Bölüm 50 - Part 1
Asansöre varıp hızla zemin kata bastım ve sabırsızca inmesini bekledim, Ay'ım gelmişti ve beni bekliyordu onu daha fazla bekletmek istemiyorum ve ona bir an önce kavuşmak istiyorum sabırsızlığım bundan ötürüydü. Asansör zemin kata inerken bacaklarımı titreterek ayaklarımın ucuna bakmaya başladım, sonra aklıma Akçın ve Tibet'in çektiğim fotoğrafları gelince telefonumdan galeriye girip çektiğim fotoğrafları incelemeye başladım. Gerçekten güzel bir poz yakalamıştım ikisinin yüz ifadesi, vücutlarının duruşları, bakışları... Düşünüyorum da bir insan iki hafta önce yaşadığı mutluluğun üzerine yıkılmasının ardından bu kadar çabuk toparlayabilir miydi? Eğer karşısına biri çıktıysa ona iyi gelen bence toparlayabilir. Mesele sadece aşk ilişkisi değil örnek verecek olursam, lise zamanında neredeyse uğrayacağım tecavüz sonrasında ruhsal olarak çok dağılmıştım ve bana iyi gelen şey teyzannem ile Akçın olmuştu, onlar sayesinde toparlayabilmiş, kendime gelebilmiştim. Akçın için de aynısı geçerliydi, yas süresini üzerinden attı ve sıra toparlanmaya geldi, toparlanma süresinde ise karşısına çıkan adam ise onun için çok iyi bir etken. Hem birbirlerine de çok yakışıyorlar bence, tabi Tibet biraz yapılı ve uzundu ama olsun yan yana durduklarında bu görüntü hiç abes değildi, aksine oldukça hoş bir görüntüydü. Zaten Akçın öyle kısa bir kadın da değil 1.75 boyu var topuklu giydiği zaman da Tibet ile aralarında oldukça az bir uzunluk kalırdı bu da çok berbat görüntüden çok uyumlu bir görüntü olurdu. Galeriden çıkıp instagrama girdiğim sırada asansör durdu ve geldiğimi sanıp inecekken zemin kat olduğunu fark etmem ile kapıya yakın sol tarafa kaydım, iki genç erkek bindiğin de onlardan ilgimi çekip tekrar telefonuma yönelmiştim ki duyduğum cümleler şaşırmama neden oldu.
"Sen şimdi diyorsun ki Yolça'nın mali bilgileri elimde, yapacağı anlaşmaları da biliyorum öyle mi?"
Ne? Ne dedi bu herif şimdi?
"Evet dostum, Yolça'nın yöneticisi Tuna'nın sekreteri Selma'dan her şeyi alıyorum." deyince gözlerimi şokla açtım, vay şerefsiz karı vay!
"İyi de kadın aptal mı? Niye versin ki?" dediği sırada aklıma dank edenle hızla ses kaydediciye girip seslerini kaydetmeye başladım.
"Oğlum bu Selma para düşkünü bi' kadın, ailesi iflas ettikten sonra para için her şeyi yapmaya başlamış bunu da birkaç arkadaşımdan duydum. Ee ben Tuna'nın ipini çekebilmek için fırsat bulmuşken niye tepeyim bunu?" deyince tek kaşım havaya kalktı.
Tuna bu herife ne yapmıştı acaba da böyle konuşurken bile ses tonu nefret saçıyordu.
"Oğlum fazla abartmıyor musun?" diğerine göre daha ince sesli adamın kurduğu cümle üzerine Tuna'ya nefret besleyen herif sinirle konuşmaya başladı.
"Neyini abartıyorum lan, o herif namusumuzu kirletti! Benim kız kardeşimi ortada bıraktı, neyini abartıyorum ben?" dedi öfkeyle bağırarak.
"Kardeşim, adam kız kardeşine tecavüz etmemiş, onun ilişkiye zorlamamış kardeşin kendi isteğiyle adamla sevgili olmuş, kendi isteğiyle birlikte olmuş. Adam evlilik sözü bile vermemiş, senin kardeşin bunu bilerek adamla ilişkiye başlamış şimdi burada adamın suçu ne? Hem sen nasıl bitirecekmişsin bakayım? Haberin yok ama Yolça eskisi gibi prestijini kazanmaya başladı, yani zarar vermen imkânsız diyebilirim." diyen ince sesli adamdan sonra intikamcı adam konuşmaya başladı.
"Sen kimin tarafındasın? Arkadaşın benim! Dediğim gibi Yolça'dan Tuna'nın sekreteri Selma bize casusluk yapacak, neler olup bitiyor haber verecek, önemli bir anlaşma ya da Yolça ile ilgili önemli bir şey olduğunda da haber verecek böylece biz de baltalayacağız her şeylerini. Yolça'yı çökertmeden bırakmayacağım." dediğin de geri zekâlının kafasını asansörün duvarlarına çakasım geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUHÂ
Художественная проза|YETİŞKİN İÇERİK| "Uyandın mı minik ninjam?" diyen boğuk ses ile kapalı gözlerimi hızla açtım ve yine arkamı dönmeye çalıştım. "Ninjam?" diyen o boğuk ses ile gözlerimi kapattım ve kollarımın altında olan kollarına, kollarımı doladım. Bu sesleniş b...