Tümer, yalnızca iki günde hak ettiği gibi Kaptan'ın varisi olarak yarışlara el koymuş ve yarış yöneticiliği yapmaya başlamıştı. Halk, çoktan Sabri ve Osman'ın ipini pazara çıkarmış Tümer'e, Osman'da yedikleri kazığı göz önünde bulundurarak şimdilik yoğurdu üfleyerek yiyor, Tümer'e Yeni Kaptan demek yerine Miço lakabını yakıştırmışlardı.
Tümer ise, yalnızca şükrediyordu.
Tümer'le, Adalet Yarışına kadar birçok kez durum bildirmek için hal hatır sormak ve organizasyon için fikir danışmak adına irtibat kurmuştuk. Adalet Yarışından hemen sonra Kaptan'ın, dedesinin izini sürecekti ve Timuçin'den bunun için açık çek bile almıştı. Timuçin, emniyetin her türlü imkanını Tümer'in arayışı için kullanacağına söz vermişti.
Timuçin, bunca yıllık emniyetin yapamadığını Tümer'in tek başına yapmasından, onlardan çok daha fazla ve nokta atışı deliller toplamasından kaynaklı yerel basının önünde emniyet adına bir plaket takdim edileceği müjdesini de vermişti.
Bu maceramızda bizi en çok şaşırtan şüphesiz Turan olmuştu. Yalnızca vermiş olduğu tek bir talimatla eş zamanlı büyük bir operasyonun düğmesine basmış, Sabri ve onun için çalışan yanından yöresinden geçen herkes tek gecede içeri atılmış, Timuçin de sağ salim kurtarılmıştı. Bizim için ölüm kalım meselesiyken, Turan'dan bir haber alamadık diye saniye saniye kafayı yerken Cengiz'den daha sonra öğrenmiştik ki, Turan masaj yaptırırken uyuyakalmıştı. Her şey gelmişti aklımıza, mesela Timuçin kepengi çaldığı an baskına gelinmiş olabileceği, Turan'ın bizimle oynadığı, tuzağa düşürülmüş olduğumuz veya en kötüsü operasyonun başarılı olmaması ve Timuçin'n kurtulamaması... Fakat hiçbirimizin aklına Turan'ın masaj yaptırırken uyuyakalabileceği gelmemişti. Duyduğumuz anda şaşkınlıkla gözlerimiz açılmış, şaşkınlık nidaları yerini küfürlere bırakırken sinir boşalması yaşayarak gülmeye başlamıştık.
Bu maceradan birçok şey öğrenmiştik ama en önemlisi Turan gerçekten güç sarhoşuydu... Adam, öyle kendinden emin, öyle yerinin sağlam olduğunu düşünüyordu ki, verdiği emiri bile takip etmemiş, nasıl olsa hiçbir aksilik olmaz, Maske yarışı kazanır, operasyon başarılı geçer, istenilen adamlar tutuklanır, Timuçin kurtulur diye düşünmüştü. Veya hiç düşünmemişti bile. Zira kendisine dokunmayan yılanı severdi Turan...
Anlaştığımız üzere, konuk olarak katılacağımız Adalet Yarışı şu an başlamış olmalıydı. Yarışın sonlarına doğru oraya gidecek, Tümer'in mikrofonu bize bırakmasıyla Turan'ın istediği gibi büyük yarışın reklamını yapacak ve artık yola çıkacaktık. Hiçbirimiz yarışa katılmak istememiş ve hatta bir an önce Turan'ın bizi zorunda bıraktığı işi tamamlayıp bu şehirden çıkıp gitmek istemiştik.
Yeterince yorgun olan zihnimiz, bedenlerimiz bu şehrin maceralarıyla iyiden iyiye enerjisini tüketmişti. Bir an önce dağ evimize gidip enerjimizi toplamalı, kendimizi büyük yarışa hazırlamalıydık. Eminim ki, dağ evinden çıkarken hepimize tek tek mikrofon uzatılsaydı hepimiz dağ evinden çıkıyor olmanın ne güzel olduğundan bahsederdik. Şu an ise, hepimiz dağ evinin korunaklı kollarına gitmek için can atıyorduk.
"Hadi, vakit yaklaşıyor. Bitirelim şu işi!" Saatime bakmış ve arabama doğru ilerlemiştim.
Yekta, benim arabamla gelecekti. İki gün önce yapmış olduğu itiraftan bu yana resmen birbirimizden kaçıyorduk. Kafasını asla benim olduğum yöne çevirmeden sanki kıç kadar alanda değilmişçesine benimle muhatap olamak için muavin koltuğuna oturup torpidodaki ıvır zıvırları karıştırmaya başlamıştı. Arabama binmeden derin bir nefes almış, öyle binmiştim. Bir de kadınlar için dengesiz derler...
Ceren, koşarak Minik'in başımıza büyük işler açan kiralık aracına yönelmişti. Timuçin, tüm bu yaptıklarımızın karşılığı olarak Sabri'nin ve Korhan'ın mal varlığından ele geçirilenlerin envanterine bu arabanın yazılmadığını, emniyetin bir hediyesi olarak görmemizi istediğini söylemişti. Minik'in o andan sonra biricik aşkının bu araba olacağını nereden bilebilirdik ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKE - Pistlerin Sahibi (TAMAMLANDI)
Adventure"On dakikaya oradayım." "Ben temiz demeden gelme. Kendini riske atma. Duydun mu beni? Lilya?" Cevap vermeden kulaklığıma basarak görüşmeyi sonlandırmıştım. Kanım kaynıyor, direksiyonu kavrayan avuçlarım kaşınıyordu. Ağzım kulaklarımda, keyfime ise d...