YALANCI SAHTEKAR OYUNBAZ

34 5 2
                                    

Ceren on dakika kadar sonra elinde bir tepsiyle salona geri gelmişti. Tepsinin içinde küçük tekila bardakları vardı. Bir sürü limon kesmiş tepsinin ortasına da tuz dökmüştü. Tepsiyi elinden bırakıp tekila şişesini açtıktan sonra merakımızı gidermek istemişti. "Kaybeden shot atar! Anlaştık mı?"

"Hayda! Bakın şimdiden uyarıyorum Pençe'nin kusmuğunu ben temizlemem!" Kurt ellerini teslim olur gibi kaldırmıştı.

"Ne kusması ya ben kusmam ki hiç!"

"Kanka zaten kusmuğunu sen ayılana kadar biz temizlediğimiz için kustuğunu hatırlamıyorsun."

"Kusmam dedim işte!"

"Üff, Damat'ın elinden telefonu alın. Sosyal medya yasağını deler bu shotlarsa." demişti Sezi.

"Aa! Evet, Damat hadi ver telefonunu. Son olanları hepimiz biliyoruz." Damat istemeye istemeye telefonunu avcumun içine bırakmıştı.

"Ceren sen fazla tüketme bence!" Boş bulunmuştum. Amacım kesinlikle onu rencide etmek değildi. Ama sevinçle bardakları doldururken bir anda söylemimle birlikte yüzü düşmüştü. Her şeyin farkında olan ve bizzat yaşayan Minik'e bakış atınca olaya hemen el atmıştı. "Ya siktir et! Zaten dağ evinden de çıkamadığımıza göre en kötü geyiğe dert yanarız biz de." Ceren'in yüzünde buruk bir gülümseme vardı. Üzülmüştüm. Ceren'in ilk kez ve belki de son kez tamamıyla bana karşı duvarlarını indirdiği bir geceydi sarhoş olduğunda.

"Hadi abicim sıra bende!" Damat her zamanki gibi ayağa kalkmıştı. Bu tarz oyunlarda fazlasıyla heyecanlandırdı.

Kurt yine eğilip butona basmıştı. "Dur!" Kurt, Damat'ın sözüyle butona yeniden bastığında ekranda Leonardo da Vinci çıkmıştı.

"Hadi abi hadi! Sen şimdiden şu tekilalardan iç bakalım bunu asla bilemezsin!" Kurt, Damat'ı kaşıyordu.

"Erkek miyim?"

"Evet!"

"Ünlü müyüm?"

"Evet!"

"Şarkıcı mıyım?"

"Hayır!

"Futbolcu muyum?"

"Hayır!"

Resmen beş dakikadır Damat'ın art arda soru soruyor ama asla bilemiyordu. "Arkadaşlar madem kurallı oynuyoruz o zaman dakika sınırı da olsun bu böyle sabaha kadar gider yalnız." Minik olaya el koymuştu.

"Kurt sende saat var. Son otuz saniye say." Kurt yönlendirmemle kronometreyi çalıştırdığı anda Damat heyecandan başka bir soru soramamıştı bile. Süre bittiğinde bilememişti.

"İç! İç!" Önüne konan bardağı kafasına dikerken tezahürat yapıyorduk. Damat'ın ekşiyen suratını görünce keyiflenmiştik.

"Sıra bende!" demişti Sezi.

Kurt yeniden butona basmış, Sezi'nin yönlendirmesiyle durdurmuştu. Çıkan kişi Alacakaranlık filminin yakışıklı kurt adamı Taylor Lautner'dı.

"Kadın mıyım?"

"Hayır!"

"Ünlü müyüm?"

"Evet!"

"Şarkıcı mıyım?"

"Hayır!"

"Oyuncu muyum?"

"Evet!"

"Yerli miyim?"

"Hayır!"

"Üff, skala çok geniş abi. Ben bu uygulamaya sürüsüne bereket yabancı aktör yazdım."

MASKE - Pistlerin Sahibi (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin