Bitmeyen Gitmeler

2 0 0
                                    

Deniz'in ne karar verdiğini anlamak için iki gün beklemem ve kapımın önünde öylece duran bir mektubu bulmam gerekecekti: Ah Deniz, yine yapmıştı, yine gitmiş, yine ardında sadece tek bir mektup bırakmıştı...

"Sevgilim, benim en hırçın yanım, asla vazgeçemediğim ve bir türlü kavuşamadığım...

Gidiyorum sevgilim, sen bu mektubu görür görmez anlayacağın üzere gidiyorum. Bu kez fedakarlık sırası bende, sen bebeğini onunla büyütebil, bir bebeğini daha babası olmadan büyütmek zorunda kalma diye gidiyorum. Her ne kadar inkar etsen de gözlerinde bu bebeği yalnız büyütmeyi reddeden o karanlığı görüyorum, bu yüzden gidiyorum...

Ancak bu kez farklı, bu gidişim farklı... Artık ben de devam edebileyim diye gidiyorum, yeniden öne bakabileyim, kendi amacımı bulabileyim diye...

Senden habersiz kalmaya dayanamam diye anneme adres ve telefon numarası bıraktım. Eğer dilersen, eğer bana ihtiyacın olursa benimle iletişime geçebil diye bu kez kaybolmuyorum, sen beni çağırana kadar uzaklaşıyorum.

Senden vazgeçememek, ah vazgeçememek! Hem en sevdiğim hem de en nefret ettiğim özelliğim benim, her şeye rağmen asla kaybetmek istemediğim bir özelliğim... Sonsuza dek sürse de bu dava, ben böyle sürünüp dursam da oradan oraya, geçmese de kalbimdeki sızı; ben razıyım halimden, senden, bizden.

Hoşça kal canımın tamamı, hoşça kal..."

Mektubu okuduktan sonra gözlerim dolu dolu çalan kapıya kalktım, gelen Alparslan'dı.

"Ne oldu sana, neyin var böyle?"
"Gitmiş..."
"Deniz mi?"
Sadece ağlıyor, 'evet' diyebilmek için kendimi zorluyordum.

"Hep biliyordun gideceğini Asena..."
Bunu söylerken başımı göğsüne yaslamış, saçlarımı okşuyordu. Biraz öylece kalıp ağladıktan sonra ayağa kalktım. Ancak birkaç adım atamadan suyumun geldiğini ve doğumun başladığını anladım. Telaşla geçen hastane yolculuğunun ve sancılı bir doğumun ardından tüm aile hastanede, ailemizin yeni üyesi kızımız Alparslan'ın kucağındaydı.

"Ne olacak ismi karar verdiniz mi?"
"İsmini Alparslan koyacak anne, zira Sinan'ınkini ben koymuştum."
"Canan olacak anneciğim, babasının cananı..."
Alparslan kesinlikle büyülenmiş gibi görünüyordu, kızını görür görmez büyülenmiş...

***
Birkaç gün sonra...

Doğum kısmı geçmiş, eve geri dönmüştüm; elbette Alparslan hemen yanı başımdaydı...

"Harika bir şekilde uyuyor, sen dinlenseydin keşke biraz."
"İyi sayılırım ben, toparlamaya başladım."
"Deniz değil mi aklın?"
Uzandığım koltuğun kenarına oturdu, eli hemen başının altında bana bakıyordu.

"Deniz'e hem çok kırgın hem çok kızgınım Alparslan. İlk kez onu durdurma şansım vardı, ilk kez gideceğini önceden söylemişti ve ilk kez onu durdurmayı denedim; ama olmadı, durduramadım... Meğer şimdiye dek de durduramazmışım onu, bunu anladım."
"Deniz'e kızma Asena, o devam ettiğini gördü ve devam edebilmek için gitti. Deniz bu, bilirsin eninde sonunda döner..."
Doğruydu; eninde sonunda dönerdi....

Bir Deniz SevdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin