Yukarı çıkıp düşünmek için kendimi odaya kapamıştım. Bu adamlar belli ki hiçbir şeyden çekinmiyordu. Timuçin basit bir polis değildi, bölge amiriydi. Bizim Maske olduğumuzu şıp diye anlayacak kadar aklı yerinde bir adamın Timuçin'in bölge amiri olduğu bilgisini gözardı ettiğini düşünmüyordum. Bu adamlar yalnızca korsan araba kiralama işi yapıyordu yani en azından biz böyle biliyorduk. Bu işte başka bir iş vardı, bir şeylere güveniyor olmalıydılar... Sırtları sağlam olmasa böyle büyük bir hamle yapamazlardı. Peki onların sırtını sıvazlayan kimdi?
Hepimizin aklına daha ilk saniye bu işte de Turan'ın parmağının olabileceği gelmişti ama mantıksızdı. Birçok şey havada kalıyordu. Turan'ın belki de şu hayatta en çok istediği şey Yekta'nın yakalanmasıydı. Eğer bu işte Turan'ın parmağı olsaydı Yekta ortaya çıktığı ilk anda şu an rehin alınan kişi Timuçin değil, Yekta olurdu. Bir şey vardı... Bir şey... Ama ne?
Yere çökmüş, kafamı düşüncelerimin ağırlığından taşıyamaz olmuştum. Dizlerime dayadığım kafamı odamın kapısı açıldığı zaman kaldırmıştım.
"Yekta?" Yekta'nın elinde bir tas ve bezler vardı. "O ne?"
"Gel de yaralarını temizleyelim. Mikrop kapmasın." dediğinde dizlerimin ve avuç içlerimin yara olduğunu yeni hatırlamıştım.
"Gerek yok..."
"Hayır, uzat hadi."
Şu an kimseyle inatlaşacak kadar enerjim yoktu. Vücudum tüm enerjisini bir fikir bulmak için harcıyordu. Uzattığım avuç içimde hafif bir sızı hissedince düşüncelerimden yeniden sıyrılmıştım.
"Yekta?"
"Efendim?"
"Bu işte bir iş var Yekta. Saatlerdir düşünüyorum. Bak Timuçin öylesine bir polis değil. Adam bölge amiri. Yani bu bölgenin en üst mevkisinde yer alan kişi. Bu adamlar aptal değil. Tamam zeki de sayılmazlar ama aptal hiç değiller. Timuçin'i rehin almak her yiğidin harcı değil. Bunların yapabileceği bir iş de değil..."
Yekta, sözümü kesmişti. "Aynı şeyi ben de düşünüyorum. Güvendikleri biri olmalı..."
"Evet! Aynen öyle..."
"Turan değil ama..."
"Evet, değil. Öyle olsaydı..."
"Şu an ben burada olmazdım." Yekta ile cümlelerimizin sonlarını tamamlamıştık. Yekta son sözlerini söylerken yüzünde buruk bir gülümsemeyle gözlerini avcumdan gözlerime kaydırmıştı. "Biz seninle aynı fikirde miyiz? Allah Allah, dünyanın sonu mu geliyor yoksa?"
İstemsiz gülümsemiştim ben de. "Dalga geçme..." Yüzümde yeniden gülüşümün solması saniyelerimi almıştı.
"Merak etme bir yolunu bulacağız. Ama Lilya... Bak seni anlıyorum. Bu ekibe yıllarca liderlik ettin, hala da ediyorsun. Hatta ben ve Ceren'e bile... Ama bu iş tek başına omuzlamak zorunda olduğun bir şey değil. Tek başına bir fikir bulmak için kendini bu noktada sorumlu hissetme. Kendini kapatıp kendi başına bu işin içinden çıkmaya çalışma. Aşağı gel, hep birlikte düşünelim. Birlik olmazsak, fikir alışverişi yapmazsak bu işin içinden çıkamayız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKE - Pistlerin Sahibi (TAMAMLANDI)
Adventure"On dakikaya oradayım." "Ben temiz demeden gelme. Kendini riske atma. Duydun mu beni? Lilya?" Cevap vermeden kulaklığıma basarak görüşmeyi sonlandırmıştım. Kanım kaynıyor, direksiyonu kavrayan avuçlarım kaşınıyordu. Ağzım kulaklarımda, keyfime ise d...