Annem ve Babam başımda ağlıyordu. İkinci kalp krizi geçirmiş ve ölümün kenarından dönmüştüm.
Ölüm ile Yaşam arasında kalıyor, ne ölebiliyor, neden yaşıyordum.
Ailem perişan haldeydi, ben ise ölümle yüz yüze gelmiş ve ölmeyi becerememiştir.
Oğlum çok korkuttun bizi. Kalbin durdu tekrar çalıştı, doktorlar elinden geleni yaptı. Kalbin bazen çok hızlı atıyor, bazen tamamen duruyordu.
Sanki bir şeyler yaşıyor ve heyecanlanıyor gibiydin. Kalbin çalışmaya başlayınca, heyecan ile irkiliyordun.
Yaşadıklarımı bir bilseniz dedim içimden sessizce.
5 dakika kadar ağladı başımda, babamda ağlamaklı bir ifade ile bakıyordu bana.
Koridorun ucundan, feryat figan sesleri geliyordu. Ben bu sesleri hatırlıyordum herhalde bir yerden.
Babama: Baba bakar mısın, bu insanlar niçin ağlıyor.
Babam koridora çıkıp ağlayan insanların yanında gitti ve iki dakika sonra geri geldi.
Dün gece trafik kazasında kızları ağır yaralanmış, ameliyata almışlar, fakat kız ameliyattan çıkamamış dedi.
Leyla dedim istemsizce.
Leyla mı. Ölen kızın ismi Leylamış oğlum dedi.
Hiçbir şey demeden, bir şey konuşmadan durduk iki saat kadar. Ağlama sesleri bile kesilmişti artık.
***
İnsan öldüğü zaman önce malı mülkü terk edermiş, sonrada eşi dostu. Sadece iki şey kalırmış yanında; Sevap ve Günahları.
Günahlar yakana yapışırmış, düşsün sırattan cehenneme gitsin diye. Sevap elinden tutarmış, sırattan geçsin diye.
Olacakları bile bile, insanın günah işlemesi hayret verici şeydir aslında. Kıyamet ne zaman kopacak diye merak ediyorlar, insanın ölünce kıyameti kopuyordu işte.
Leyla'nında kıyameti kopmuştu.
Çırpınışları, öldüğünü anlamaması, herkesten medet umması. Ben ölmedim diyerek etraftakilere yalvarması... Ne kadarda acı bir durumdu öyle Allah'ım.
***
2 saat sonra kalp ritmi düzene girmişti. Normal yatağıma aldılar beni. Yine burası tek kişilik bir odaydı, fakat vücuduma kabloları bağlamadılar. Sadece kolumda bir tane serum vardı.
Benim normale dönmem, aileminde mutlu olmalarına neden oluyordu. Tuzsuz hastane yemeğini yedikten sonra televizyon izlemeye başladım.
Televizyona bakarken dalıp gitmişim, annemin üstümü ördüğünü hatırlıyorum en son.
***
Rüyamdan, ya da gerçek alemde. Ya da Araftaydım yine.
Bir şeyin beni kovaladığını hissediyorum. Ama neyin kovaladığını ne görüyor, nede sesini duyuyordum.