Bölüm 51 - Part 1Nişan'ın olacağı mekâna geldiğmiz de mekâna hemen giremedik bunun sebebi ise kapıda bizi durduran bir personelin olmasıydı, elinde bir liste ile tüm gelenleri durduruyor ve onlara bir şeyler soruyordu eh bu yüzden biraz sıra olmuştu. Biz de sıraya girmiş sıranın bize gelmesini bekliyorduk.
"Teyzanne nişanına geldiğimiz kim bu arada?"
"Kanas Çimento'yu biliyorsun öyle değil mi?" diye sorduğun da kafamı salladım.
"Evet biliyorum." dedim, biz ne alakaydık ki onlarla ya? Sadece uzaktan tanıyorum sahibi olan adamı, aa bu adamın adı da Ünal onun adı da Ünal da biz ne alaka ya nişanına çağıracak kadar samimi miyiz?
"Onun eşi ile dernekten arkadaşız, oğulları nişanlanınca bizi de davet ettiler." dediğin de kafamı salladım.
Şimdi anlamıştım ne alakamız olduğunu da biz Kâmer ile nişan yaptık ve kimseyi çağırmadık, yani onları çağırdığımızı hatırlamıyorum.
"Ama biz çağırmak onları?" dedim sesimi kısarak sordum sorumu tabi, etraftan birilerinin duymasını istemem.
"Olabilir, kadın çağırmak istemiş çağırmış. Bizde daha çok mahalle içi yakınların olduğu samimi bir ortam olmasını istedik çağırmadık." deyince kafamı salladım.
Doğru söylüyordu, biz daha çok mahalle arası samimi bir nişan yapmak istemiştik, böyle sosyeteden olanları çağırmamıştık ki zaten bizim nişan onlara pek hitap eder miydi bilmiyorum. Hem iyi ki de çağırmamışız, dürüst olmam gerekirse o nişandan pişman oldum, tıpkı böyle bir nişan yapmak daha mantıklıydı ama Batu ile ailesinin bu ortama yabancı olması, bizim başka bir dünyada da yer almamız sebebiyle diğer dünyamızı uzak tutmuştuk.
"Yüz ifaden bana bir şeylerden pişman olduğunu söylüyor." diyen ses ile bakışlarımı hemen arkama çevirdim, Kâmer tam arkamdaydı.
"Evet, şu an keşke biz de nişamızı farklı bir günde ve farklı bir şekilde yapsadık diyorum. Bundan pişman oldum ama geçti artık." dediğim de onun da yüzünde benimle aynı düşüncede olduğunu gördüm.
"İlk başta öyle bir nişan cazip geldi ama şimdi cidden ben de pişmanım biraz daha ileri tarihe atıp yapabilirdik ama kısmet böyleymiş. Düğünümüzü annemlere bırakmakla iyi ettik eminim ki onlar çok güzel bir düğün yaparlar bize, hem düğüne tüm çevremizi çağıracağız bayağı bir kalabalık olacak." dediğin de kafamı salladım onu onaylamak için.
"Haklısın, hem mahalleden hem de bizim iş dünyasından bir sürü insan düğünümüzde olacak, nişan olmasa da düğün içimize sinen bir düğün olacak. Keşke nişanı da annemlere bıraksaydık, öf ya!" dediğim de güldü ve beni kollarına aldı.
"Bırak bu duyguları, oldu bitti iyi yanından bakacak olursak daha erken bir zamanda karı koca olduk." dedi.
Evet bu düşünce içimdeki o hisleri silip götürdü aniden, onunla Allah katında evliydik, henüz resmiyete dökmesek bile ailelerimizin ve Allah'ın huzurunda biz karı koca olmuştuk. Kollarımı sıkıca etrafına doladım ve burnumu boynuna gömdüm, beyaz bir gömlek ile siyah bir kot giymişti, gömleğinin ilk düğmesi açıktı ve çok yakışıklı duruyordu evden çıkarken üzerinde olan siyah spor ceketini çıkarmıştı.
"Seni seviyorum." dedim boynuna bir öpücük kondurarak.
"Ben de seni seviyorum." dedi ve hızlıca etrafa bakıp dudaklarıma kısa süreli bir öpücük kondurdu, onun öpücüğü ile gözlerimi kapatıp gülümsedim.
O beni içimde kazanlar kaynıyor, fay hatları çarpışıp depremler oluşturuyor, havai fişekler rengârenk patlıyordu, hep beni öpsün, hep bana sarılsın istiyorum. Hiç beni bırakmasın sadece ve sadece bedenlerimiz bir olurken onun kokusuyla bayılıp kalayım istiyorum, bir bütün olarak yaşamımıza devam edelim istiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUHÂ
General Fiction|YETİŞKİN İÇERİK| "Uyandın mı minik ninjam?" diyen boğuk ses ile kapalı gözlerimi hızla açtım ve yine arkamı dönmeye çalıştım. "Ninjam?" diyen o boğuk ses ile gözlerimi kapattım ve kollarımın altında olan kollarına, kollarımı doladım. Bu sesleniş b...