Cinlerin Kavgası 8

1.8K 51 3
                                    

Amacımız Sırbistan'da şehir merkezine inmekti hava kararmadan.

Davut'a suratını kapatacak bir şeyler bulduk. Ayaklarını vs. sararak vücudunda görünecek yer kalmayacak şekilde gizledik. Ama boyu o kadar uzundu ki her halükarda dikkat çekiyordu.

Etrafımızda şehir yoktu, en yakın yerde 100 kişilik bir Türk köyüydü ki, köyde elektrik yoktu.

Gece hayatımızı kurtaran ezanı bile hoca minareden bağırarak okuyordu. Hoca, bu köye girersek bizi gizlerler dedi.

Şimdi burada olan bir olayı anlatmadan önce size bir bilgi vereceğim. Bu bilgi sonrasında olayın tam olarak nasıl olduğunu anlayacaksınız.

Daha önce dediğim gibi Kosova ve Sırbistan sınırında, zamanında milyonlarca insan katledildi. Bu yüzden buralarda aşırı derecede olaylar olduğu rapor edilir.

İki ülkede NATO birliği hariç bu araziye asker yollamaz, çünkü burada açıklanamayan birtakım olaylar olup üzeri kapatılmıştır.

Özellikle bizi evinde saklayan hoca ve ileride ki Türk köyündeki insanlar için, cinler, al karıları, ermişlerin ruhları ile sürekli bağlantıda olmak normal bir şey.

Onlar genelde Müslüman cinler ile, zamanında alim ve ermiş olarak ölen hoca ve hacıların ruhları ile ve al karıları ile iletişim halindedir.

Hatta bazı evlerde cinler misafir olarak ağırlanır. Hatta bizim hocanın evinde al karısı vardı, bildiğiniz üzere.

Bu insanlar ifrit ve şeytan soyundan gelen cinlerle muhatap olmaz genelde.

Bir rivayete göre ifrit ya da şeytan soyundan gelen cin bir insana tecavüz eder. Kadın evinde banyo yapıp temizlenirken tecavüze uğrar, birkaç dakika sonra kadının kocasının köy kahvesinde alev alev yanarak öldüğü anlatılır.

Sabah ezanından önce gayb kapısından geçemeyen cinler Müslüman değilse, tutsak kaldı sanılarak kabileden dışarı atılır, bir daha dönemez.

Bu cinler insanlara hastalık verir, bir kısmı insan çarpar, ya da içine girip kontrol eder. Onları rahatsız etmekten hoşlanır.

Köyde bu tip olaylar olmasın diye köyün etrafında bir takım gömüler vs. vardır. Cinler bu yüzden tuzak kurmakta ustadır. Yolda yürürken her an bir aksilik yapar ölümle sonuçlanacak yaralanmalara yol açabilir.

Amacımız gece çökmeden köye inip yardım istemekti.

Al karısını soranlar var özelden, kısaca anlatayım

***

Al karısı hakkında herkes bir şeyler yazabilir. Al karıları insanlar gibi her biri birbirinden farklı olabilir. Tek bir al karısını ele alıp genelleme yapılmaz.

Al karıları erkeklerle münasebete giremez, doğalarında öle bir şey yoktur. Lohusa kadınların yeni doğurduğu bebekleri çalıp kendilerine tohum yaparlar. Yani yeni doğan bebekleri kaçırıp, bir şekilde gebe kalırlar. Bunu nasıl yaptıkları bilinmez.

Al karıları erkek yada kız doğurabilir. Erkekler genelde ölü doğar, yaşayanları ise cinler avlar genelde. Bu yüzden erkekler hayvan kılığına girer, sayıları o kadar azdır ki, denk gelmek imkansız gibidir. Dişiler ise al karısı olur.

Elleri çok bereketlidir. Bir ekmek çıkacak hamura el sürdü mü on ekmek çıkar.

Bazı yörelerde gümüş çuvaldız ve iğne batırarak yakalarlar, ama bu boş bir yöntemdir, zira al karısı enerjisi düşük bir varlıktır, normal kadın kadar güçsüzdür. Bir erkek tarafından kolayca yakalanabilir.

Cinler gibi özellikleri yoktur, gaipte yaşamazlar. İnsanlar arasında yaşarlar ve sürekli insanlara görünürler. Görünmezlik özellikleri yoktur yani.

Genel olarak çok çirkindirler.

Al karısı olduğunu anlamak zordur, insana benzer tıpatıp. Dişlerinin yapısından anlaşılır. Saçları koyu kırmızı, gözlerinin çoğu göz bebeksizdir. Yani bembeyaz.

Yeni doğum yapan kadınlara musallat olur evlatlarını çalar.

Al karısı bebeği 40 günlüğe ulaşmadan çalar, aksi halde onu tohum edemez kendine.

Bazıları kıskançlığından hamile kadınlara musallat olup bebek düşürtür.

Al karıları cinler ile kan davalı gibidir, birbirlerini asla sevmezler. Cinler, al karısı ve soyundan gelenleri sorgusuz sualsiz öldürür. Genelde kafaları kopartılır. Kafa, kabileye götürülüp yakılır.

Al karıları toplu halde yaşar, insan tarafından yakalanan bir daha geri dönemez ve evlatları var ise, öldürülüp al karısının yakalandığı evin kapısına bırakılır. Bu saatten sonra al karısı yakalayana köle gibi olur.

Al karısına yemek verdiğin sürece her işi yapar. Evinde kaldığımız hoca al karısına temizlik, yemek vs. her şeyi yaptırıyordu.

***

Köye doğru yürümeye başladık. Davut bizden 200 metre kadar ötede yürüyordu. Cinlerin kurduğu tuzaklar var ise bizi uyaracaktı.

Hocaların ikisi de yaşlıydı. Bense dermansız kalmıştım.

Ezanı duyalı tam bir buçuk saat olmuştu, ama ortalık hala zifiri karanlıktı.

Üç Gölge Köyü ve Daha Niceleri 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin