Saatler ilerliyor, toplantılar yapıyor, bireysel çalışıyor, yeniden toplantılar yapıyor ve yeniden kabuğumuza çekiliyorduk. Artık herkesin sinirleri gerilmiş, heyecandan yerinde duramıyordu. Evde oradan oraya volta atanlar, en ufak bir problemde anında gerilip yatıştıklarında sarılıp barışanlar da cabasıydı.
Timuçin'le kafa toplama seansımız işe yaramış, gerçekten de şu an kendimi anıma odaklayabiliyordum. Salonun en uç köşesine geçmiş, evdeki kalabalığı izliyordum. İlk gözüme çarpan kişi Aykan olmuştu. Birkaç gün önceki karamsar halinden eser yoktu. Öyle ki, omuzlarını geçmiş uzun kızıl saçlarını radikal bir kararla kısacık traş etmiş, yüzünde gülücükler saçıyordu. Tümer'lerin grubundaki en genç çocuk ve Pençe'yle sohbet ediyordu. Bizden sonraki nesil yarışçılarının kendi aralarında kurmuş olduğu bu dostluk beni gururlandırıyordu.
Gözlerim Sezi'nin oturduğu köşeye kaymıştı. Saçlarını kalemle toplamış yine ışık hızında klavyesine bir şeyler giriyordu. Belli belirsiz kaşları çatılıyor sonra yüzü gevşiyor, hafiften bir gülümseme oluşuyor ve sonra yeniden kaşları çatılıyordu. Sezi'nin işlerine akıl sır ermiyordu. Gözlerim yanı başındaki Semih'e kaymıştı. Onun da yüz ifadesi Sezi kadar değişkendi. Belli ki bir iş üzerinde çalışıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKE - Pistlerin Sahibi (TAMAMLANDI)
Aventura"On dakikaya oradayım." "Ben temiz demeden gelme. Kendini riske atma. Duydun mu beni? Lilya?" Cevap vermeden kulaklığıma basarak görüşmeyi sonlandırmıştım. Kanım kaynıyor, direksiyonu kavrayan avuçlarım kaşınıyordu. Ağzım kulaklarımda, keyfime ise d...