Bölüm 23 - Part 2

225 23 6
                                    


🗓 02.07.2021

Herkese hayırlı Cuma'lar dilerim ☺️ Umarım haftanız güzel geçmiştir, benim çok güzelde haftam sağlık durumum artık daha iyi oldu kendime geldim, toparladım ve yeniden yazmaya başladım ☺️ Bölümleri aksatmadan paylaşmaya devam edeceğim inşallah ☺️ Bugün mezun olan lise son öğrencisi okuyucularım var ise hepinizi tebrik ediyorum ☺️ Sınava giren okuyucularım var ise umarım gönlünüzden geçen, sizi mutlu edecek şeyler olur ☺️ Evet daha fazla uzatmıyorum ve mutlu haftasonları dileyerek bölümü bırakıp kaçıyorum🥰

Keyifli Okumalar 🌺

Bölüm 23 - Part 2

Hepsi yavaş yavaş ellerindeki telefonu getirip kutuya atmaya başladı, suratları bir karış, kiminin yüzünde öfke, kiminin yüzünde nefret, kimin yüzünde de kinin izleri vardı. Hiçbirini umursamadım, gram dahi merhamet etmedim. Eğer merhametleri olsaydı işlerini bırakıp telefonlarıyla uğraşmazlardı, ekmek yedikleri kapıya sıçmazlardı!

"Güzel, gidin işinize başlayın derhal! Madem siz ilkokuldaki, annesi olmadan hiçbir şey yapamayan çocuk gibisiniz; bundan sonra her beş ya da on beş dakika da bir sizi kontrol edeceğim. Biraz önce sözlü uyarı almıştınız hepiniz, birazdan da yazılı uyarı alacaksınız. Eğer işlerini yapmadığınızı ya da iş dışında herhangi bir şey ile ilgilendiğinizi görürsem savunmanızı alacağım, yine devam ederseniz maaşınızdan kesim olacak ve son olarak da işten çıkarma olacak! Şu an sizi istesem kod 29 ile atağabeylirim ama ben vicdansız değilim, o yüzden bunu yapmayacağım!" dedikten sonra kutuyu elime aldım.

"Açelya Hanım nerede?" dediğimde kimseden ses çıkmadı.

"Size soruyorum, Açelya Hanım nerede?" diye bu defa sesimi yükselterek sorduğumda içleriden biri sessizce cevap verdi.

"Tuvalette!"

"Güzel, işinizin başına dönün, şimdi!" dedim ve elimdeki telefonlarla kadınlar için ayrılan tuvalete doğru yürüdüm.

Kadınlar tuvaletine geldiğimde, içeride neyle karşılacağımı bilemediğim için sakince içeriye girmeye başladım. Kapıyı sakince ve yavaşça açıp içeri girim ve ardından da tıpkı kapıyı açtığım yavaşlıkla ardımdan kapattım. Kapı kapanıp içeride gözlerimi gezdirdiğimde, bir kağabeynden konuşma sesi geldi. Dikkatle dinlemeye başladığımda, konuşan bu kişinin Açelya olduğunu anladım. Hangi kağabeynden geldiğini bilmesem de yavaş yavaş kağabeynlere yaklaşarak konuşmaları dinlemeye başladım.

"Evet, senin dediğin gibi kendini bi' bok sanıyor! Herkese emir veriyor, istediğini yaptırıyor!" dedikten sonra burnunu çekti.

Beni mi kendimi bi' bok sanıyor muşum? Ben bok değilim zaten, kendimin de ne olduğumu gayet iyi biliyorum, bir duruşum var. Anlaşılan benim bu duruşumu da bi' bok olmak sanıyor arkadaş, olsun ona gerektiği yerde gerektiği cevabı elbette vereceğim.

"Hayır, bugün bana kendisine hizmet ettirdi. Normalde çaycı Safiye abla hizmet etmesi gerekirken, kadın bana yaptırdı! Üstelik bir de alay eder gibi bana ne dedi biliyor musun?" dedikten sonra burun silme sesi duydum ardından da yeniden Açelya'nın konuşmasını duydum.

"' Yaptığınız kahve çok güzel olmuş elinize sağlık, bundan sonra kahvelerimi sizin yapmanızı rica ediyorum!' dedi, şaka gibi ya! Benim bir kere iş tanımımda yok çay kahve hizmeti yapmak! Ama hanımefendi yaptırıyor! Başa geçti ya kendini bir şey sanıyor, ondan önce biz vardık! Buranın daimi çalışanı bizdik!" dedikten sonra sinirle bir 'hah' dedi ve konuşmasına devam etti.

DUHÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin