Ney! Dedim yerimden fırlayarak. Nasıl! Neyden bahsediyorsun sen? Dedim şahlanarak.
Sedef hüzünlü gözlerini yere dikti: Evden kaçıp geldim buraya, ama yine gitmem gerek. Babam tutturdu evlendirecekmiş beni.
Kiminle!
Karşı köyden Samet var, onunla.
Bilirdim Samet'i, çok güçlü bir ailenin çocuğuydu. Kendi köyünün tüm kızlarının gönlünü fethetmiş bir gençti.
Beni kurtar aşkım ne olur!
Sedef yalvarmaya başlamıştı artık.
Dur bir saniye ya, dedim. O kadar da değil, öyle şey mi olur.
Sedef tahammülsüzce ağlamaya başladı. Artık sadece ağlamıyor, acı içinde çığlık atarak, yüreğindeki sızının ne kadar büyük ve güçlü olduğunu dışa vuruyordu.
Rıfat anlamıyor musun? Sevmediğim biriyle evlendiriyorlar beni! Sana beni kurtar diyorum sen neler söylüyorsun ya! Ben senden başka kimseyi istemiyorum ki!
Sedefin artık konuşacak takati kalmamıştı. Başını göğsüme yaşlamış, hüngür hüngür ağlıyordu.
Ne yapabilirim ki senin için, dedim umutsuzca. Söyle, bir şey yapayım, ama ne?
Sedef iki gözü iki çeşme zar zor konuşabiliyordu: Kaçır beni!
Yuh artık! Nasıl kaçırayım texas mi burası! Dedim hınçla. Fakat kızın üzüntüsüne üzüntü kattığımın da farkındaydım. Dediğim her şey den saniyesinde pişman oluyordum, ama elimden ne gelebilirdi ki?
Benim başımda yeteri kadar dert yoktu sanki, bir kız kaçırmamız eksik diye düşündüm.
Tamam, dedim sakince. Gel buraya..
Sedefi yeniden bağrıma bastım, sanki çocuk uyutur gibi yavaşça sallıyordum, ama salladığım yer beşik değil, bağrımdı.
Bir yandan bu meseleyi ne yapacağımı düşünürken, diğer yandan da "telefon neleri kaydetti lan acaba?" diye düşünmeden edemedim.
Sedefin ağlaması bitmiş, hala ıslak olan gözleriyle hafifçe gülümsemeye çalışarak: Sana yaptığım börekleri beğendin mi aşkım? dedi.
Refleksin ve bir o kadar da angut bir cevap mekanizmasıyla yanıtladım: Ne böreği?
Sedefin kaşları çatıldı: Geçen gelişimde sana bir kitap, bir de börek getirmiştim! Yemedin mi, okumadın mı?
Sedef çok sinirlenmişti. E haksız da sayılmazdı kızcağız. O kadar uğraşmıştı sonuçta.
Ha sahi, dedim. Neydi o kitap öyle? İçinde anlamadığım harfler falan.. En sevdiğin kitap dedin, fakat benim en sevdiğim kitap diye bir şey yok ki?
Sedef, bunu sormamı bekliyor muşçasına önce bir gerindi, sonra gülümseyerek cevap verdi: Biliyorum aşkım, dua onlar. Onları okuyasın ki, geceleri rahat uyuyasın. Uykuların kaçmasın artık, dedi gülerek.
Önce hafifçe kaşlarım çatıldı. Bir anlam veremiyordum sedefin bu söylediğine. Bu düşüncemi onunla paylaşmaya karar verdim. İyi de, ben sana bu sıkıntılarımdan hiçbir zaman bahsetmedim ki?
![](https://img.wattpad.com/cover/110206373-288-k428676.jpg)