Neyse kalkalım mı artık diye sordu. Olur dedim.
Nihat'ın yanına doğru giderken bir an elini tutmak isterken hafif elini çektiğini hissettim. Neden böle davranıyorsun kötü bir şey mi yaptım, dün gayet güzeldik bugün neden soğuksun dedim.
Yok bir şey dedi. Ama ısrar edince anlatmaya başladı.
Son 2 aydır garip şeyler oluyor bana Kerim, fakat sana anlatamayacağım şeyler, kendimi aslında pek iyi hissetmiyorum.
Seni görünce kendimi daha iyi hissettim, ama sana da zarar gelsin istemiyorum, Kerim istersen bir daha görüşmeyelim dedi.
Beynimden vurulmuşa döndüm, hayatımda aşık olduğum tek kız benle görüşmek istemiyordu, fakat korktuğu şey neydi?
Babandan mı korkuyorsun, ne oldu bir şey mi dedi, neden böle diyorsun anlamıyorum dedim.
Hayır babamın senden haberi bile yok, fakat görüşmek istemiyorum seninle anlamıyor musun beni dedi ve ağlayarak ve koşarak yanımdan uzaklaştı.
Nihat kızın ağlayarak koştuğunu görünce yanıma geldi.
Oğlum sen bu kıza ne yapıyorsun. Daha 2 gün oldu kızla tanışalı. Kız ağlayarak yanından gidiyor, ne yapıyorsun sen bu kıza ulan dedi.
Saçmalama lan birinden korkuyormuş bana zarar gelmesi istemiyormuş, bir daha görüşmeyelim dedi bana dedim.
Pek mantıklı bulmamıştı sözlerimi, Gerçi bana da mantıklı gelmemişti.
Çok üzülmüştüm, kafamı dağıtmak istiyordum.
İçelim mi lan Nihat dedim. Tamam içelim dedi.
Hemen nevalelerimizi aldık, çıkıp dağın tepesinde içmeye başladık. Kafam baya iyi olmuştu, yürümeye mecalim yoktu. Nihat eve kadar bıraktı beni, kapıyı amcam açtı bu ne hal oğlum dedi.
Cevap veremediğimi hatırlıyorum, başka hiç bir şey demeden beni yatağıma yatırdı, o gün aynı rüyayı tekrar görmüştüm, fakat bu sefer bana bakıyor gibiydi, ama ne olduğuna anlam veremedim yine kan ter içinde uyanmıştım..
Bu sefer rüyayı fazla kafama takmamıştım, kendi kendime dün zaten kafayı çektin aklın başında değildi geçende aynı rüyayı gördün beynin senle oynuyor dedim.
O günün sabahı Nihat bize geldi, terasa çıktık konuşmak istemiyordum, aslında Nihat beni teselli etmeye çalışıyordu, olsun Kerim bir çözüm yolu buluruz takma kafana neyse hallederiz sana kız mı yok diyordu. Hayatımdaki tek dostumdu Nihat benim..
Hadi gel gidelim, köy kahvesinde batak atalım burada tıkılıp da ne yapacaz dedi. Hiç keyfim yoktu, fakat zorlayınca kıramadım gittik baya kahvede oturduk, fakat her daim aklımda hep aynı sorular vardı.
Neden benden ayrıldı bir sebep yokken? Kimden korkuyor, kim bana neden zarar verecek?
Allah'ım kafayı yiyecektim, bu sorulara bir çözüm bulmam lazımdı. Nihat'a kalk lan hadi gidelim beni Büşra'nın evine götür dedim.
Büşra'nın evlerine doğru yaklaşırken içimde garip duygular oluşuyordu, bu anlatılmaz bir şey tüylerim diken diken oluyordu, ayaklarım gitmek istemiyordu, fakat gitmeliydim.
Evlerinin önüne gelmiştik kapılarını çaldım annesi çıktı. Teyze Büşra evde mi dedim.
Sende kimsin oğlum dedi.
Bir arkadaşıyım teyze görmem lazım dedim. Büşrayı çağırdı annesi. Büşra gelmedi dışarı, "gitsin buradan gelmesin bir daha'' diye bağırdı sadece içeriden.
Annesi, oğlum Büşra hasta biraz, başka zaman görürsün dedi.
Fakat içim rahat etmemişti, teyze sadece bir şey soracağım lütfen dedim.
Sonra Büşra dışarı çıktı. Evlerinin arka bahçesine doğru gittik. Büşra lütfen açıkla kimden korkuyorsun, başka birini mi seviyorsun söyle bana. Hayır başkasını sevmiyorum dedi.
O zaman neden bana böle davranıyorsun, beni sevmiyor musun dedim.
Sevmez olur muyum Kerim seni çok seviyorum, ama artık görüşemeyiz, ben hastayım normal biri değilim, anla artık, benim yanımda durdukça sana ve ailene zarar gelir dedi..
Kan beynime zıpladı, kim bana ve aileme zarar verecek söyle Lütfen. Ben seni seviyorum Büşra seni bırakmam, madem sende beni seviyorsun tekrar birlikte olalım hiç bir şeyden korkmuyorum dedim.
Sarıldı ve ağlamaya başladı, bende ona sımsıkı sarılmıştım ki tam o sırada bir kedi belirdi yanımızda.
Miyavlamaya başladı önce, sonra beni tırmalamaya ve değişik sesler çıkartmaya başladı, bende yanımızdan kovmaya çalıştım, fakat o anda Büşra birden bayılıp yere düştü..
