Bölüm 17 - Part 2

234 24 0
                                    


Bölüm 17 - Part 2

Kadının sessiz kalması ile gözlerini hem sağ cama, hem sol cama çevirdi. Merinos parkının duvarlarını görünce gülümsedi. 10 yıl önce lisedeyken sınıfça bu parka geliyorlardı genellikle, piknik yapıp eğleniyorlar, hoşça vakit geçiriyorlardı. Karşı şeritten gelen otobüsün numarasını görünce yüzünde geçmiş yıllara ait yaşanmışlıkların yeniden hatırlamanın ve o ana dönmenin özlem dolu mutluluğuna bulanmış bir gülümseme oluştu yüzünde. Hacivat'tan o otobüse biner, Osmangazi'ye okula giderdi. Arkadaşları ile otobüsün en arka koltuklarına oturur ve okula varana kadar bin bir türlü konu hakkında konuşur, geyik yaparlardı. Birden gözlerinin önünde canlanan görüntü ile kaşlarını çattı.

"Bir de; şirket avukatlarımızdan Yılmaz Bey sizinle görüşmek istiyor. Ofisteki işleriniz bu kadar, bir de saat 13.00'de toplantınız var bu kadar. Başka bir arzunuz var mı?" diyen kadın ile tüm dikkatini kadına vermişti. Kadının dediklerini dikkatlice dinledikten sonra, kafasını salladı.

"Tamam Tülay Hanım, birazdan orada olacağım önce Erhan Bey ile görüşmek istiyorum. Raporları ile hazır bir şekilde odamda beklemesini söyleyin. Satıcımız Hasan Bey ile görüşün 1 saat sonra benimle video konferans görüşme yapıp yapamayacağını öğren. Eğer 1 saat sonra yapamayacaksa başka bir güne al görüşmeyi. Başka ne demiştiniz?" dedi hatırlamaya çalışırken çattığı kaşları ile.

"Şirket avukatının görüşme talebi vardı ve şikayet dilekçesi vardı. Sizin ilgilenmeniz gerektiğini düşündüğüm için size yönlendiriyorum." diyen kadın ile kafasını salladı ve az önce durduğu kırmızı ışığı kontrol etti.

"Tamam onları Hasan Bey ile görüştükten sonra konuşalım. Saat 12.00'ye kadar tüm görüşmelere halletmek istiyorum."

"Hemen hallediyorum efendim." diyen kızın telefonu kapatması ile yeniden yola odaklandı ve Fomara Meyda'nındaki iş yerine ilerledi.

Arabanın saatine baktığında henüz 08.30'u gösterdiğini gördü. Saat 08.00'de tüm çalışanlar iş başı yapıyordu, akşam da 16.00 ya da duruma göre 18.00'de paydos yapıyorlardı. Şirketin bulunduğu plazaya geldiğinde otoparka hızlı giriş yaptı. Arabayı park ettikten sonra, ön koltuğa koyduğu kabanını ve postacı çantasını alıp indi. Kapıdan içeri girerken güvenlik kulübesinde oturan güvenliğe selam verdikten sonra asansörlere birkaç metre uzaklıktaki turnikelere kartını okutup, asansöre bindi. Şirketin güvenliğini düşündükleri için böyle bir önlem almışlardı. Asansörlere gelmeden turnikeleri koydurarak kartı olmayan kimse yukarı çıkamıyordu. Birine misafir, müşteri olarak geldiklerinde ise önce yukarı haber veriliyor; yukarıdan onay gelinse kimlikleri ile birlikte imzaları alınıp, güvenliğin vermiş olduğu misafir kartı ile yukarı çıkabiliyorlardı. Şirketin kurulduğu ilk zamanlar yaşadıkları bir olay, böyle bir önlem almaya sevk etmişti kendilerini.

Ofisinin olduğu kata gelince indi ve kendisine günaydın diyen çalışanlarına karşılık vererek odasına geçti. Erhan Bey'in cam kenarındaki toplantı masasında oturduğunu görünce gülümsedi. Çantasını ve kabanını askıya astıktan sonra kapıdan; "Tülay Hanım bana bir bitki çayı yanına da limon!" diye seslendi asistanına.

"Hemen efendim!" diyen kadın ile gülümseyerek Erhan'ın yanına gitti.

"Günaydın, hoş geldiniz Erhan Bey!"

"Günaydın, hoş buldum efendim. Nasılsınız?" diyen adamla samimiyet dolu bir gülümseme sundu.

"Teşekkür ederim, sizi sormalı. Nasıl geçti denetim serüveniniz?"

"Gayet iyiydi, arada ufak tefek aksaklıklar olsa da onun dışında hiçbir sıkıntı yok."

"Güzel, o zaman denetiminiz hakkında konuşmaya başlayabiliriz. Önce ufak tefek sıkıntılardan bahsedin, ardından da raporlara geçelim sizin için de uygunsa?" sesinde sorma nezaketinden daha çok ne istediğini söyleyen bir ton vardı. Bu ton ise karşısındaki insana hiçbir yapmama tavizi vermiyordu, söylenen yapılacaktı.

DUHÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin