İhanet (Harami Cin Kabilesi) 1

5K 112 16
                                    

Belki de yazdığım son satırlardır bunlar. Hayal bile edemeyeceğim ihanetin içinde buldum kendimi. Birileri mutlu olacak diye, birileri ölmeye mahkûm mu edilmeli. Daha 22 yaşındayım ve ölümü tatmak üzereyim...

********

1Gün Önce

Sabah saat 06.00'da işe gitmek için kalktım, ama üstümde inanılmaz bir ağırlık vardı. Sanki o gün bir şey yatağımdan çıkmamam için zorluyordu beni, yataktan çıkamıyordum.

Bir mağazada çalışıyorum. Mağaza 10'da açılıyor, ama bizim o gün stok sayımımız vardı. O yüzden biraz erken gitmem gerekiyordu.

Evde kimse yoktu. Ben yalnızdım, ailem tatile gitmişti. İşimden dolayı gidemedim, gerçi yine beni götürmezlerdi, pek sevmezlerdi beni.

Zor bela yataktan kalktım; ağır adımlarla banyoya yürüdüm. Kapısı kapalıydı, ben açık diye hatırlıyordum. Uyku sersemi olduğum için, pek umursamadım.

Tam karşımda yüz aynası vardı, ayna durup dururken tuhaf bir şekilde buharlanmaya başladı. Hatta tüm banyonun buharlı olduğunu fark ettim.

Banyo etmemiştim, evde kimse yoktu, banyo edende olmamıştı. Neden bu banyo böyle buharlıydı, anlamadım.

Bunları düşünürken, sanki bir elin bana dokunduğunu hissettim, hızla arkamı döndüm...

Arkamı döndüğümde sanki kapıdan bir şey çıkar gibi oldu. Evin her yerine baktım, hiçbir şey yoktu.

Geri banyoya döndüm, muslukları ve havalandırmaları kontrol ettim. Musluklar kuru, havalandırma kapalıydı.

Sonra havluyu elime alıp, buharlanmış aynayı silmeye başladım. Ben buharı sildikçe yeniden buhar oluşuyordu.

En sonunda aynada değişik bir şekil belirdi. Tam belli değil, ama iki boynuzu olan korkunç bir şekli vardı. O anda çok korktum, bağırmaya başlayıp, hemen banyodan dışarı çıktım.

Ev müstakildi, hemen bahçeye attım kendimi. Hava güzeldi, ama sanki bir kasvet vardı havada, ya da bana öyle geliyordu.

Bir sigara içtikten sonra, eve girmeye karar verdim. Geç kalacaktım yoksa.

Pek böyle şeylere inanmam aslında, ama gördüğüm ''Cin'' olabilir mi diye düşündüm. Sonra hayal gördüm herhalde dedim kendi kendime, ya da böyle inanmak istedim.

Uyuşturucu bağımlısıydım; hayat buna itmişti beni. Sık sık hayal görüyordum, ama ilk defa böyle bir şeyle karşılaştım.

Eve girdim iki cevapsız arama vardı. Arayan mağaza müdürü idi. Geri aradım, ''sayımın iptal olduğunu ve saat 16.00 da mağazada olmam gerektiğini'' söyledi.

Bende tamam dedim. Saat 16 ya daha vardı. Uyumak için yatağa uzandım, hemen uyumuşum.

Uyandığımda Saat 09.00'du, burnumda bir sızı vardı. Yastığıma baktığımda ise her yer kan olmuştu. Burnumda durmadan kanıyordu.

Hemen lavaboya gidip, zar zor kanı durdurabildim. Sürekli kanıyordu, durmak bilmedi.

Salondan televizyon seslerinin geldiğini duydum. Evde kimse yoktu, ailem tatildeydi, bende açmamıştım. Kim açabilirdi. Korkmaya başladım, içim ürpermişti.

Salona vardım. Televizyonda kedileri anlatan bir belgesel vardı. Masmavi gözleriyle simsiyah bir kedi, gözlerini dikmiş, resmen bana bakıyordu. Bir anda elektrik gitti, ama kedinin görüntüsü hala ekrandaydı.

Odamdaki Allah yazılı tablonun, yere sert düşmesiyle uyandım. Meğer rüyaymış, hemen tabloyu kaldırdım, güzel bir yere koydum.

Terlemiştim, nefes nefese kaldığımı fark ettim. Korkmaya başlamıştım, çok fazla dindar bir insan değilim, ama Fatiha'yı bilirim, hemen onu okudum.

Kapıdan dışarı çıktım, kapının tam önünde bir kedi miyavlıyordu. Hemen içeri girip kapıyı kapattım, fakat evde de durmak istemiyordum.

Evin arka kapısından çıkıp sokağa doğru yürüdüm. Evin bahçe duvarında çok çirkin bir karga vardı, gözleriyle beni takip ediyordu.

Sigara yakarak devam ettim, her zaman önünden geçtiğim boş bir ev vardı. Hatta teyzem bana küçükken, ''bu evde sizde oturdunuz oğlum'' demişti.

Önünden geçerken dikkat ettim, kırmızı sprey boyalarla tuhaf şekiller çizilmişti.

Bu şekiller ilgimi çekti, ama çok tuhaf şekillerdi, ilk defa görüyordum böyle şekilleri.

Devam ettim, nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum. İnsanlar bana tuhaf tuhaf bakıyordu, sanki onlara kötü bir şey yapmışım gibi davranıyorlardı.

Neden böyle oluyordu, ilk kalktığımdan beri içimde bir sıkıntı vardı. Hiç hayra alamet değildi.

Sürekli tuhaf hayvanlar görüyordum; böcekler, büyük büyük sinekler, oldukça farklıydı bu hayvanlar. Bir park bankında oturdum. Sürekli terliyor kendimi yapayalnız hissediyordum.

Üç Gölge Köyü ve Daha Niceleri 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin