Kaan Bahadır Final

2.1K 81 30
                                    

Sabah olmuştu biz hala Kenan'ı gömdüğümüz yerdeydik, Kaan'ı gece arabaya götürmüştüm. Hocalar dualar okumaya devam ediyordu.

Saatlerdir dualar okuyordular. Duaların içinde tövbe kelimesi duyuyordum sık sık. Tövbe edip, af diliyorlardı sanırım Allah'tan.

Yaklaşık yarım saat sonra hepsi bir ağızdan "Amin" dedi ve ellerini açıp yüzüne götürdüler.

Arkasını döndüler, en önden Hüseyin hoca bize doğru gelmeye başladı.

"İnşallah bitti hocam" dedi Sadık hocaya bakarak.

"İnşallah hocam" dedi.

"Bitti mi hocam artık? Gitti mi o şey?" dedim.

"Gitti Ramazan, Allah'a şükür Allah yanımızda, hep bizimle" dedi.

Eğilerek hocanın elini öptüm ne kadar izin vermese de. Ardından Sadık hocamın elini öptüm ve hepsine teşekkür ettim.

Oradan uzaklaşarak arabalara doğru gitmeye başladık. Arkama son kez dönüp Kenan'ın mezarına baktım.

Arabaya bindim. Arkada Kaan hala uyuyordu. Eve doğru sürmeye başladım. Saat öğlen vakitlerinde eve gelmiştim. Kaan'ı kucaklayarak eve çıkardım. Kapıyı açarak kendi yatağıma yatırdım.

Üst kata çıkarak Ferhan Bey'in kapısını çaldım. Kapıyı yine oğlu açmıştı. "Merhaba yakışıklı baban evde mi?" dedim.

"Evet" diyerek içeri koştu. Bir kaç saniye sonra Ferhan Bey geldi.

"Oo Doktor Bey, kaçtınız sandım" dedi gülerek.

"Estağfurullah, işim yeni bitti. Ne kadar teşekkür etsem azdır, çok sağ olun araba için" dedim.

"Ne demek oğlum, ne zaman istersen gelip alabilirsin" dedi.

Tekrardan teşekkür ettim ve tam gidecekken "Teyzenin oğlu nasıl oldu? İyi mi?" dedi.

"Teyzemin oğlu?" dedim şaşkın bir şekilde. "Teyzenin oğlu hastalanmamış mıydı?" dedi.

Bir kaç saniye boş boş Ferhan Bey'in yüzüne baktıktan sonra "He, evet evet, iyi Allah'a şükür" dedim.

Ferhan Bey biraz şaşırarak baktıktan sonra "Allah iyilik versin" dedi.

"Tekrardan çok teşekkür ederim Ferhan Bey, iyi günler" dedim.

Evime girdim. Odama gittim Kaan'ın yanına, Kaan uyanmış ve ağlıyordu. Hiçbir şey demeden ağlıyordu.

***

Aradan bir ay geçti: Kaan bir ay boyunca hiç durmadan ağlamaya devam etti. Hiç durmadan ağlıyordu.

Normaldi, 10 yaşındaki bir çocuğun dayısını öldürüp gülmesini bekleyemeyiz. Sürekli onunla konuşup onu rahatlatmaya çalışıyordum.

İki ay sonra: İlk günkü gibi değildi artık, ağlamaları azalmıştı, fakat hala kötüydü. Ara ara kâbuslar görüyordu, bazen sinir krizleri geçiriyor ve ağlıyordu.

İşimden olmuştum, polisler ile bir olay yaşamadık çok şükür.

*** şehrinden taşınmıştım. Daha lüks, daha kalabalık bir şehire taşındık. Beni oraya bağlayan hiçbir şey yoktu çünkü. Daha güzeldi burası, daha kalabalıktı, daha genişti.

Bir ev tuttuk, 2+1'di, çok büyük bir şey değildi. 4 katlı bir apartmanın en alt katındaydık. İşim olmadığından dolayı para kazanamıyordum ve cebimdeki tüm parayı Kaan için harcamıştım.

Dört ay sonra: ** Hastanesinde işe başladım. Psikolog olarak hayatıma devam ediyordum ve ilk hastam Kaan'dı.

Altı ay sonra: Daha güzel bir eve taşındık. Daha güzel eşyalar aldık. Kaan gün geçtikçe daha çok iyileşiyordu. Hala daha o acıların izleri vardı, fakat saklıyor ve kapatıyordu. Geceleri bazen ağladığını duyuyordum.

Dokuz ay sonra: Okuma ve yazmayı bilmiyordu, ona okuma ve yazmayı öğrettim. Okula göndermek istedim hiç okula gitmemişti, fakat istemiyordu okula gitmeyi. Israr etmedim.

Bir buçuk yıl sonra: Kaan neredeyse iyileşmişti, geçmişteki acıların izleri kapanmaya başlamıştı.

Arkadaşları vardı, bir sürü arkadaşı vardı. Hatta âşık olduğu bir kız vardı, adı Nazlıydı.

Kaan yaklaşık iki yıl boyunca tedavi gördü. 12 yaşına gelmişti. Okuma ve yazmayı öğrenmiştim, fakat okula gitmiyordu istememişti gitmeyi.

İki yıldır beraber yaşıyorduk. Bitmişti o olaylar. Aylardır kâbus görmüyor, ağlamıyordu.

Arkadaşları, çevresi olmuştu. Dışarda arkadaşlarıyla oynuyordu sürekli. Çok yaramaz bir çocuktu, sürekli komşulardan şikâyet geliyordu, fakat komşulardan şikâyet geldikçe ben daha mutlu oluyordum çünkü normale dönüyordu.

Yeni hastanem, asistanım ve meslektaşlarım oldukça iyiydi. Alışmıştım buraya. Çok içten ve samimi insanlardı. Hepsi güler yüzlü ve sıcaktılar. Kaan'ı da sevmişlerdi, tanıştırdım onları Kaan ile.

Şuan Kaan 23 yaşında, askere gidip geldikten sonra bir kafede garson olarak çalışmaya başladı. Uzun süredir konuştuğu Nazlı var, hatta evlenmeyi planlıyor. Hayatından memnun, bende öyle.

***

Kaan'ın anne ve babası: Canan ve Fatih Bahadır; Cinlerin etkisi altında kalan köylüler tarafından öldürülmüştü, fakat cesetleri bulunamamıştı. Kayıtlarda kayıp olarak geçmekte.

Kaan'ın anneannesi Fadime Hanım: Memleketinde *** mezarlığına gömüldü. Ara ara Kaan ile ziyaret ederiz.

Kaan'ın teyzesi Fahriye Hanım: O geceden sonra *** hastanesine yatırılmış. 11 yıl tedavi gördükten sonra 2 sene önce hayatını kaybedip annesinin yanına gömülmüştür.

Kaan'ın eski Psikoloğu Serap Hanım: Memleketinde *** mezarlığına gömülmüştür.

Asistanım Seher Hanım: Kenan'ın geldiği gün hastaneden ayrıldığımdan sonra bir daha hiç haber almadım.

Sadık ve Hüseyin Hoca: İkisi de hayatlarına devam etmektedirler, ara sıra gidip ziyaret ederim.

Kaan'ın dayısı Kenan: O geceden sonra bir daha hiç mezarına gitmedik. En çokta ona üzüldüm. Ölürken ki masumluğu hala gözümün önünde.

Kaan'ın Babaannesi: Kaan'a büyü yaptırdıktan sonra ölmüştü zaten...

--SON--

Yeni hikâyelerde görüşmek duasıyla. Allah'a emanet olun.

18_Murat_18


Üç Gölge Köyü ve Daha Niceleri 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin