Babamla konuştum, köye gitmeliyiz baba dedim. Ne köyü oğlum zaten tüm belalar oradan geldi başımıza dedi.
Gitmeliyiz baba Büşrayı görmem lazım, istemiyorsan sen kal ben giderim dedim. Baba yüreği dayanamadı oda benimle gelmeye razı oldu.
Annem yine ağlıyordu, ne olduysa zaten aileme oldu hep perişan olmuşlardı.
Yola sabah 8-9 gibi çıktık, akşam 4-5 gibi de köye varmıştık. Köy girişine geldiğimizde içim ürpermişti, muskamı sım sıkı sıktım elimle.
Köye giriş yaptık, babam amcamlara doğru giderken hayır baba Büşralara gidelim dedim. Tamam dedi.
Yolu tarif ettim, Büşraların kapının önüne gelmiştik. Evleri 2 katlıydı müstakil diyebileceğimiz tipik köy eviydi. Büşra odasının penceresinden bana bakıyordu, yüzüne bakamıyordum korkuyordum fakat yapmak zorundaydım.
Kapılarını çaldım Büşra'nın annesi çıktı, beni görür görmez tokat attı birden, şaşırdım.
Defol buradan kızım senin yüzünden dahada kötü oldu, kafayı yedi, sen gittikten sonra dahada kötü oldu, gül gibi kızımı mahvettin diyerek ağlamaya başladı.
Teyze Büşrayı görmem gerek dedim direk eve daldım odasına çıktım. İçeri girmekten öyle korkuyordum ki anlatamam.
Kapıyı yavaşça araladım, tıpkı gecen sefer gittiğimdeki gibi yine biriyle konuşuyordu, fakat pencereye bakıyordu.
İçeri girdim, Büşra diye seslendim hafifçe, fakat beni duymuyor gibiydi, sanki başka alemlere dalmıştı..
Omzuna hafifçe dokundum birden bana döndü, ben hayatımda öyle bir göz görmedim. Gözleri çok değişikti, kırmızıda değil beyazda değil çok farklıydı. Artık eski Büşra değildi, başkasıydı sanki.
Büşra, benim Kerim dedim, fakat hiç konuşmuyordu biraz silkeledim kendine geldi. Birden gülmeye başladı ve sarıldı o anı asla unutmam..
Büşra, bana bak bu köyden gitmem hiç bir şeyi değiştirmedi dahada beter oldum, seni rüyamda görüyorum hep, her seferinde intihar ediyorsun ve ölüyorsun, her gün seni düşünüyorum dayanamadım geldim.
Büşra birden sinirlendi. Dişleri siyah ve sivriydi. (çok değişikti, gül gibi kız ne hale gelmişti)
Sinirlenerek, kendimi her gün öldürmeye çalışıyorum, ama izin vermiyor ölmek istiyorum diye ağlamaya başladı,
Büşra dedim tüm olaylar senden kaynaklanıyor bende bittim artık kafayı yedim bende intihar etmeyi düşündüm fakat yapamadım.
Tüm olayların sebebi sensin bir şekilde bu olaylar senden başladı senden bitecek dedim.
Ağır bir konuşmaydı kalbini kırmıştım kızın.
Nasıl yani diye cevap verdi. Bilmiyorum ama seni buradan hemen götürmeliyim dedim.
Büşrayı aldım yanıma aşağı kata indik, annesi nereye götürüyorsun kızımı dedi. Durumu anlattım zar zor ikna ettim. Büşrayı aldım yanıma, fakat ne yapacağımı bilmiyordum.
Babam, kızı nereye götürüyorsun dedi. Bizimle gelecek baba dedim ikna ettim yine bir şekilde.
Amcamlara gittik, ne yapacağımızı düşündük. Yengem, hocaya gidelim cevabını verdi, fakat pek istemiyordum, üfürükçülerin ne oldukları belli değildi çünkü.
Fakat yengem birinden bahsetti kadın bir hocaymış (adını buraya yazmayacağım özelden isteyenler olursa belki 1-2 kişiye verebilirim). Zaten başka şansımda yoktu fakat önce şartım vardı..
Tamam önce kadını ben göreceğim sonra Büşrayı götürebiliriz dedim. Kadın civar köylerden 40-50 yaşlarındaydı, evine gittik amcam ben ve babam.
Kapısını çaldık kendisi açtı içeriye buyur etti. Evine bir göz gezdirdim gayet sadeydi, televizyon vardı, duvarlarda kuran yazıları asılıydı.
Oturduk, durumu anlattım... Büşra'ya o üç harflinin musallat olduğunu, sonra bana sardığını her şeyi bir bir anlattım.
Kadın boynumdaki muskayı sordu vermemi istedi. Çıkarttım verdim, içini açtı.
Oğlum bu gayet basit yazılmış bir muska bu seni fazla koruyamaz, hatta cinniyi dahada kızdırır dedi.
Peki ne yapmalıyız hocam dedim, artık kendimi öldürmeyi dahi istiyorum yapacak hiç bir şeyim yok. Köyü bıraktım evime döndüm, fakat her şey devam etti, bir çıkar yolum yok dedim.
Oğlum Allah'ın izniyle hallederiz, öncelikle kızımızı görmem lazım. Nerede gidelim görelim dedi.
Arabaya bindik amcalara doğru yol aldık.
Eve varmıştık kapıyı çaldım yengem açtı kapıyı, içeriye buyur etti. Hoca içeriye girdi, burada cinni var dedi. Herkes şaşırdı, fakat ben şaşırmıyordum gayet normal geliyordu.
Hoca cebinden çıkarttığı küçük kuranı okumaya başladı okuyarak evin içinde gezmeye başlamıştı. Bazen daha şiddetli bir şekilde bağırarak okuyordu.
İçeriden Büşra'nın bağırdığını duyduk hemen içeriye girdik. Büşra yerde uzanmış değişik hareketler yapıyor, tavana bakıyordu adeta çıldırmıştı sanki.
Hoca Büşra'nın alnından tuttu ve bağırarak "ey cinni burayı terk et diye bağırdı ve kuranını okumaya devam etti. O okudukça Büşra çıldırıyordu bana da bir şeyler oluyor gibiydi. Nefes alamıyordum. Sinirlenmiştim bir anda, neredeyse hocayı öldürecektim.
Hoca kuranını okumaya devam etti, Büşra dahada beter oldu. Amcam hocayı tam tutacaktı sen ne yapıyorsun gibi fakat babam engel oldu.
Büşra bazı kelimeler sayıklamaya başladı, ne olduklarını bilmiyorum, fakat hoca hiç susmadı devam etti.
Yaklaşık 10 dakika sonra Büşra birden durdu bayılmıştı sanırım. Büşrayı kaldırdık koltuğa yatırdık, kan ter içinde kalmıştı.
Hoca yanıma yaklaşıp hemen konuşmalıyız oğlum dedi..