Yüzümde yumuşacık bir baskı hissediyordum. Sıcacık bir nefes yanaklarımı gıdıklıyordu. Uykunun huzurlu kolları hala beni bırakmamaya niyetli ki, gözlerimi açıp da neler olduğunu göremiyordum. Uykuyla uyanıklık arasındaydım. Saçlarım seviliyor, yanaklarım okşanıyordu.
Ve bir ses...
Yine bizim şarkımızı mırıldanıyordu.
İki yalnız bir doğru edebilirdik
Şimdi farklı şiirlerde yaşar gibiyiz
Ben Mecnun, sen Şirin, tesadüf değil
Biz bize kurulmuş tuzak gibiyizGözlerimi sabaha yüzümde kocaman bir tebessümle açmıştım. Geçmişte acı veren bu şarkı şu an kalbimi okşuyordu. Simsiyah gece karası gözleri doğrudan gözlerimin içine bakıyordu. Ah ne çok acı vermişti bu gözler bana...
Biz bambaşka hayatlarda bu aşkı yaşamayı hak eden iki aşıktık. Ama bu hayatlarımızda imkansızlıklar peşimizi bırakmayacaktı. Bir anda beynime hücum eden olumsuz düşünceler yüzünden yüzüm düşmüş olmalıydı ki, Yekta'nın kaşları çatılmıştı.
"Ne oldu? Yanlış bir şey mi yaptım?"
Yatakta doğrulmuş ve gözlerimi kaçırmıştım. "Hayır... Hayır, sadece mutluyum."
Yekta yine tapılası kahkahalarından birini atmıştı. "Ne garip bir kadınsın sen? Mutluyken bile mutsuzsun..."
"Dalga geçme benimle. Bu akşam yarış var biliyorsun değil mi?"
Yekta'nın da yüzü düşmüş gülüşü yüzünde solmuştu. "Biliyorum. Daha iyi hissediyorum kendimi. Akşama kadar toparlanırım..."
"Hayır! Aklından bile geçirme!" Gözlerim dehşetle açılmıştı. "Sen gelmiyorsun!"
Yekta'nın kaşları daha da çatılmıştı. "Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik Lilya. Tabii ki geliyorum."
"Ya demek şimdi aklıma geldi sona yaklaştığımız. Hayır, gelmiyorsun! Onu kendini vurdurmadan önce düşünecektin Yekta Bey!"
"Lilya..."
"Hayır dedim! Bir an önce toparlayacak ve ikinci tura geleceksin. Ama birinci tur asla! Yataktan dahi çıkmayacaksın! Anladın mı beni?"
Yekta bir süre düşünmüşse de pes etmiş gibi omuzlarını düşürmüştü. Gözleri boşluğu tarıyordu. Ne düşündüğünden en ufak bir fikrim olmasa da gözleri aydınlanmıştı. "Peki tamam. Ama ikinci tur ne olursa olsun geleceğim."
Gözlerinin aydınlanması sinirimi bozmuştu. Beni tedirgin ediyordu. Aklından her ne geçiyorsa içimdeki ses bundan pek memnun olmayacağımdan emindi. "İkinci tur gelirsin. Buna itirazım olmaz. Sensiz işimiz zor olur çünkü. Aykan'ı senin isminle yarışa sokarız."
Yekta buruk bir şekilde gülümsemişti. "Aykan'a söyle Black ismini hakkıyla taşısın."
Gözlerim kolumdaki saate kaydığında telaşla ayaklanmıştım. Uzun zamandır gün daha doğmadan kalkıyordum. Uzun zamandır doğru düzgün uyuyamıyordum bile. Fakat Yekta'nın yanımdaki varlığı bedenimi gevşetmiş öğlene kadar deliksiz uyumama neden olmuştu.
"Nereye?"
"Gitmem lazım. Son kez planların üzerinden geçsek iyi olur. Dağ evinden de artık yarış alanına geçeriz."
Yekta oflamıştı. "Aklım sürekli sizde, sende kalacak. Naimlere de zerre güvenmiyorum zaten..."
Yekta'nın çantasında duran kulaklığını çıkarmış ve orta sehpaya bırakmıştım. "Kulaklığından takip et bizi. Sakın cengaverlik etme. Bir problem olsa dahi halledebiliriz. Beni, bizi merak etme. Ama şimdi gitmem gerekiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKE - Pistlerin Sahibi (TAMAMLANDI)
Aventure"On dakikaya oradayım." "Ben temiz demeden gelme. Kendini riske atma. Duydun mu beni? Lilya?" Cevap vermeden kulaklığıma basarak görüşmeyi sonlandırmıştım. Kanım kaynıyor, direksiyonu kavrayan avuçlarım kaşınıyordu. Ağzım kulaklarımda, keyfime ise d...