Kaan Bahadır 17

1.9K 58 22
                                    

Odamda tek başıma olayların şaşkınlığını üstümden atmaya çalışırken telefonum çalmaya başladı. Telefonu açarak "Alo?" dedim.

"Alo? Ramazan Bey, vaz mı geçtiniz gitmekten?" dedi.

Seraptı bu, unutmuştum. "Aa, kusura bakmayın Serap Hanım burada birazcık olaylar oldu" dedim.

"Ne gibi olaylar?" dedi.

"Gelince anlatsam daha iyi olur, hemen çıkıyorum" dedim.

"Peki bekliyorum" dedi ve telefonu alıp, dosyayı çantama koyup kapıyı da kilitledikten sonra arabaya doğru koştum.

Seher Hanım çoktan gitmişti. Haluk Bey ile karşılaştık "Ramazan Bey. Nasılsınız?" dedi

"Kusura bakmayın Haluk Bey acil bir işim var gitmem gerek" dedim. Şaşkın şaşkın bana baktı. Çünkü böyle biri değildim ben, hareketli, aceleci değildim. Koltuğumda otururdum sabahtan akşama kadar, yaptığım tek aktivite konuşmaktı, çünkü işim buydu.

Arabama binerek Serap Hanımın hastanesine doğru sürdüm, yollar hala aynıydı, kar oldukça hızlı yağıyordu.

Saat öğlen civarıydı. Hastaneye gelmiştim. Lobiye giderek "Serap Hanım beni bekliyordu, çağırabilir misiniz acaba?" dedim.

"Tabi" dedi ve telefon ile Serap Hanımı aradı. Bir kaç dakika sonra Serap Hanım geldi.

Beni koridorda görür görmez "Ne oldu?" diye sordu. Arabaya doğru gittim, arkamdan geliyordu. Arabaya binip kontağı çalıştırdım. Serap cevap beklercesine bana bakıyordu. "Kaan Kaçmış" dedim.

Gözlerini büyültüp, elini ağzına götürerek "Ne!" diye bağırdı. "Sen ciddi misin?" dedi.

Evet, gittiğim de polis oradaydı. Asistanım çağırmış" dedim.

"Seni neden aramamış?" diye sordu.

"Korkmuş sanırım, ona emanet etmiştim" dedim.

"Ne zaman olmuş bu sabah mı?" dedi.

"Sanırım" dedim. Yola koyulmuştuk, olayı tamamıyla anlattım. Daha önce Serap'ın başına hiç gelmediğini, hiç kaçmadığını söyledi.

Kaan'ın akrabalarının yaşadığı şehre doğru gitmeye başladık, tabelaları takip ederek gitmeye çalışıyorduk. Bir benzinlikte durarak benzin aldık. Serap benzinliğin marketinden bir şeyler almak istediğini söyledi, bende o esnada lavaboya gittim.

Benzinliğin arkasında, küçük bir tuvaletti. İşimi hallettikten sonra elimi ve yüzümü yıkadım. Aynaya baktığımda arkamda Kaan'ı gördüm. Arkamı döndüğümde kimse yoktu. Yüzüme tekrar su çalarak hafifçe tokat attım "Kendine gel" dedim.

Lavabodan çıkarak ödemeyi yaptım. Serap atıştırmalık bir şeyler almıştı; gofret, bisküvi, çikolata. Yolda giderken atıştırıyorduk.

Yaklaşık üç veya dört saatlik yolculuğun ardından şehre girmiştik. "Evi hatırlıyor musun?" dedim.

"Hayır" dedi.

"Nasıl bulacağız peki koskoca şehirde onları?" dedim. "İlçeyi ve mahalleyi hatırlıyor musun?" diye ekledim.

Serap gözlerini kısarak alnını kaşıdı ve "Sanırım, bir dakika... *** ilçesindeydi ve... *** Mahallesiydi sanırım, evet orasıydı" dedi. Yaklaşık kırk beş dakika esnaflara sora sora ilçeye girmiştik.

Serap'ın söylediği mahalleye doğru gidiyorduk esnafların tarifi ile. Bir nalburun önünde durup camı indirdim ve "Selamun aleykum üstadım kolay gelsin" dedim. Adam çok içten bir şekilde "Ve aleykum selam kardeşim, buyur?" dedi.

Üç Gölge Köyü ve Daha Niceleri 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin