Bölüm 5 - Part 4
Okuldaki hiç kimse Akçın ile kavgaya, hatta söz dalaşına bile girmiyordu. Akçın kavgada çok pis bir varlığa dönüyordu, ağzı da çok bozuktu. Dışarıdan bakıldığında hanımefendi gibi görünse de; kavgalarda hanımefendi çizgisinden çıkıyor küfürbaz Haydo'ya dönüyordu. Üstelik hiçbir şeyi unutmayan hafızası ve sivri zekası ile herkese çok güzel laf soktuğundan mütevellit, onunla uğraşılmazdı. Nida'nın masadan uzaklaşması ile Akçın bana döndü ve içinde tuttuğu tüm öfke oklarının hedef tahtası olarak beni seçti, başlasın bakalım dart oyunumuz!
"Sen salak mısın Dide? Neden kabul ediyorsun ki? Ne bok yediği belli olmadığı çocukla ayrılmak istiyorsa, gitsin kendisi ayrılsın. Aralarına neden sen giriyorsun ki? Yarın öbür gün aralarındaki şey sana sıçrarsa ne olacak? Ya da bizi ayıran Dide'ydi derse ne olacak? Ne yapacaksın o zaman geri zekâlı?" dedikten sonra derin bir nefes aldı ve devam etti.
"Bak seni az çok tanıyanlar var, böyle bir şey yapmayacağını elbette bilirler ama ya tanımayanlar? Diğer bölümlerden çoğu kişi bizi tanımıyor bile, hakkında ne düşünürler? Hele de Lidya duyarsa? Tüm okula abarta abarta ve üstüne kendi fitnelerini de katarak bir sürü şey yayarsa ne yapacaksın? " dedikten sonra sulanan gözlerini sildi. Bazen çok sinirli olduğu zamanlarda gözleri sinirden yaşarıyordu.
"Hocaların gözdesi olmak için bu kadar çalışıyorken, gözden düşmene sebep olacak bir şey olursa ne yapacaksın? Senin kariyerin mi önemli yoksa Nida'nın öpüştüğü mü, seviştiği mi belli olmayan Doğan'la ilişkisi mi?" diye uzun bir soruyla karışık nutuk atınca, ona hak verdim.
Gerçekten önünü ardını düşünmeden hareket etmiştim, sonucunda da hiç iyi şeyler olmayabilirdi, hele de Lidya duyarsa. Okulda Doğan'ın, Nida'yı benimle aldattığı haberini bile yayabilir, onun sağı solu belli olmazdı. Bir kere de söz verdim yapacağım diye! Of, Allah'ım ne yapacağım şimdi ben? Sözümden dönemezdim kesinlikle ama benimde zarar görmeyeceğim bir şekilde halletmeliyim bunu!
"Sen eski okulunda da böyle miydin? Her bana bunu yap diyenin isteğini yerine getirir miydin?" diyerek azarlamaya devam edince gözlerimi devirerek ona baktım, sanki bilmiyordu önceden böyle olmadığımı.
"Sanki bilmiyorsun! O zaman hepsi bana ismimle değil bana taktıkları lakap ile hitap ettikleri için, koruma kalkanı niteliğindeydi o durum. Ne zaman benden bir şey isteseler ismimden önce bana taktıkları lakapla sesleniyorlardı, bu yüzden de ben onların hiçbir isteğini yerine getirmemek kolay oluyordu, getirmiyordum. Dediğim gibi benim için kalkandır o lakap. Ama burada... burada öyle değil, bir şey isterken rica ediyorlar, ismimi kullanıyorlar bu da benim zayıf noktam, biliyorsun!" dedim sona doğru kısılan sesimle.
"Her insanda travma sonrası etkiler olur ya; benimki de öyle işte. Onun öncesinde de ilkokulda, ortaokulda benimle yine dalga geçenler çoktu. Çocuklar inanılmaz acımasız olabiliyor, karşısındakini kırıp kırmadığını umursamıyorlar; çünkü bir çoğunun ailesi onlara bunu öğretmiyor. Diğerlerinden farklı olan birçok çocuk; farklılığı yüzünden arkadaşlarının zorbalığına uğruyor, bunun ne kadar derin ve acı verici bir durum olduğundan, zorbalık yaptığı arkadaşında nasıl bir iz bıraktığından haberleri yok!" dedim sessiz bir haykırışla, yıllarca içimde biriktirdiğim şeyleri döküyordum yavaş, yavaş.
"Küçükken benim kaşlarım birleşikti, 12 yaşıma kadar da öyleydi, 12 yaşıma gelince döküldü tabi. Teyzem ve anneminde öyleymiş; ikisi de 12 - 13 yaşlarına gelince dökülmüş, teyzem hep bunu annemle ondan aldığımı söyler, neyse! Ama kaşlarım dökülene kadar tüm sınıf arkadaşlarım benimle dalga geçerdi, kalbimi kırarlardı. Hatta çok net hatırlıyorum birisi benimle 'Martılar acıkmıştır simit atayım mı?' diyerek dalga geçmişti! Ben de ne kadar bir iz bıraktığını sen tahmin et!" dedim gözlerinin içine bakarak, gözlerimdeki acıyı görsün istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUHÂ
General Fiction|YETİŞKİN İÇERİK| "Uyandın mı minik ninjam?" diyen boğuk ses ile kapalı gözlerimi hızla açtım ve yine arkamı dönmeye çalıştım. "Ninjam?" diyen o boğuk ses ile gözlerimi kapattım ve kollarımın altında olan kollarına, kollarımı doladım. Bu sesleniş b...