Bölüm 17 - Part 1

237 25 3
                                    


Bölüm 17 - Part 1

"Annem uyan hadi, işe geç kalacaksın!" diyen ses ile gözlerini kırpıştırmaya başladı genç adam. Vücudu o kadar yorulmuştu ki kaldırmakta zorluk çekiyordu, dün olması gerekenden fazla çalışmış vücudunu yormuştu şimdi ise bunun acısını çekiyordu. Normalde çok fazla ağrısı olmazdı; vücudunu sistemli bir şekilde çalıştırmaya ve çok yormamaya alıştırdığı için ama dün kendisine çizdiği sınırı geçmiş ve vücudunu mahvetmişti. Elini alnına götürdü ve biraz ovaladıktan sonra gözlerini yeniden kapattı. İşe falan gidesi hiç yoktu, sadece yatmak istiyordu, akşama kadar ya da canı ne zaman isterse o zamana kadar uyumak; vücudu tamam dediğinde ise kalkmak istiyordu.

"Annem kime diyorum ben?" diyen annesi ile kapalı gözlerini devirdi ve yattığı yerden doğruldu. Zor bela kalktıktan sonra, koridordaki banyoya ilerledi. Evleri 4 oda bir salondu ve ne yazık ki sadece iki tane banyosu vardı. Birisi annesinin odasında olan ebeveyn banyosu ve diğeri de koridorda bulunan ve kardeşi ile kendisinin, gelen misafirlerin kullandığı büyük banyoları vardı. Anne ve babası evlendikten birkaç sene sonra araziyi alıp ev yapmışlar, ardından da kendisi 10 ağabeyi 15 ve kız kardeşi 5 yaşındayken bu binayı bir müteahhite verip, apartman yaptırmış babası. Apartan 9 katlıydı ve çift bloktu; kendilerinin arsa sahibi olması sebebiyle hem oturdukları blokta, hem de karşı blokta daireye sahiptiler. Oturdukları blokta oturdukları daire haricinde 4 daireleri karşı blokta da 4 daireleri vardı. Garajın içinde bulunan depo ve apartmandaki sığınak onlara aitti. Ayrıca çok daireye sahip oldukları içinde garajda her daire için ayrılan park alanları da kendilerine aitti. 8 dairelerinden 2'si boş, 6'sı doluydu. Birinde ağabeyi ve yengesi otururken, diğer kalan 5 daire kiraydı ve boş olan ikisi de kendisi ile kız kardeşine aitti. Oturdukları daire ise kendisi ve kardeşi evlendikten sonra annesine ait olacaktı. Kendisine ve kız kardeşine ait olan daire şu an oturdukları daire ile aynı kattaydı. Ağabeyinin oturduğu daire ise bir alt katlarındaydı. Annesiyle beraber 9. katta oturuyorlardı, ağabeyi ise 7. kattaydı.

Kendi odasının hemen çaprazında olan banyoda kısa ve rahatlatıcı sıcak bir duş aldıktan sonra, üzerine geçirdiği tişört, eşofman altı ve boynunda havlusu ile nefis kokular gelen mutfağa geçti.

"Oğlum, üzerini niye giyinmedin?" diyen annesi ile omuz silkti sadece. Bazı zamanlar yemek yerken aksilik oluveriyor ve üzerine dökebiliyordu. Kıyafetinin kirlenmemesi içinde yemekten sonra üzerini giymeyi tercih ediyordu. Sonuçta arabası ile gidiyordu ve giyinmek o kadar da uzun sürmüyordu, beş dakikalık bir zaman kaybı oluyordu.

"Anne otur sen!" dedikten sonra ocağın üzerindeki altı kapalı çaydanlıkları aldı. Önce annesine ardından da kendisine çay doldurduktan sonra yeniden aldığı yere bıraktı.

"Ben koyardım annem, niye zahmet ettin sen?" diye soran annesi ile gülümsedi genç adam.

"Ne zahmeti annem, benim için erken kalkıp kahvaltı hazırlıyorsun bir de seni yapabileceğim bir şey için mi yorayım ben?" diyen oğlu kadının yüzünde bir gülümseme oluştu.

"Anasının bir tanesi, anasına kıyamazmışta! Kurban olsun anan sana!" diyerek oturduğu yerden kalkıp, oğlunun sırtından sıkı sıkı sarılıp, saçlarını öptü.

"Anne! Ben çocuk muyum? Şöyle sevmesen mi?" diyen genç adam ile kadın kahkaha attı.

"Sen benim hâlâ 3 yaşındayken dolap rafını salıncak yapıp, sallanan oğlumsun. Sana bakınca ben o yaşlardaki hâlini görüyorum! Gözümün önüne hep o hâllerin geliyor. İçim daha bi sevip sarma isteğiyle doluyor!" diyerek oğluna yeniden sıkıca sarılınca, genç adamın yüzünde mutlu ve huzurlu bir gülümseme peyda oldu. Annesinin omzuna sarılı kollarını bedeninden ayırıp kollarını açtı ve annesinin bedenine sıkıca sarıldı. Bir süre annesiyle sarılı kaldıktan sonra; "Hadi kahvaltını et kimbilir saat kaçta uyandın sen." diyerek annesinin bedeninden kollarını ayırdı.

DUHÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin