Kaan Bahadır 3

2.2K 63 0
                                    

Kaan Bahadır anlatıyor;

2001 Haziran ayıydı. Okula bu dönem başlayacaktım. Okula başlamanın heyecanı vardı üstümde ve tabi annem ile babamın tekrardan barışma çabaları.

Fakat bu sefer olmuştu, annemin sürekli o evde daralıyorum sözlerinden sonra babam evdeki her şeyi kapılardan pencerelere, mutfak dolaplarından parkelere, her şeyi değiştirme teklifi sundu ve annem de kabul etti.

Babamda maddi yönden güçlü biriydi, evi baştan aşağı döşemek onun için sorun değildi.

Mayıs ayında alışverişe çıktılar. Evi baştan aşağı döşediler. Koltuklar geldi, televizyon geldi, kapılar değişti. Çok az bir şey kalmıştı bitmesine evin.

Halamlar, teyzemler, dayımlar herkes gelmişti o gün. Ustalar yan odada parkeleri yaparken, bizde salonda ailecek oturmuş muhabbet ediyorduk.

Hayatımda ilk defa bu kadar mutluydum, ilk defa bir aile ortamı görmüştüm, ilk defa annem ile babamı gülerken görüyordum. Ve ilk defa odam, bilgisayarım olacaktı.

Ustalara ve kendimize yemek söyledik. Oldukça keyifli olan moralim daha da keyifliydi şuan.

Bir kaç dakika sonra ustalardan " Bu ne usta. Nereden çıktı bu?" diye sesler geliyordu.

Ustaların başındaki adam yanımıza gelerek elinde ki cismi gösterdi babama ve "Fatih Bey, tuvaletin klozetini değiştirirken böyle bir şey çıktı, anlam veremedik" dedi.

Babam daha ustanın elindeki garip cisme bakamadan, ben ustanın elinden almış, hayretle bakıyordum.

Çok beğenmiştim. Hatta o kadar beğenmiştim ki, odama aşmıştım. Dayım birazcık huysuz olmuştu fakat ortamın neşesini bozmamak için gülüp geçmişti.

Kaan'ın sözünü keserek "Nasıl bir şeydi, hatırlıyor musun?" diye sordum.

Soruma cevap vermeden önce "Bir bardak su alabilir miyim?" dedi.

"Tabi" diyerek Seher'e seslendim ve bir bardak su istedim.

Suyun gelmesini beklerken ortam yine sessizleşmişti. Kaan'ı inceliyordum, her kelimesinde sanki o anları tekrar yaşamışcasına heyecanlanıyor ve korkuyordu.

Seher kapıyı tıklatarak elinde bir bardak su ile içeri girdi. Kaan suyu resmen Seher'in elinden kaptı ve kana kana içti. Suyu bitirerek masanın üstüne koydu.

"Bir bardak daha ister misin?" dedi Seher. Kafasını hayır anlamında salladı Kaan.

Seher bana dönerek "Bir isteğiniz var mı Ramazan Bey?" dedi.

"Yok hayır teşekkür ederiz." dedim ve Seher bardağı alarak dışarı çıktı.

"Daha iyi misin şimdi?" dedim gülerek Kaan'a. Masum bir tebessüm ile "Evet teşekkür ederim." dedi.

"Devam etmek ister misin ?" diye sordum. Birazcık yüzü düştü. Açıkçası zorlamıştım biraz, normalde bu yastaki bir çocuğu hiç bir zaman bu kadar zorlamamıştım.

Genelde ilk günler olaya hiç girmezdim, fakat Kaan tuhaf bir şekilde beni kendine çekiyordu.

O anlattıkça benim daha çok dinleyesim, yorumlayasım geliyordu. Karşımda, sanki 10 yaşında bir çocuk yerine, otuzlu yaşlarda olgun bir adam var gibiydi.

"Peki Kaancım, istersen yarın devam edelim, bugünlük bu kadar yeterli." dedim.

"Nasıl isterseniz Ramazan Abi." dedi.

O kadar tatlı konuşuyordu ki aklıma trafik kazasında kaybettiğim kızlarım geldi. Gözlerim doldu hafiften. Kaan'ın görmemesi için Seheri çağırdım ve Kaan'ı odasına çıkarmasını söyledim.

Seher odamdan çıkarken gözlerimin dolduğunu görmüş olacak ki "iyi misiniz Ramazan Bey" dedi.

Gözlerimi ovuşturarak "iyiyim, iyiyim sorun yok." dedim. Bir peçete ile gözlerimi kuruladım.

Saate baktığımdaysa saatin dörde geldiğini fark ettim. İki buçuk saat konuşmuşuz Kaan'la. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım bile.

O gün başka hasta almadım. Saat biraz daha geç olduktan sonra hastaneden çıkarak çarşıya indim.

Eve yiyecek bir şeyler aldım ve manavda gözüme muz takıldı. Kızım Merve'nin en sevdiği meyveydi. Gerçi her çocuk severdi muzu. Belki Kaan da seviyordur diye birkaç tane alarak eve geçtim.

Oldukça yorgun olduğum için yemek yedikten sonra yatağıma girdim.

Sabah her zamanki gibi yine alarmdan önce kalktım. Elimi yüzümü yıkayıp üstümü giydim.

Anahtarları ve cüzdanımı cebime koyarak çantamı aldım. Bir poşetin içine muzu koyarak çantamın içine koydum ve evden çıktım.

Belediye temizlikçisi Rahmi yine sokağı süpürüyordu. Beni görünce gülümseyerek "Oo Doktor Abi, Nasılsın?" dedi.

"İyiyim Rahmi sen nasılsın?" dedim.

"Allah'a şükür uğraşıyoruz işte, gördüğün gibi" dedi.

"İyi, hadi kolay gelsin." dedim.

"Saol Doktor Abi sana da" dedi.

Sonra yola koyuldum...

Üç Gölge Köyü ve Daha Niceleri 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin