Bölüm 4 - Part 4
"36 numara ayaklarına olur mu? Ben 36 numara giyiyorum." soruma kafasını sallayarak cevap verdi.
"Dolap anahtarı verdiler mi sana? Yoksa ayarlayalım mı?" diye sordum. Polarının cebinden anahtar çıkarınca dolap verildiğini gördüm.
"Dolabın hangisi? Yanında kıyafet falan getirdiysen ya da başka bir şeyler getirdiysen dolaba koyalım, sınıfa geçelim olur mu?" dedim. Yine beni kafasıyla onayladıktan sonra hemen benim dolabımın yanındaki dolaba anahtarını soktu. Dolaplarımızın yan yana olmasına sevindim, alışana kadar ona arkadaşlık yapabilirim. Ben alışana kadar kimse benimle ilgilenmemişti ve doğal olarak aksaklıklarım oldu. İki tanesi zaten geçen yılda varmış ama devamsızlık yüzünden ve uygulama sınavlarına girmedikleri için okul yönetimi aileleri ile görüşmüş, eğer devam etmeyeceklerse kayıtlarının alınmasını, devam edeceklerse bir şans verebileceğini söyleyince; bu yıl yeniden birinci sınıftan başlamışlar. O, dolabına kıyafetlerini yerleştirirken bacağımdan aşağı bir sıvı kaydı gitti. Dalmış olduğum ve beklemediğim için çığlığı bastım. Benim çığlık atmam ile korktu ve yerinde sıçradı, daha sonra ne olduğunu anlamak için bana döndü.
"Ne oldu? Neden çığlık attın?" diye sordu telaşla. Kafamı eğip bacağıma çevirdiğimde o da benim gibi bakışlarını bacağıma çevirdi ve neye çığlık attığımı gördü.
"İlk defa mı oluyorsun?" diye sordu. Utançla kafamı iki yana salladım. Kan o kadar yoğun gelmişti ki bacağımdan aşağı akmış ve siyah taytım da lekeler bırakmıştı.
"Ders için yedek kıyafetin var mı?" diye sordu bana yeniden.
"Hayır, böyle bir şey olabileceğini tahmin etmediğim için getirmedim!" dedim utana sıkıla. Gerçekten de şu an çok fazla utanıyordum, İlk defa böyle bir şey başıma geliyordu, genelde regl zamanlarım hep evde olduğum zamanlara denk gelirdi ve bu yüzden ilk günü rahat atlatırdım. Regl'im normal regllere göre biraz daha kötüydü, çoğunlukla oturduğum yere, yattığım yere taşardı. Bunu istemezdim ama olurdu, o yüzden o günler evden çıkmamaya çalışırdım. İlk iki gün hem ağrı hem de taştığı için evde kalır; diğer günler ancak sosyal hayatıma dönebilirdim.
Akçın, dolabına döndü birkaç hışırtı sesi duyuldu ve ardından elinde tayt ile bana döndü.
"Bunu giyebilirsin, al!" dedi.
"Sen?" diye tereddütle sordum, sonuçta onun da ihtiyacı olabilirdi. Almak ne kadar doğruydu?
"Benim yedeğim var, biraz bu konularda fazla evhamlıyım. O yüzden fazladan giyecek taşırım yanımda." dedi kafamı olumlu anlamda salladıktan sonra, kızarmış yanaklarım ile elindeki taytı aldım.
"Pedin var mı? İster misin?" dedi, kafamı olumsuz anlamda salladım. Reglim düzensiz olduğu için daima tedbirli olmaya çalışıyordum, her çantamda en az üç dört adet bulunduruyordum. Dolabımı açıp çantamdan ihtiyacım olanları çıkardıktan sonra, duş kısmına geçtim ve önce taytımı, ardından da alt iç çamaşarımı çıkardım. bacaklarımı ve bacak aramı temizce yıkadıktan sonra, havlu kağıt alıp kurulandım. Alt iç çamaşırıma pedimi geçirdikten sonra, üzerime Akçın'ın verdiği taytı giydim ve yanına döndüm. Elimdeki kirli taytı ve iç çamaşırın dolabımda bulundurduğum poşetlerden birinin içine koyduktan sonra; çantamın içine yerleştirdim.
"Ağrın var mı? İlaç gerekiyorsa verebilirim?" diye sordu. Bir süre durdum ve ağrım var mı diye kendimi kontrol ettim. Ağrımın olmadığını anlayınca kafamı olumsuz anlamda salladım. Ayakkabıları ona verip, dolabımı kilitledikten sonra onunda dolabını kilitlemesini bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUHÂ
Ficción General|YETİŞKİN İÇERİK| "Uyandın mı minik ninjam?" diyen boğuk ses ile kapalı gözlerimi hızla açtım ve yine arkamı dönmeye çalıştım. "Ninjam?" diyen o boğuk ses ile gözlerimi kapattım ve kollarımın altında olan kollarına, kollarımı doladım. Bu sesleniş b...