Ramazan Davulcusu

4.2K 75 38
                                    

Olayın yaşandığı tarih: 2003

Olayın yaşandığı yer: Balıkesir A... Köyü

Olayı anlatan kişi: Ramazan davulcusu Remzi Güler

"Öncelikle yaşım 37, A... köyünde yaşıyorum. Maddi durumum iyi olmadığı için üç beş harçlık çıkartmak için türlü türlü işlere girdim. Bunlardan biride Ramazan davulculuğuydu.

23 yaşımdan beri hep ben çalarım. Şuan 2017'deyiz, size anlatacağım olay 2003 yılında başıma geldi.

Ramazanın 8. günü, 01:30 civarı evden çıktım. Bizim köy o kadar büyük köy değil, 15-20 dakikada çalar bitirirdim.

Köyün bazı yerlerinde aydınlatma direkleri olmadığı için ürkerdim. Çünkü bizim köyde daha önceden yaşanan bir büyü olayı yüzünden terk edilmiş bir ev vardı.

Onun önünden gece geçmeyi sevmezdim. Çünkü kahvede falan büyükler anlatırdı, orada cinler var oraya gitmeyin vs.. derlerdi...

Yaşım gereği korkmamam gerektiğini düşünüp, kendi kendime cesaret verdim. O mahalleye geldiğimde daha yüksek sesle çalmaya devam ettim, korkumu yenmek için..

O evin önüne geldiğimde ister istemez o evle göz göze geldim. Evde kimse olmamasına rağmen, perdeyi biri kapattı. Hızlı hızlı oradan uzaklaştım.

Çalma faslı bitti, eve dönmek için oradan tekrar geçmem gerekiyordu. Korka korka girdim tekrar mahalleye, 3 tane genç, evin önünde sohbet ediyordu.

Aralarından biri nasılsın Remzi abi dedi.

Karanlıkta seçemedim tam olarak kim olduğunu, iyiyim sen nasılsın diye sohbete devam ettim.

Sahur yapmayacak mısınız dedim. Cevap vermediler, yüzlerini dahi görmüyordum zifiri karanlıktı her taraf.

Bana sert bir şekilde hadi buradan uzaklaş diye çıkıştı aralarından biri.

O anki korkuyla koşa koşa eve vardım..

Ertesi gün teravih namazına gitmek için camiye gittim. Namazdan sonra hocaya anlattım, bana halisilasyon görmüşsündür. Ramazanda cinler şeytanlar zincirlenir dedi.

Anlayacağınız başından sağdı beni...

Yine aynı saatte davulu alıp çıktım, hocanın o laflarından sonra daha cesaretli davranmaya başladım.

Yine o evin önüne gelince tuhaf tuhaf sesler duymaya başladım. Eve doğru yöneldim, kapıyı açtım ancak kapı eve açılmıyor, evin giriş yerine açılıyordu. Yani açıldığı yer, karaltı gibi bir yerdi.

İçeride öyle bir koku vardı ki, köpek ölüsü yanında parfüm kalır. Kokudan nevrim dönmüştü.

Hemen hemen 5-10 dakika evin bahçesini falan dolaştım, bir halt yok deyip çıkacağım sırada kulağımda biri şunları fısıldadı, in ala kahr cinn" sürekli duydum bunu..

Evden çıkmak için yöneldiğim sırada omzumda bir el hissettim, arkamı hızlıca döndüm ama kimse yoktu.

Koşa koşa dışarı çıktım, kapının önünde birileri vardı, görmüyor hissediyordum. Davulu orada bırakıp eve koştum.

Ertesi gün eve gündüz vakti bakmak için gittim.

Duvarda nazar boncukları, tahta kapının üzerinde yazan Arapça yada İbranice harfler, 88 rakamı, özellikle 88 rakamı evin her yerinde vardı.

Oruçlu oruçlu evi dolaşırken o kokuyu tekrar hissetmeye başladım, sonra kendimi tutamayıp kustum.

Davulu alıp soluğu hocanın yanında aldım. Her şeyi anlattım, oğlum sen onları rahatsız etmişsin, ben ilk anlattığında ciddiye almadım. Gel bizim eve gidiyoruz dedi.

Beni 1 saat boyunca okudu.

Size yemin ederim kuş gibi rahatlamıştım. Hoca o evde gömülü büyülerin olduğunu ve tekrar gitmemem gerektiğini söyledi.

Daha da davulculuk yapmadım, yapmam da.

Allah size bu tür şeyler yaşatmasın inşallah...

Üç Gölge Köyü ve Daha Niceleri 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin