Bölüm 3 - Part 4

1.1K 52 3
                                    

Bölüm 3 - Part 4

Engin ve Talha'dan aldığımız sofra bezlerini masaya serdikten sonra, kızlarla çantamızda getirdiğimiz yiyecekleri çıkardık. Süray, tabak, çatal, bardak, peçete gibi kullanabileceğimiz malzemeleri çıkarıp, masaya dizerken; Engin ve Talha'da önde ellerinde mangal, Ali ve Tolga'da ellerinde poşet ile arkalarından geldi. Dün konuştuğumuzda, biz yiyecekleri yaparız deyince Talha'da o zaman mangalda yaparız, etleri ve mangalı oradan alırız demişti. Hepimiz et ve mangal için üstümüze düşen miktarı Talha'ya verdik. Mangal geldikten sonra Talha ve Engin ilgilenirken, Tolga ve Ali'de getirdikleri ses bombalarını ayarlıyorlardı. Tolga laptopunu getirmişti.

Talha mangalı hazırladıktan sonra hepimiz köftelerimizi ve sucuklarımızı afiyetle yedik, daha sonra da bizim getirdiğimiz yiyecekleri mideye indirdik. Talha'nın kilim getirmesini söylediği çocuklar kilimleri kamelyadan uzak güneş alan ağaçlık dibine serdiler ve yayıldılar. Biz kızlarla masada bulunan çöpleri, artan yiyecekleri toplayıp masayı tertemiz bıraktıktan sonra tıka basa dolu olan midemiz biraz inmişti. Talha'ların yanına gittik ve bizde kilimlere yayılarak biraz güneşin keyfini çıkarttık. Daha sonra Tolga sıkılmış olacak ki, yayıldığı yerden kalktı laptopundan müzik açtı, Süray'ın elini tutarak onu dansa kaldırdı. Tolga'nın ardından diğerleri de ayaklanıp onlara ayak uydurmaya başladı. Ben ise tek kaldım, çok komik değil mi Woody? Ben o zaman çok kahkaha attım kendime. Piknikte 15 kişiydik, Aytül, Kader, Burhan ve Can dışında gelmeyenler de olmuştu. Saat biraz ilerlemiş bizimkiler dans etmeyi bırakıp yakar top oynayalım demişti. Hepimiz kabul ettik, gruplara ayrıldıktan sonra oynamaya başladık. Biz top oynarken, bizden birkaç metre ileride bir kamelyaya iki sevgili ya da iki eş, aralarındaki ilişki nedir bilmiyorum ama oturduklarını ve öpüştüklerini gördüm birkaç kere. Bile isteye oraya bakmıyordum biliyor musun, sadece gözüm çarpıyordu. Aslında uyarmak istedim, çünkü benim için doğru bir davranış değil. Umuma açık alanda öpüşmek nedense bana yanlış geliyor. Bence sevgilinde olsa, eşinde olsa onunla öpüşme eylemini gözlerden uzak yapılmalı. Çünkü o an özel bir an ve kimsenin o ana şahit olmamasını tercih ederim ben. Benim için özel olan anlara bir başkasının şahitlik etmesi... bunu tanımlayacak bir cümlem yok ama içimde tanımlayacak iki duygu vardı kıskançlık ve rahatsızlık. Bir başkasının benim özel anıma şahit olması beni rahatsız eder, üstelik yaşadığım o ana ortak olması da beni kıskandırır. Bazı anlar özeldir ve özel kalmalıdır. Ve bence her ikisinin de bu davranışı birbirlerine karşı saygısızlıktı. Ben, ilişkimin olduğu kişinin beni öyle ulu orta öpmesini istemezdim. Eğer böyle bir hareketi yapıyorsa, bana saygı duymadığını düşünürüm. Üstelik bu davranış mahremiyet algısına ve kendi onurlarına bir darbeydi ama onlar bunun farkında değildi. Bir yazı okumuştum o yazıda aynen şöyle yazıyordu; Mahremiyet kendi başına insanı insan yapan temel nitelikler arasında yer alıp özsel bir değer taşımasının yanında, aynı zamanda başka iyilere ulaşılmasını da sağlayan araçsal bir iyidir.Kant'ın teorisinde özerklik, insan olmanın temel bir değeridir. Eğer mahremiyet, özerklik için esassa ve hatta özerklik, mahremiyet olmadan anlaşılamazsa o halde mahremiyeti yitirmek, en temel değerlerimiz için bir tehdit olacaktır. Mahremiyet sadece kişisel anlamda bir "iyi" değil, toplumsal olarak da "iyi" dir. Charles Fried'ın işaret ettiği gibi, sosyal ilişkilerin kurulabilmesi için de mahremiyete gereksinim vardır. Çünkü panoptikon benzeri, bireylerin gözetlendiği bir toplumda dostluk, samimiyet ve güven ilişkileri gelişemez. James Rachels'e göre, diğer insanlarla istenildiği gibi kurulan sosyal ilişkilerde çeşitliliği sağlayabilmek için mahremiyet zorunludur. Çünkü; diğer insanlarla kurulan sosyal ilişkilerin niteliğini kişilere verilen özel bilginin içeriği ve derinliği belirler. Arkadaş, iş arkadaşı, ebeveyn-çocuk, eş, hasta doktor,...ilişkileri farklı sevgi, sorumluluk, sadakat, görev,...niteliklerini barındırır ve bu ilişkilerin her birinde tarafların birbirine aktardığı kişisel bilginin niteliği ve niceliği birbirinden farklıdır. Rachels'a göre; eğer verilen bu bilgiler arasında bir farklılık kalmazsa, ilişkiler arasındaki çeşitlilik de sağlanamaz. İşte okuduğum bu yazı aslında benim zihnimde düşüncelerin bir puzzle gibi tamamlanmasına yardımcı oldu. Bunun yanı sıra etrafta bir tek biz değil, birçok aile ve bu ailelerin çocukları da var, küçük bir çocuğun bu sahneyi görmesi psikolojisi açısından da iyi bir durum değil. Çocuğun mahremiyet algısını köreltiyor. Aslında mahremiyet o kadar önemli bir kavram ki; birçok şeyin temeli bu kavrama dayanıyor. Mahremiyet kavramı sosyal hayatımızda mihenk taşı görevinde. Mahremiyet eğitiminin verilmesi çocuğun ruhsal ve cinsel açıdan korunması adına çok önemlidir. En dikkat çekici örneklerden birisi özellikle erkek çocuklarda daha çok görülüyor; erkek çocuğun cinsel organını bir sevgi objesi yapılıyor. Küçük çocukları cinsel organlarına dokunarak, onları konu yaparak sevmek doğru değildir. Çünkü bu durum, onların özel alanlarının ihlalidir. Çocuk bu şekilde hem mahremiyet ihlaline uğramış olur, hem de başkalarının özel alanlarının kullanılarak onlara şaka yapılabileceği inancını taşır. Ayrıca çocukları cinsel organlarını konu ederek sevmek, onları kendilerini kötü niyetli yabancılardan korumak konusunda etkisiz kılabilir. Çocuk, bir başkası özel alanına dokunmak istediğinde bunun iyi mi yoksa kötü mü olduğunun ayrımını yapamayabilir. Bu sebeple bezlemek, pişik kremi sürmek ve temizlemek durumlarında bile abartıya kaçmamak, aşırı baskı uygulayarak silmemek, çocuğun cinsel organlarıyla oynamamak daha doğrudur. Çocuğun cinsel organlarını şaka konusu yapmak, göstermesini istemek, onlara dokunmaya çalışmak çocuğun cinsel kimlik gelişimi açısından oldukça sakıncalıdır. Bu yüzden çocuk yetiştirirken çok dikkatli olunmalı, hiçbir anne baba çocuğuna zarar vermek istemez ama farkında olmadan çocukların psikolojisine etki edecek birçok şey yapıyorlar. Bunun çok sakıncalı olduğunu da elbette bilmiyorlar. 

Bazı ülkelerde mahremiyet algısını körelten bu tarz eylemlere yasaklar bile getirilmiş. Endonezya, Hindistan, Dubai, Malezya ve Rusya gibi ülkelerde sokakta öpüşmek yasak, Japonya ve Çin'de hoşgörü ile karşılanmıyor, İtalya Campania bölgesindeki Eboli'de arabada öpüşmek ve sevişmek yasak. Cezası 50 ile 500 Euro arasında değişiyor. Sicilya'daki bir dağlık köy olan Monreale'de parklarda yakınlaşmak yasak. Bizim anayasamızda da TCk md. 225'te bunun bir suç olduğu belirtiliyor. Hayasızca hareketler suçu TCK' nın 225.maddesinde genel ahlaka karşı işlenen suçlar başlığı altında düzenlenmiştir. Alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişiler işbu madde uyarınca cezalandırılmaktadır. Suçu oluşturan ilk eylem cinsel ilişkinin alenen gerçekleşmesidir. Bahse konu suçun oluşması için cinsel birleşmenin tamamen gerçekleşmiş olması şartı aranmamaktadır. Cinsel arzularını tatmin etmek amacıyla gerçekleştirilen her türlü eylem bahse konu suçun gerçekleşmesi için yeterlidir. Ancak aleniyet unsurunun gerçekleşmesi suçun oluşması bakımından zorunludur. Zira aleni olmayan cinsel birleşmeler kapsamında ele alınmamaktadır. Aleniyet kavramının sınırları ise gerçekleştiği koşullar itibarıyla fiilin belirli olmayan ve birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olmasına bağlıdır. Bunların hepsi toplumun ve o toplumda yaşayanlar psikolojik sağlığı açısından alınmış önlemler. Her neyse düşüncelerimi bir kenara bırakıp anlatmaya devam edeyim. Biz oyun oynarken yine arada gözüm çarpıyordu bir tek benim değil diğer kızlarında çarpıyormuş. Yanımda birkaç kere oflanıp, şikayet ettiklerini duydum. Birkaç kere uyarmayı düşünsem de, ne tepki vereceklerini bilemedim. Hem ne diyecektim? Pardon evinizde öpüşür müsünüz, rahatsız oldukta mı? Böyle yapamayacağımı anlayınca ben de rahatsız etmeyi düşündüm. Topları hem onlara doğru attım. Birkaç atışımda yakınlarına düşerken, son iki atışımda erkeğin sırtına çarpmıştı. Kavga çıkarmaya niyetlendiğinde ise Talha adama ağzının payını verdi. Adama; "Öpüşecek başka yer bul kendine, burası kamuya açık alan, bizi rahatsız etmeye hakkın yok!" adam Talha'nın bu cevabına karşın asıl rahatsız eden sizsiniz deyince, Talha yüzü kızgınlıktan kızarmış bir şekilde adama döndü ve "İğrenç tatminini evinde yap, herkes senin tatmin olmanı izlemek zorunda değil! Devam edersen karakolda bulursun kendini!" diye bağırdı. Talha'nın bağırması ile etraftakiler de bize baktı ve ne olduğunu anlamaya çalıştı. Adam birkaç küfür homurdandıktan sonra yanındaki kızı da alıp ayrıldı. Onlar gidince biz de oyunumuza devam ettik. Yakar top sıkınca erkekler futbol oynamak istediklerini söyledi.

DUHÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin