?" Sorumu daha tamamlamadan önünde bir sürü mikrofonla kürsüde duran Turan konuşmaya başlamıştı.
"Evet, çekincelerinizi anlayabiliyorum. Fakat politika değişikliği şarttır. Taşa taşla, sopaya sopayla cevap veremeyiz. Bizler polisiz. Halkımızı korumak, güvende tutmak bizim görevimiz. İllegal yarışlara sert verdiğimiz tüm cevapların tarihte kötü sonuçlar verdiğini daha fazla gözardı edemeyiz. Başka soru alalım." Turan'ın gözleri kamera arkasında kalan yeri tarıyordu. "Evet, siz sorun lütfen."
Kameranın açısına gazeteci olduğunu anladığımız bir kadın girmişti. "Zamanında siz de birçok katı uygulamalara imza atmıştınız, şimdi fikrinizi size değiştiren şey nedir? Eski Motosikletli Polis Timleri bölge amiri Yekta Demir ile bir ilgisi var mıdır?"
Turan'ın yüzüne yayılan sinsi gülüş kameranın zoom yapmasıyla daha da görünür hale gelmişti. "Hanımefendi isminiz neydi?"
"Serap... Serap Tomruk."
"Serap Hanım, zamanında Yekta Demir ile ilgili yapmış olduğunuz övgü dolu köşe yazıları ve röportajlar hepimizin malumu." Kalabalıkta bir kıkırtı yükselmişti. "Adı üstünde sizin de dediğiniz gibi eski bölge amiri Yekta Demir." Turan eski kelimesinin altını çizmişti. "Kendisi emekli olmadı arkadaşlar ya da istifa etmedi veya farklı bir görevlendirme nedeniyle görevi sona ermedi. Kendisi darbe girişimine teşebbüs ettiği, hiyerarşik düzeni bozmaya çalıştığı, amirlerinin emirlerine karşı geldiği ve bir katile yardım ve yataklık ettiği gerekçeleriyle hala ülke çapında aranmaktadır. Lütfen Yekta güzellemelerini bir kenara bırakınız. Ve ayrıca Serap Hanım bu strateji değişikliğimizin bir hainle asla alakası olamaz. Yalnızca yarışçıların da birer insan olduğunu unuttuğumuzu düşünüyorum." Kalabalık Turan'ın bizim en ince detayına kadar yalan olduğunu bildiğimiz şovunu alkışlarken Serap isimli genç gazeteci kadın sinirle salonu terk etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKE - Pistlerin Sahibi (TAMAMLANDI)
Aventura"On dakikaya oradayım." "Ben temiz demeden gelme. Kendini riske atma. Duydun mu beni? Lilya?" Cevap vermeden kulaklığıma basarak görüşmeyi sonlandırmıştım. Kanım kaynıyor, direksiyonu kavrayan avuçlarım kaşınıyordu. Ağzım kulaklarımda, keyfime ise d...