Alparslan'ın naaşı devlet töreni için bekletiliyor, beni yalnız bırakmak istemeyen annemler ise, çoktan Ankara yolunu tutmuştu. Hastanede geçen günlerin ardından şimdi de Ankara emniyetinin bahçesinde günlerimi geçirmeye başlamıştım, Alparslan'ı kimin vurduğunu öğrenmek, tek bir bilgi alabilmek için...
"Hanımefendi inanın acınızı paylaşıyoruz, bu ülke son derece meziyetli, dürüst ve cesur bir bakanını kaybetti. Ancak soruşturmanın şu aşamasında size hiçbir şey söyleyemem. Lütfen işimizi yapmamıza izin verin."
"Anlıyorum memur bey, ancak ben bir şeyler öğrenemezsem rahat tek bir nefes alamayacağım. Bakın şu an babasına ne olduğunu bilmek isteyen iki çocuk var, üstelik biri henüz 1 yaşında bile değil... Ne olur bir şey söyleyin..."
Karşımdaki polis düşünüyordu. Ardımdan gelen sesle, günlerdir uykusuz olmanın vermiş olduğu bir ruh haline kapıldığımı düşünmeye başladım."Memur bey ben Asena Hanım'ın avukatıyım, aslında söylediğinizin aksine Asena Hanım davanın tarafı. Yani bilgi verebilirsiniz, en azından soruşturmanın gidişatını etkilemeyecek olan bilgileri bizimle paylaşabilirsiniz. Mesela konuyla ilgili herhangi bir gözaltı yapıldı mı?"
"Hayır avukat bey, henüz soruşturuyoruz."
Polis memurunun cevap vermesiyle birlikte hayal görmediğimi anladım, Deniz dönmüş, tam da en ihtiyacım olduğu anda orada, öylece, birden bire bitivermişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Deniz Sevdim
Historical Fiction80'lerin politik ortamında geçen gelgitli bir aşk ve devrimin en güzel hali: sevgi! Bir Deniz Sevdim, başlıyor...