İKİ UCU

25 3 1
                                    

Fikir tartışmalarıyla geçen yarım saat boyunca bir arpa boyu yol kat edememiştik. Sezi belki başka ipuçları yakalarız düşüncesiyle, yarış anına ilişkin görüntüleri hızlandırılmış bir şekilde oynatıyordu.

"Bir dakika, durdur!" Aykan hemen arkamdan Sezi'ye doğru koşar adım gelmişti. "Geri sarsana biraz."

Videoda Osman'ın 85 puan aldığını öğrendikten hemen sonra yarış alanını terk etmek için arabalarımıza yöneldiğimiz görüntü vardı. "Ben... Biliyorsunuz, hemen arabama bindim sizden önce çıktım alandan. Dedim ya patron kemküm ediyordu sürekli izin alıyorum diye. İşe yetişmek için... Her neyse..." Aykan oynat tuşuna basmıştı.

Minikle hemen hemen yaşıt olduğunu düşündüğümüz orta yaşlı bir adam gelmişti yanımıza biz arabalarımıza binmeden hemen önce.

Bugün farkında değildiniz ama ilk kez bu kadar aleni bir şekilde haksız yere Osman'ın kazandırıldığını sayenizde seyirciler de gördü. Biz yıllardır bunu anlatmaya çalışıyorduk fakat seyirciler öyle çok seviyor ki Osman'ı, bileğinin hakkıyla kazandığını düşünüyorlardı. Dilimizde tüy bitmişti. Sayenizde ilk defa bu gece seyircilerin de kafalarına bir kurt düştü. Her şey için teşekkür ederiz.

Daha sonra adam elini tokalaşmak için hepimize sırayla uzatmış, biz de tokalaşıp arabalarımıza binip uzaklaşmıştık.

Aykan yeniden videoyu durdurduğunda hepimiz Aykan'a bakıyorduk. "Ben Tümer'in sizinle konuştuğunu bilmiyordum."

"O kim?"

"Galiba istediğiniz kişiyi bulduk." Aykan'ın gözleri umutla parlıyordu. "Tümer bu pistlerin görüp görebileceği en mert adamlardan bir tanesi. O gece yarışmadı ama bir izleseniz, mükemmel yarışır. Tüm hareketleri kusursuzdur. Fakat Osman bu piyasaya girdiğinden beri adama bir şeyler oldu. Yarışları, propaganda yeri olarak kullanmaya başladı. Hatta şike yapıldığını ilk dile getiren kişi bu adam."

"Nerede buluruz bu adamı?"

"O biraz zor işte. Tümer, yarıştan yarışa ortaya çıkar. Yerini, yurdunu bilen yoktur."

Yekta ve ben göz göze gelmiştik. Bir şey konuşmamıza gerek yoktu aynı şeyleri düşünüyorduk. Yekta, Aykan'a döndüğünde, "Şike yapıldığını ilk bu adam dile getirdi dedin, doğru mu anladım?"

"Evet abi, hem de ne dile getirme... Geçen sene pankart açtı yarış ortasında. Yarışı tamamlamadı. Hatta bu sene yarışmamasının sebebi de ceza almasıydı. Beş sene boyunca itibar yarışlarına katılamayacak."

Yekta'yla benim aynı anda düşündüğümüz şey, Tümer denen adamın haksızlığı dile getirdiği için can güvenliğinin olmayışıydı. Bu yüzden saklanıyor olabilirdi. Fakat bunların tamamı bir teoriden ibaretti. Tümer denen adamı bulup bizzat sormalıydık.

"Evet, arkadaşlar! Şenlik başlıyor. Semih ve Sezi, siz şu Tümer'in izini sürün." Dostlarımı daha fazla strese sokmak istemiyordum ama aklımı kurcalayan bir sorun vardı. Yekta'ya bir kafa işareti yapıp merdivenlerden yukarı çıkmıştım.

Dama doğru çıkan merdivenleri tırmanırken Yekta'nın arkamdan gelen ayak seslerini duyabiliyordum.

"Ne oldu? Bir problem mi var?"

"Olmaz olur mu?"

"Olmasaydı şaşardım."

"Yekta... Turan'la bir anlaşma yaptık. Dedik ki, sen Osman'ın şike yaptığını ortaya çıkar biz de birinci olalım. Turan, Timuçin aracılığıyla bize ulaşıyordu..."

Yekta'nın gözleri ayrılmıştı. Timuçin'in rehin alınması derken bu detayı o da atlamıştı. Yekta bir süre düşünmüştü. "Cengiz'i arayabilirim. Gerçi orada işler sıkıntıya düşseydi bildirirdi ama..."

"Bir yolunu bulmamız lazım. Yarın geceye kadar Osman ve Sabri'nin şike yaptığını ortaya çıkaramazsak zaten birinci olamayacağız, birinci olamazsak Timuçin'i kurtaramayacağız... Hoş Osman ve Sabri'nin şike yaptığını ortaya çıkardıktan sonra Korhan'ın bu duruma tutumu nasıl olur tahmin dahi edemiyorum..."

"İki ucu boklu değnek desene! Hay ben böyle işin! Hadi diyelim Turan'ı işkillendirmeden Timuçin'i aradan çıkardık diyelim, Turan'dan da bizzat artık her ne bilgi verecekse aldık diyelim, dediğin çok doğru... Korhan'la Sabri'nin arasındaki bağlantıyı bilmiyoruz. Zira biz Sabri'nin ipini çekmek isterken Timuçin'in..."

"Allah korusun!"

Yekta arkasındaki demir kapıyı tekmelemişti. "Yok böyle bir şey ya! Şike yaptıklarını ortaya çıkarmazsak birinci olamayacağız, çıkarırsak Timuçin'e zarar gelebilir. Her ihtimalde de gelebilir!"

"Bir yolunu bulmamız lazım. Ama şu an için aramızda kalsın bu durum. Daha fazla stres yaratmak istemiyorum. Bir an önce Korhan ve Sabri'nin aralarındaki bağlantıyı öğrenmeye bakalım. Adım adım ilerleyelim. Şu Aykan'ın bahsettiği Tümer'i bulursak belki geri kalan ip söküğü gibi gelir..."

Yekta, kafasını sıvazlarken tamam, anlamında kafasını sallamıştı. "Yalnız, sen yine de Cengiz'le irtibata geç. Turan'ın Timuçin'in ortadan yok olmasına işkillenmemesi lazım." Yekta, yeniden kafasını sallamış ve damın kapısından çıkarak gözden uzaklaşmıştı.

Hava kararmış, akşam soğuğu çökmüştü. Serin hava tüm bedenimi diken diken ederken derin bir nefes almıştım. Şehrimizde arap saçına dönen işler bu şehirde de yakamızı bırakmamıştı. Derin bir vicdan azabı yaşıyordum. Timuçin, bizim yüzümüzden şu an yaralı ve esirdi. Düşündükçe delirecek gibi oluyordum. Kolundan damla damla akan kanı aklıma geldikçe ondan istediğimiz yardıma lanet ediyordum.

Yeniden aşağı indiğimde Ceren ve Minik de gelmişlerdi. "Minik, Aykan'la birlikte Timuçin'in evine bir gidin. Ailesinin bir şeye ihtiyacı var mı bir bakın. İçini rahatlatın görevde falan deyin. Yaşlı insanlar şimdi kafayı yemişlerdir meraktan." Minik ve Aykan tamirhaneden çıkarken biz de Sezi ve Semih'in Tümer'in nerede olduğuna dair bir iz bulmasını bekliyorduk çaresiz.

Yekta'yla göz göze geldiğimizde Cengiz'le konuştuğunu belli edecek şekilde göz kırpmıştı. Çaresizce beklemek, elden hiçbir şey gelmemesi beni giderek patlamaya hazır bir bombaya çeviriyordu...

MASKE - Pistlerin Sahibi (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin