Herkese iyi geceler, yeni bölüm değil ama bölümde bazı kısımları çıkarıp yeni eklemeler yaptım. Düzenlenmiş hâli ile paylaşıyorum, yarın akşam yeni bölüm gelecek hiç merak etmeyin ☺️
Bölüm 9 - Part 1
Mutfağa gelince bu defa teyzemin nane doğradığını gördüm, tepsideki boşları bulaşık makinesine yerleştirdikten sonra; mutfaktaki çeşmede ellerimi yıkadım ve teyzeme döndüm.
"Ben ne yapayım?" dedim.
"Kuru soğanları incecik doğra sonra da bir tavada yağla ve salçayla kavur!" deyince ne yaptığını anladım. Mercimek köftesi yapıyordu, en sevdiğimdi! Kısır bir, mercimek köftesi iki!
Soğanları koyduğu kovadan bir soğan alıp soyup, yıkadıktan sonra ince ince doğramaya başladım, yemeklerde kalın ve büyük soğanlar görmeyi sevmiyorum, aynı şekilde sarımsağı da; ikisini de kocaman ve kalın bir şekilde görünce nedense yemek içimden gelmiyordu o yemeği.
"Neler yaptın son zamanlarda?" diye soran teyzem ile gözlerimi yaptığım işten ona çevirdim.
"Biliyorsun işte her şey aynı, evden işe, işten eve." dedim. Tuna'ya yaptıklarımı ona anlatıp anlatmamak arasında kararsız kaldım, teyzem ota boka kızan bir insan değildi; her şeyin yeri ve zamanı olduğunu da bilen bir insandı. Ne zaman kızacak, ne zaman duracak bunların çok iyi farkındaydı. Bu yüzden de bana güven veriyordu, size sürekli kızan birisine güvenemezsiniz, bir şey yaptığınızda veya yapacağınızda onunla paylaşamazsınız çünkü; o an kızıp kızmayacağından emin olamazdınız, söyleseniz bir türlü söylemeseniz başka bir türlü dertti. Kısacası durum atalarımızın da tabiri ile 'iki ucu boklu değnek' ti.
"Çilay bana masal okuma, ne haltlar karıştırıyorsun anlat!" dedi uyarır bir tonda. İnsanların sizi tanımasının en kötü yanı tek bakışınızdan, tek bir el hareketinden veya vücut ifadenizden sizin ne yaptığınızı anlamasıydı. 24 yıldır teyzemle yaşıyordum bu yüzden beni bir kitap gibi okuması çok normaldi. Bazı zamanlarda bu durumdan rahatsız olsam da, bazı zamanlarda çok işe yarıyordu. Aynı şekilde teyzemden sonra Akçın da beni açık bir kitap gibi okuyabiliyor.
"Of tamam, hani ben Çağlar için bir işe girmiştim ya, bir ara böyle uçurtma gibi gökyüzünde sanıyordum falan sonra ağaca takılmış gibi tüm salınmam son buldu." dedim teşbih yaparak daha iyi anlamasını istiyordum, aşık oldum aşkımın zirvesindeyim diyebileceğim bir ilişki değildi çünkü.
" Ee Çilay? Anladık uçurtma gibi uçtun sonrada yırtıldın! Sonra?" dedi sabırsız bir ses tonuyla anlaşılan teşbihimden memnun kalmadı.
"Eesi teyze işte öyle uçurtma gibi uçmanın sebebi patronumla ilişkiye başlamıştım, sonra o benim kendimi tanıttığım gibi biri olmadığımı anladı ve bana dedi ki; 'get out here!' oldu mu?" dedim göz devirerek.
"Devam et!" dedi hala o sert ses tonuyla.
"İşte bir de bana shoot out yaparken ona karşı kinlenmeme sebep olacak şeyler yaptı, ben de intikam hissiyle ne yapsam dedim, düşündüm. Gittim o zor durumdayken hisselerinin %51'lik kısmını satın aldım. Yıllarca emek verip, uğraştığı otele havadan zembille inerek kondum adeta!" dedim bir çırpıda. Mutfağa sessizlik kamp kurarken ben kafama gelecek terlik ile, sırtıma gelecek oklavayı bekliyordum. Teyzem biraz değişik biri küçükken kızacağı bir şey yapınca ya terlik atardı ya da mutfaktan aldığı oklava ile kıçıma vururdu. Çok pis acıtırdı, gün boyu yanması geçmezdi. Biliyor tabii, ders olsun bir daha aynı şeyi yapmayayım diye öyle bir ceza veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUHÂ
General Fiction|YETİŞKİN İÇERİK| "Uyandın mı minik ninjam?" diyen boğuk ses ile kapalı gözlerimi hızla açtım ve yine arkamı dönmeye çalıştım. "Ninjam?" diyen o boğuk ses ile gözlerimi kapattım ve kollarımın altında olan kollarına, kollarımı doladım. Bu sesleniş b...