Namazdan sonra biraz uyumak için kanepeye uzandım. İki saat uyuduktan sonra çalan telefonun sesiyle uyanmak zorunda kaldım.
Arayan Yalova'dan akrabalardı. ''Hemen Yalova ya gelmemi'' söylediler.
''Tamam'' deyip kapattım telefonu.
İçime tarifsiz bir duygu yüklenmişti. Ağlamak istiyordum ama nafile, ağlamak bile zordu benim için.
Bir şeyler olmuştu, arayan akrabamın sesi de ağlamaklı geliyordu zaten. Kesin birinin başına bir hal gelmişti.
Bu gün 3. gündü. Terminali arayıp otobüsün gidip gitmeyeceğini sordum. ''Yolların açık olduğunu seferlerin kesintisiz devam ettiğini'' söylediler.
''Ulan nasıl kesintisiz devam ediyor, üç gündür bekliyorum yolların açılmasını'' dedim.
''Yanlışınız var'' dediler. ''Yollar hep açıktı.''
Eee kim aradı beni o zaman, yollar kar ile kapalı o yüzden seferler üç gün sonra devam edecek diye.
''Bilmiyoruz'' deyip kapattılar yüzüme telefonu...
Ben kiminle konuşmuştum o zaman. Biri benimle dalgamı geçiyordu. Nasıl bir oyundu bu, herkes mi düşmandı bana...
Hızlıca valizimi toplayıp gittim otogara, biraz oyalandıktan sonra vakti gelince bindim otobüse.
Otobüs, Yalova'ya varmıştı. Hemen inip koştum camiye, çünkü namaz vakti geçiyordu. Namazımı kılıp yalvardım Allah'a ''ALLAH'IM KALDIRAMAYACAĞIM YÜKÜ YÜKLEME BANA.''
Camiden çıkınca Amcamın oturduğu ilçeye giden minibüslere binip, ilçeye gittim. Evin önüne vardığımda, evin çoğu bölümünün yandığını gördüm.
Yan komşulara gidip ailemi sordum. Hiç bir şey demediler. ''Falanca evde amcanın karısı var o sana söylesin'' dediler.
Dedikleri eve vardığımda yengem ağlıyordu, beni görünce boynuma sarıldı...
''Oğlum sana 3 gündür ulaşamadık. Annen, Baban ve Amcan çıkan yangında öldüler. Başın sağ olsun'' dedi ve konuşmaya devam etti.
Annen, Baban ve Amcan son bir hafta çok kötü durumdaydı, durup dururken çığlık atıp, ağlıyorlardı. Hocalara haber verdim okudular dua ettiler ama nafile, çok büyük bir büyü yapılmış olduğunu söylediler.
En sonunda da, üç gün önce, nasıl olduysa ev kendiliğinden alev almaya başladı. Bir anda alevler yükseldi, ben zor kurtardım kendimi, anneni de kurtarmak istedim, ama çıkmak istemedi dışarı, gücüm yetmedi onları çıkarmaya, yargından kurtarmaya....
*******
Büyük bir büyü yapılmıştı Bahadır'ın ailesine. Bahadırın telefon ile görüştüğü ne ailesi, nede terminal çalışanlarıydı.
Cinler son kozlarını oynayıp, Bahadırın ailesinden nefret etmesini sağlamışlardı.
Büyüyü, dedesi ve üvey babaannesi yapmıştı.
Üvey babaannesi, öz babaannesi ölünce dedesiyle evlenmiş ve üvey olan iki büyük oğluna büyü yapıp, tahta döşemelerin altına koymuştu. Sonra büyüler bulundu ama, çoktan yangın çıkmıştı bile...
23 yıl sonra gerçekleşen bir büyüydü bu. Neden 23 yıl, bilinmiyor....
****
Şimdi 36 yaşındayım. İki tane evladım var, birde çok sevdiğim eşim.
Yıkılan palmiye apartmanın yerine yapılan yeni evimizde oturuyorum.
Namazımı ve ibadetimi hiç bırakmadım o günden sonra, inşallah hiçte bırakmayacağım.
Annemi ve Babamı çok seviyorum, her fırsatta mezarlarını ziyaret ederim.
Remzi Arı'yı (R.A) o günden sonra hiç görmedim, aradım fakat hiç tanıyan çıkmadı. Hatta tavsiye eden hoca bile tanımıyordu.
Demek ki, kul dara düşünce, gerçekten Hızır gelirmiş.
*****
Okuduğunuz için teşekkür ederim
18_Murat_18