Tam o sırada cep telefonum titredi. Çıkardım, "bir mesaj alındı" yazısı ilişti gözlerime. Bir yandan mesajı açarken, diğer yandan doktorla konuşmaya devam ediyordum.
Madem hiç bir sorun yok, öyleyse müsaadenizle ne zaman taburcu oluyorum? Öğrenebilir miyim acaba?
Normal şartlar altında taburcu olman gerekiyordu, fakat maalesef bir aksilik oldu Rıfatçım. Dedi Dr. Hilal.
Çerçeveli gözlüğünün arkasında gözleri devasa haline bürünmüştü. Bir diğer yandan mesajın "Burak" tarafından gönderildiğini gördüm. Mesajda: "Rıfat, şimdi dediklerimi harfi harfine yerine getir. Önce telefonunu sessize al... "
Ne demek oluyor bu şimdi? Diye sordum. Mesele nedir? Doktor cevapladı:
Mesele yok, sorun yok. Sadece hastane kurul üyelerinin pek çoğuna ulaşsak da, bir kısmına maalesef ulaşamadık.
E, her birinin başhekim bey gibi vekilleri de yok. Dolayısıyla onların da imzalarını topladığımız zaman seni taburcu edeceğiz, dedi imali imali bana bakarak.
Bakışlarında "sıkıyorsa şimdi kâğıtta imzalar vardı ben gördüm de!" ifadesi yatıyordu.
Kâğıda bakmadığım konusunda yalan söylemiştim ve şimdi bu yalanın cürümünü çekiyordum. Yine de olayın üzerine gitmeye devam ettim.
Kağıdı neden yırttınız peki?
Hemen mesajın devamını çaktırmadan okudum: "sonra telefonunun kayıt cihazını çalıştır, çaktırmadan kimsenin göremeyeceği bir yere sakla. Düşürmüş süsü verebileceğin bir yer olsun. Dediklerimi yap, bana güven."
Kâğıdı yırttım, dedi dr Hilal, çünkü eski eşimin bana yolladığı özel bir mektup. Önemsiz bir şey yani, en azından benim için hiçbir deleri yok.
Kendisi yeniden barışmak istiyor, bu yüzden de lise öğrencileri gibi kokulu mektuplarla özlem, hasret mesajlar yollayıp duruyor.
Özel bir şey yani, ama dediğim gibi benim için bir anlam ifade etmiyor! İşte bu yüzden yırttım. Seninle ilgili bir şey değildi, buna şahit olmak zorunda kaldığın izin üzgünüm...
Vay arkadaş, dedim kendi kendime. Ulan karı ayaküstü kuyruklu yalan atıyordu resmen. Bu kadar yalanı bu kadar seri şekilde kimse söyleyemez diye düşünmeden edemedim.
Kadın kısmından bir kere daha korkulması gerektiğini hatırladım.
Doktor: Sen odana çık, istirahatına bak. Bu son görüşmemizdi, bundan sonra yalnızca imzalar toplanacak, imza işleri bitince ben sana haber göndereceğim.