Kutlama

2 0 0
                                    

Deniz'le konuşmamızın üzerinden haftalar geçmiş ve benim aramıza koymuş olduğum mesafe, Deniz'in de kendisini geri çekmesiyle birlikte daha da açılmıştı. Ama sanırım, ben bu durumu eskisi kadar sorun etmemeye başlamıştım, çünkü alışıyordum, yeniden vazgeçilen olmamak için kendimi zamana bırakmaya alışıyordum. Bu geçen zamanda ise, işime geri dönmüş, yeniden en iyi mücadele etme şeklim olan kalemimi elime almıştım, her şey yolunda, her şey hızla ilerliyordu.

Eskisi gibi değildik, ne Deniz'le ne de Alparslan'la; ancak, eskisinden sık görüşüyorduk, çünkü Sinan büyüyor, onunla birlikte sorunları da büyüyordu. O akşam da artık klasik hale gelmiş yemeklerimizden birini yiyecektik, ancak uzayan işim nedeniyle Sinan'ı Deniz alacak, ben ise, yemek yiyeceğimiz restorana kendi aracımla geçecektim. Restorana vardığımda gördüğüme inanamadım; Tülin, Ahmet, Ayça, Can, gazetedekiler ve üniversite yıllarından tanıdığım birçok arkadaşım daha oradaydı, elbette bu ya Alparslan'ın ya Deniz'in ya da her ikisinin de işiydi! Herkese sarıldıktan sonra boş olan sandalyeye geçip, yanımdaki Deniz'e sordum.

"Bu nereden çıktı şimdi?"
"Yaşadığımız bunca şeyi atlatmak bir kutlamayı hak ediyordu."
"Senin işin yani?"
Karşımda oturan Alparslan'a işaret ederek konuşmaya devam etti.
"Aslında ikimizin. Sevdiğin insanları görmenin sana iyi geleceğini düşündük."
"Teşekkür ederim her ikinize de. Ama Sinan nerede?"
"Yetişkin partisine Sinan'ı getirelim istemedik açıkçası, gecenin kaçta biteceğini bilmediğimiz için onu Suna Teyze'ye bıraktık."
Bu beyler uzun bir zaman alsa da gerçek birer yetişkin gibi davranmaya başlamıştı ve ben ikisiyle de gurur duyuyordum! Gecenin son derece keyifli geçen yarım saatinin ardından masaya doğru gelen Kenan Bey'i fark ettim, ayağa kalkarak gülümsedim.

"Açıkçası sizi burada görmeyi beklemiyordum, hoş geldiniz. Gerçi bu partiyi de beklemiyordum!"
"Sürpriz olduğunu bildiğimi itiraf etmeliyim, açıkçası gelip gelmemek noktasında kararsızdım. Ancak gördüğünüz üzere buradayım."
Kenan Bey'i müsait bir yere oturttuktan sonra yerime geri döndüm.
"Nasıl ulaştınız Kenan Bey'e?"
"Açıkçası Kenan Bey'le yaptığın görüşmeler sana iyi gelince, o da bu kutlamanın bir parçası olsun istedik. Onu tanıyan tek kişi de Ayça'ydı, ondan yardım istedik. Ama Ayça'ya gelemeyeceğini söylemişti, bu yüzden şaşırdım gelmesine."
"İkinize de teşekkür ederim, her bir detayı düşündüğünüz için. Bana da benzer bir şey söyledi Alparslan, ama ayarlamış işte işini. Önemli olan şu an hepimizin burda olması."
"Ben Kenan Bey'in bu kadar genç olduğunu düşünmemiştim."
"Bizlerden birkaç yaş büyük sanırım Deniz, çok emin değilim. Görüşmelerimizde olması gerektiği gibi genellikle benden bahsediyoruz, Kenan Bey'den değil."
"Deniz'e katılıyorum, oldukça da hoş bir beyefendi. Şaşırtıcı doğrusu."
"Neden Alparslan, şaşırtıcı olan ne?"
"Ben sadece bu kadar uzman bir ismin, bu kadar başarılar, ödüller ve konferanslarla dolu bir geçmişin, daha yaşlı olmasını beklerdim. En azından Ayça, görüşmen için bir psikolog istediğimizde adamın kariyerini sayıp dökerken öyle hissettirmişti."
"Katılıyorum Alparslan, benim hayalimdeki de seninkine yakın bir şeydi."
"Sanırım bir kıskançlık kokusu alıyorum beyler, lütfen beni haksız çıkarın!"
"Kıskanmamız gereken bir durum mu var?"
"Katılıyorum Deniz'e."
Yine birlik olmuşlar, beni boğmaya başlamışlardı, ancak bekledikleri tartışmayı çıkarmalarına izin vermeyecektim! Gece boyunca yıllardır görmediğim arkadaşlarımla sohbet etmek için masayı gezmiş, Deniz ve Alparslan'la olan sohbetimi, konuyu yeniden Kenan Bey'e getirmesinler diye, asgari düzeyde tutmuştum. Oldukça uzun olan masa, yavaş yavaş dağılmaya başlamış ve masadan kalkma sırası Kenan Bey'e gelmişti.

"Biraz daha kalsaydınız keşke, herkes sizi çok sevdi."
Bu doğruydu, bütün bekar kadın arkadaşlarım gece boyunca bir an olsun Kenan Bey'den gözünü alamamış ve peş peşe sorular sorarak, onu bir an olsun yalnız bırakmamıştı.
"İnanın bana çok isterdim, ancak sabah erteleyemeyeceğim bir randevum var. Bu yüzden kalksam iyi olacak."
Kenan Bey'e veda etmek için elimi çoktan uzatmıştım.
"Teşekkür ederim geldiğiniz için."
Elimi zarifçe öpen Kenan Bey beni şaşırtmıştı, açıkçası ben daha çok elimin sıkılmasına alışmıştım. Ancak bazı kişiler için bu bir nezaket meselesiydi.
"Aslında biraz dışarıda konuşsak olur mu Asena Hanım, gitmeden önce?"
"Elbette."
Kenan Bey, eliyle bahçeye işaret ederek, bana kibar bir şekilde yol verdi. Bence Deniz ve Alparslan'ın imaları yersizdi, bu adam sadece kibardı.

"Açıkçası bugün buraya gelip gelmeme meselesini çok düşündüm."
"Niçin? Ben memnun olduğunuzu düşünmüştüm gece boyunca, zira keyifsiz görünmüyordunuz."
"Yanlış anladınız beni Asena Hanım. Gayet eğlenceli bir akşamdı, açıkçası uzunca süre sonra bu kadar keyif aldığım bir yemek yedim."
"Sorun ne o zaman?"
Muhabbet uzadıkça üşümeye başlamış, kollarımla kendimi istemsizce ısıtmaya çalışıyordum. Ancak son derece nazik olan bu beyefendi, tam da ondan beklendiği gibi ceketini çıkarıp, omzuma attı.
"İnanın gerek yok böyle bir şeye, ceketimi alıp gelebilirim."
"Hayır lütfen, rica ediyorum kalsın. Üşümüyorum ben merak etmeyin."
"O zaman dinliyorum sizi, devam edin lütfen. Böldüğüm için de kusura bakmayın."
"Hiç önemli değil, inanın bana. Konuya dönmem gerekirse, açıkçası sorun bu geceden keyif almamam falan değil, sorun sizin benim danışanım olmanız."
"Nasıl yani?"
"Siz bana özel yaşamınızla ilgili birçok şey anlattınız ve anlatmaya da devam edeceksiniz. Bu yüzden danışan ile doktorun sosyal yaşantısında görüşmesi tavsiye edilmez. Zira ben bugün bu masadaki hemen hemen herkesi tanıyor gibiydim, çünkü daha önce sizden dinlemiştim."
"Yani bugün buraya gelmemeliydiniz."
"Kesinlikle buraya gelmemeliydim. Bu yüzden yarın itibariyle sizi başka bir meslektaşıma yönlendireceğim."
"Açıkçası buna çok üzüldüm, ancak meslek etiğiniz gereğince bu şartsa kabul etmekten başka çarem yok sanırım. Size alışmıştım, kendimi açmak çok daha kolaydı, sıfırdan başlamak beni çok zorlayacak."
"Hepsinin farkındayım, ama artık konuşmanın size iyi geldiğini biliyorsunuz. İnanın bana ilki kadar zor olmayacak."
Başımla Kenan Bey'i onayladıktan sonra, ceketini çıkararak ona uzattım. Ceketi giyen Kenan Bey, 'iyi geceler' dileyerek, yanımdan ayrılmak için adım attı. Ancak benim cümlem onu durdurmuştu.

"Kenan Bey, neden geldiniz?"
"Bunu bir başka görüşmeye bıraksak? İyi geceler Asena Hanım."
Kenan Bey'in ayrılmasının ardından restorana doğru döndüm, ancak kapıdan girmek üzereyken Alparslan ve Deniz karşımdaydı.
"Bir doktor ve danışan ilişkisi için fazla samimi bir beyefendi değil mi bu Kenan Bey?"
"Kesinlikle katılıyorum Deniz. Bize söylemek istediğin bir şey var mı Asena?"
"Ne saçmalıyorsunuz siz?"
"Alparslan demek istiyor ki, aranızda bir şey mi var?"
"Saçmalıyorsunuz artık! Hem size ne bundan, size ne benim özel hayatımdan. Evet, belki Kenan Bey'le aramda bir şey yok, ama eninde sonunda hayatımda biri olacak ve ondan size ancak Sinan'la tanıştırmam gerektiğinde bahsedeceğim; çünkü, bu benim özel yaşamım. Kaldı ki ben sizinkine karışmıyorum."
"Aranızda bir şey yoksa ne bu jestler; el öpmeler, ceket vermeler? Yarım saattir de konuşuyorsunuz üstelik."
"Deniz, size şu an bir açıklama yapacağım, ancak sizi ilgilendirdiği için değil, sadece misafirlerimin yanına dönmek istediğim için. Kenan Bey, beni bırakıyor, yani artık benim doktorum değil. Çünkü bugün buraya geldiği için etik bulmuyor görüşmeyi, beni başka bir meslektaşına yönlendirecek. Bunu konuşuyorduk. Şimdi çekilin önümden."
İkisinin de yüzü Kenan Bey'in benimle bir daha konuşmayacak olmasıyla rahatlamıştı. İçeri geçtikten sonra birkaç saat daha süren kutlama, nihayet sona ermiş ve ben evime ulaşmıştım. İlk o an, yatağıma yatıp, tavana baktığım an düşündüm; sahi, Kenan Bey, neden meslek etiğine aykırı olduğunu bile bile kutlama yemeğine gelmişti?

Bir Deniz SevdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin