Bölüm 18 - Part 2
Annesi o gün o odadan çıkarken gerçekten o kadar kararlı gözüküyordu ki, bir dahaki davada da ne kadar kararlı olduğunu göstermiş. Hâkim de onları yine boşamamıştı, başka bir çaresi olmayan babası annesinin şartlarını kabul etmek zorunda kalmıştı. Ama annesi, şartları ağırlaştırmıştı 500.000 $ olmuştu ona 1.000.000 $, sadece diz çökerek af dileme olmuştu hem dez çökerek yalvarma hem de af dileme olmuştu. Bir ev olmuştu 2 ev, bir araba olmuştu 2 araba. Karısının baskısı, annesinin baskısı sonucu dayanamayan babası sonunda kabul etmişti annesinin şartlarını. Babası evleri ve arabaları alıp, tapuyu ve ruhsatı annesine vermiş, parayı bankaya yatırdıktan sonra da annesinden özür dilemek üzere dedesinin evine gelmişti. Annesi o gün öyle bir şey yapmıştı ki genç adam hâlâ üzerinden etkisini atamıyordu. Kapıya çıkıp, onların gelmesini beklerken, gözleri çok farklı bakıyordu. Annesi tanıdığı annesi değildi sanki, babası ve annesini aldattığı kadın geldiğinde onları kollarını göğsünde birleştirmiş bir şekilde sokağın ortasında karşılamıştı. Babası içeri dediğinde ise kafasını iki yana sallayarak burada demişti. Babası ve annesini aldattığı kadın karşı çıksa da annesi yine aynı tehditi savurmuş ve tüm komşuların gözü önünde ikisini de önünde diz çöktürerek hem yalvartmış hem de özür diletmişti. Eh, tüm bunları duyan komşularda babası ve çok sevgili(!) cici annesi gitmeden, komşuları birbirinden güzel(!) sözleri ile onları hayırlamıştı.
Tüm bu olanları duyan babasının babası olan dedesi ve annesinin babası olan dedesi çok sinirlenmiş, annesinin babası olan dedesi annesini evden kovmuştu. Annesinin aslında neden bu kadar direttiğini de anlamış oldu, dedesi zaten en başında onları istemiyordu, bir de bu olaylar patlak verince de sonları kovulmak olmuştu. Yine de iyi ki annesi böyle bir şey yapmış diyordu, babasının annesine söylediği o sözlerden sonra hak etmişti.
Kafasını iki yana sallayarak aklına gelen düşünceleri atmaya çalıştı.
"Teşekkür ederim, ben iletişim kurup randevu alacağım. Hastaneye gidip geldikten sonra, sizinle de istifa işini o zaman konuşuruz." diyen adam ile kafasını salladı genç adam ve adam çıkmadan önce az evvel kendisinin de şahit olduğu olayı sormayı aklına yazdı.
"Yılmaz Bey, çıkmadan az evvel sizin de şahit olduğunuz olay hakkında sizden görüş almak istiyorum. Mâlum sözleşme de şartlar belirli, satıcımız şartlara karşı geldiği için de şu an zarar yaşıyoruz, üstelik sizin de duyduğunuz gibi bir de şantaj yapılacak bu durumda ne yapabiliriz?" adamın bir süre sessiz kalıp, düşünmesine izin verdi, bu esnada da her ikisinin biten bardaklarını alması için Tülay'ı arayıp, odaya çağırdı.
"Hah, gelin Tülay Hanım. Lütfen bunları alır mısınız? Biz içtik, kim yaptıysa teşekkür ediyorum. Gerçekten lezzetli bir kahveydi." derken kadına da gülümsüyordu.
Aslında kimin yaptığını biliyordu genç adam, Tülay genellikle kendisi içeceği zaman kahveleri yapardı, bugün de Yılmaz Bey'e eşlik ettiği için kahveleri Tülay yapmıştı ama övünmeyi tercih etmeyen ve mütevaziliğinden ödün vermeyen Tülay, bunu elbette kendisine söylemezdi bunu çok iyi biliyordu.
"İletirim efendim!" dedikten sonra hafif bir tebessüm ile odadan ayrılan kızın arkasından baktı birkaç saniye, ardından hâlâ cevap vermemiş olan Yılmaz Bey'e çevirdi bakışlarını.
"Şantaj konusunda kesinlikle bir şey yapamayız, kanuni bir delilimiz yok. Fakat sözleşmeye göre bir şeyler yapabiliriz, sözleşmeyi görebilirsem size daha iyi yardımcı olabilirim." diyen adam ile kafasını salladı ve oturduğu yerden ayaklandı. Kapının arkasındaki büyük dolaba doğru ilerledi, imzaladıkları tüm sözleşmelerin ana belgesi kendinde; kopyaları ise hukuk departmanı, pazarlama satış ile muhasebe ve finansman departmanında bulunuyordu. Tüm bunların yanı sıra sözleşmeleri taratıp; bulut ortamında da muhafaza ediyordu. Her ne kadar sözleşmenin birçok kopyası olsa da; şirket binasında çıkabilecek bir yangın veya deprem sonucu bu belgeleri kaybetme ihtimalleri vardı. Bu yüzden imzaladıkları sözleşmeleri, faturaları, irsaliyeleri, irsaliyeli faturaları ve kıymetli evrakları taratıp bulut ortamında saklıyorlardı. Zaten tutmakla yükümlü oldukları defterler tasdikli ve muhasebe programlarında kayıtlı olduğu için ulaşma imkânları yüksekti. Tek gereken programla kullanıcı adı ile şifresinin girilmesi. Üstelik birçok firma gibi kendileri de E-fatura kullandıkları için ve alışverişte bulundukları, satıcılarıyla ve alıcılarıyla yaptıkları alışverişlerde de bu E-faturayı kullanıyorlardı. E-fatura sistemde kayıtlı olduğu için de silinmediği veya iptal edilmediği sürece hiçbir şey olmadan saklanabiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUHÂ
Ficção Geral|YETİŞKİN İÇERİK| "Uyandın mı minik ninjam?" diyen boğuk ses ile kapalı gözlerimi hızla açtım ve yine arkamı dönmeye çalıştım. "Ninjam?" diyen o boğuk ses ile gözlerimi kapattım ve kollarımın altında olan kollarına, kollarımı doladım. Bu sesleniş b...