Bölüm 9 - Part 2
Lise yıllarımda asla evlenmeyeceğimi söylerdim, ben kim evlilik kim derdim ama birer birer evlenip yuva kuran arkadaşlarımı görünce içimde o evlilik isteği baskın gelmeye başladı. Bir şekilde baskılasam da, içimde sevilmeye muhtaç olan kadın son zamanlarda gün yüzüne çıkmıştı. Bunun sebebi ise; aşık olarak, severek evlenen arkadaşlarımı görmek; okuduğum romanlarda ve izlediğim dizi-filmlerde aşkı iliklerime kadar hissettiğimden kaynaklıydı. Bir ara izlediğim bir dizinin finalinden sonra o kadar çok aşık olmak ve evlenmek istemiştim ki; yoldan geçen birinin kolundan tutup hadi evlendirme dairesine gidiyoruz deme potansiyeline erişmiştim. Hatta bir ara yolda yürürken yanımdan geçen tüm genç erkeklere potansiyel koca adayı gözüyle bakıyordum o derece sıyırmıştım!
Ama yavaş yavaş toparladım ve aşkın beni bulacağı zamanı beklemeye karar verdim, bu esnada da kendim için bir şeyler yapmaya amaçlar edinmeye karar verdim. Allah bir gün elbet çıkaracak kaderimde olan kişiyi karşıma.
"Teyzem!" diyerek sıkıca sarıldım ve yanaklarını öpücüklere boğdum. Bir süre sarılı kaldıktan sonra ayrıldım ve gözlerine baktım. "Eskisi kadar evliliğe karşı değilim biliyorsun, gerçekten güvenebileceğim ve seveceğim birisi çıkınca karşıma onunla evleneceğim sana söz veriyorum!" dedim ve yeniden sarıldım. O da sarılışıma karşılık verdikten sonra, ayrıldı ve "Hadi, hadi beni lafa tutma da işimi yapayım!" diyerek yapmaya devam etti köfteleri.
***
Şu an Necla teyzelerin evinde köşede oturuyorduk Akçın ile. Oda fazlasıyla kalabalıktı, her yaştan kadın vardı, çoğunluk ise genç kızlardı. Ee sebebi belli, müstakbel gelin adayıydılar, ben ve Akçın ise aday adayı bile değildik, o derece uzaktık bu ortamdan. Ortamda dönen muhabbete kulak kabartırken bir yandan da elimizdeki tabaklardaki ikramlıkları yiyorduk. Bu elmalı kurabiye efsane olmuş yalnız, çok beğendim.
"Gız arabalara el edek diyor, ben korkuma etmiyorum! Sonra bu dedi, burada kalıp namustan mı olacan yoksa bitane arabaya binip gidecen mi? Ne edim dedim tamam. Önümüze gelen arabaya el ediyoz duran yok! Kaldık mı gecenin bir yarısı o tenha yolda, bir yandan dualar ediyom bir yandan da bir araba dursun diye el ediyom. Gız orospu sancaklar diye de korkmadım değil ha!" diyen Münevver teyze ile gülmemi baskıladım.
"Teyze seni ne yapsınlar ya, ahın gitmiş vahın da kalmamış!" diye fısıldayan Akçın ile kahkahamı salmıştım ki öksürüğe dönüştürdüm. "Şşş kızım sussana! Duyacaklar şimdi!" diye azarlayınca kıkırdayarak sustu.
"Sonracığıma bir araba durdu gız bize demez mi saati kaç para diye! Aboov! Elimdeki çantaynan vurdum kafasına, kafasına! Baktılar pabuç pahalı hemen tüydüler, Şanniye'ye de dedim; burada kalıp orospu olacağıma yürürüm! O sinirle ben yürümeye başladım, bu Şanniye'de benim peşi ardıma geldi. Neyse baya biz bi gittik, sonra gene bi araba durdu içinde bir genç, tapataze bir gızcağız dedi teyze gideceğiniz yere bırakalım, Allah razı olsun te eve kadar getirdiler!" diyerek sözlerini sonlandırırken Akçın'la biz hâlâ kıkırdıyorduk.
"Cansu kızım bana bi su getiriver hele!" diyen Raziye teyze ile "Operasyonu başlattılar, sırayla herhalde her kızdan su isteyecekler!" deyip güldüm, benimle beraber Akçın'da güldü. Cansu suyu getirince, Raziye teyze önce bir inceledi sonra da dua ederek aldı ve suyu içti. Cansu yerine oturunca yanında oturan Meryem ablaya bir şeyler söyledi, tabii oturduğumuz yerden ne söylediğini duyamadık orası ayrı konu.
"Çilay kızım bana bir tuz getirir vercen mi?" diyen Meryem teyze ile gözlerim büyüdü, lan beni de mi listeye almış bunlar? Valla kusura bakmasınlar hiç o listede yer almaya niyetim yok!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUHÂ
Fiction générale|YETİŞKİN İÇERİK| "Uyandın mı minik ninjam?" diyen boğuk ses ile kapalı gözlerimi hızla açtım ve yine arkamı dönmeye çalıştım. "Ninjam?" diyen o boğuk ses ile gözlerimi kapattım ve kollarımın altında olan kollarına, kollarımı doladım. Bu sesleniş b...