GÖZETLEME KULELERİ

17 2 1
                                    

Maske'yle birlikte, Minik dışında ilk ekip olarak yola çıkmıştık. Yarış alanına doğru giderken sabah görmüş olduğum şatafatın en az on katıyla karşılaşmayı beklemiyordum. Her yere bayraklar, yarış alanına ait afişler asılmıştı. Elektronik reklam panolarında dahi yalnızca büyük yarışın reklamları vardı.

Bildiğim tüm duaları ardı ardına sıralarken dikiz aynamdan da dostlarıma kaçamak bakışlar atıyordum. Yol boyunca dizilmiş olan polislerin yanından geçiyorduk. Bunca zaman boyunca polislerden vebalıymışçasına kaçtıktan sonra şu anki tabloyu aşırı garipsemiştim.

"Minik?"

"Sorun yok, diğerlerini aldım geliyorum."

"Mesafeyi koru."

Bir ip gibi dizilmiş, arabaların sağından solundan geçerken eski fabrikaların olduğu yola varmıştık bile. Hala yarış alanına kilometreler olsa da daha buradan itibaren kalabalık başlamıştı. Yarışı izlemeye gelenler muhtemelen park yeri sorunu yaşadıkları için kilometrelerce öteye park etmiş ve yürüyerek gidiyorlardı. Şimdiden gördüğüm manzara dehşete kapılmama sebep olmuştu bile. İnsanlar yarışı izlemeye aileleriyle birlikte gelmişti. Çoluk çocuk herkes heyecanla yarış alanına doğru yürüyordu. Babalarının omuzlarında taşıdığı çocukların gülüşlerini görünce içimdeki dehşet artmıştı. Herhangi bir aksilikte birçok masumun canının yanacağı gerçeğini şu an daha iyi görebiliyordum.

Kalabalıktan kaynaklı hızımızı düşürmüş yara yara yarış alanına ulaşmaya çalışıyorduk.

"Oha! Bu kalabalık ne böyle?" Sezi, muhtemelen arabalardaki kameralardan bizi izliyordu.

"Herkes beni dinlesin. Herhangi bir aksilikte birçok kişinin canı yanar. O yüzden hiçbir aksilik istemiyorum. Her şey konuştuğumuz gibi olacak!" İçimdeki dehşetin ses tonuma yansımaması için baya zorlanmıştım.

Yarışçılara ayrılmış alanı tutan polislere yaklaşırken gerekli evrakları vermek için Kurt, önüme geçmişti. Kimlik kontrolü yapılmayacaktı, yalnızca yarışçı olduğumuza dair doldurmuş olduğumuz formları kontrol edeceklerdi.

Herhangi bir aksilik olup olmayacağını tedirgin bir şekilde beklerken kulaklıklarımızda Kurt ve kadın polisin konuşmalarını duyuyorduk.

"Kaç form var burada böyle?"

"Dört kişiyiz. Hemen arkamdaki diğer üçünün de formları burada."

"Vay demek Maske sizsiniz. Ah Turan Başkan ah! Aylardır yıllardır aradığımız adamlar karşımızda duruyor ama biz hiçbir şey yapamıyoruz." demişti kadın polis sinirle.

Gözlerimi dikmiş, kadının vereceği tepkiyi bekliyordum. Kadın sanki zift gibi cam filmli arabamın içini görebilecekmiş gibi kafasını elinde tuttuğu formlardan kaldırıp arabama bakmıştı. Birkaç saniye daha arabama baktıktan sonra arkamdaki Damat ve Pençe'nin de arabasına bakmıştı.

Kadın daha sonra Kurt'a yeniden dönmüş ve formları geri uzatmıştı. "Geçebilirsiniz. Ancak..." Kurt tam formları alacakken geri çekmişti. "Ancak, Turan Başkan sizi görmek istiyor. Park yerlerini geçin önce sağa sonra sola dönün ekipler sizi yönlendirecek."

Kurt hiçbir şey söylemeden kadının yeniden uzattığı formları almıştı. Kadın diğer polis arkadaşlarına işaret verdiğinde önümüzdeki demir bariyer açılmıştı. Kurt biraz ilerleyip önüne geçmem için beklemişti.

"Beni takip edin." Arabanın ekranından seçim yapmıştım. Şu an yalnızca sesim Kurt, Damat ve Pençe'ye gidiyordu.

Kadının yönlendirmesine uyarak önce sağ sonra sola döndüğümde beş tane ekip arabası karşımızda duruyordu. Bizi gördükleri anda arabalardan inen polisler telsizle anons yapmışlardı. Bir süre tedirgin bir şekilde bekleseler de artık telsizden ne cevap geldiyse önümüzdeki yoldan çekilmişlerdi. İleride bir polisin bize gel işareti yaptığını görünce yeniden gaza basmıştım.

MASKE - Pistlerin Sahibi (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin