Bölüm 51 - Part 2

69 9 2
                                    

Uzun bir aradan sonra herkese merhaba, söyleyeceğimi ne söylemem gerektiğini inanın bilemiyorum. Çok karmaşık duygular içerisindeyim bu iki haftadır tek söyleyebileceğim şey sanırım vefat eden tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet dilemek ve yaralı olanlara da Allah'tan şifa diliyorum. Haftaya yeni bölümde görüşmek üzere... 


Medya: Çilay ile Duhâ'nın ilk dans ettikleri şarkı; Akhil & Dhvani Bhanushali - Duniyaa






Çilay ve Duhâ'nın dans ettikleri ikinci şarkı; Karan Sehmbi - Photo


Bölüm 51 - Part 2

Masamıza varmama birkaç adım kimdi bana seslenen? Sesin geldiği yöne dönüp baktığım da bana seslenen kişinin Furkan olduğunu gördüm, ne alakaydı? Seslendiğine göre yanlarına gitmemi istiyordu ama ben gitmek istemiyorum ya! Nereden görmüştü beni? Bir de çağırıyordu. Yüzümdeki memnuniyetsiz ifadeyi silip düz bir ifadeye geçiş yaptım tabi ne kadar belli değildi memnuniyetsizlik bilmiyorum, onu da yanlarına gidince anlayacağım. Adımlarımı atarak kokteyl masasının yanında dikilen Furkan, Tuna, tanımadığım iki kişinin daha yanına gitmeye başladım ağır adımlarla.

"İyi akşamlar." dedim yanlarına vardığımda.

"İyi akşamlar, nasılsın?" diye sordu Furkan.

"İyiyim teşekkürler, seni sormalı." dedim sabit bir ses tonuyla.

"Sağ ol, ben de iyiyim." dedikten sonra yanıma geldi ve bir adım mesafe kala durdu. "Gençler Çilay bizim ortağımız, Çilay Tuna'nın sağındaki beyefendi kuzeni Aras, sağ tarafındaki hanımefendi de Aras'ın sevgilisi Nida." dediğin de kafamı salladım.

"Memnun oldum." dedim her ikisine de.

"Ben de memnun oldum." diyen Aras elini uzattı ama tutup tokalaşmadım.

"Ben de memnun oldum," diyerek elini uzatan Nida'nın elini tutup tokalaştım.

"Yabancı erkeklerle tokalaşmıyorum." dedim Aras'a bakarak, kaşlarını şaşkınca kaldırıp baksa da kafasını salladı.

Ee geldim de ne oldu yani? Hiçbir şey de konuşmuyorlar sadece öyle boş boş dikiliyorlar, hayır şimdi gidip sevdiceğimin koluna girip ona sarılmak varken burada boş boş dikilmem çok saçma, neyse!

"Ah burada mısınız?" duyduğum kadın sesi ile bakışlarımı Tuna'nın sol tarafına çevirdim.

Gelen kadın Tuna'nın yengesiydi, birkaç kez asistan olarak çalıştığım zamanlarda görmüştüm, Tuna ile ilişkimiz olduğunu duyduğun da ise bana tepeden bakarak beni küçümsemişti, ayrılmam için defalarca da aşağılamıştı. Şimdi duysa Türkiye'nin en iyi teknoloji şirketinin sahibi benim, en prestijli vakıf hastanesinin sahibi benim, birçok şirkette de küçüklü büyüklü ortaklıklarımın olduğunu bilse eminim bana karşı sergilediği o davranışlardan dolayı özür dilerdi ama ben kabul eder miydim orası muamma, aslında muamma değil etmezdim ya. Neden edeceğim ki? Sırf zengin olmadığımı sandığı için beni küçümseyemez ya da beni aşağılayamazdı fakat o kendinde böyle bir hakkı görüyordu, bunu sadece bana karşı değil diğer tüm çalışanlara karşı da yapan bir kadındı.

"Evet anne buradayız." diyen genç adam ile, Aras'ın annesi olduğunu anladım.

"Ne yapıyorsunuz?" derken küçümseyen bakışları da üzerimdeydi.

DUHÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin