Bölüm 43 - Part 4

118 17 10
                                    


Selamlar herkese, iyi akşamlar diliyorum ☺ Bugün günlerden Cuma ve yeni bölüm ile ben geldim ☺ Bölüm biraz kısa oldu bu yüzden kusura bakmayın 🙈


...&...&...&...

Devam Eden Hikâyelerim;

• Hülle

• 3300


...&...&...&...

Tamamlanan Hikâyelerim;

• Heyvbanû

• Son Klan


...&...&...&...


Keyifli Okumalar 🌺


Oy Vermeyi ve Yorum Yapmayı Unutmayın 🌺


...&...&...&...


Bölüm 43 - Part 4

Nişan hazırlığı adı altında teyzem bir yandan Elvan teyze bir yandan Akçın'da öbür yandan beni darlayacaktı çok iyi biliyorum, Akçın kendi nişan hazırlıklarına henüz başlamamıştı ama yarın başlayacaktı ve eminim ki beni yarın bile darlayacaktı, üstelik kendine nişan elbisesi bakıp karar veremezken bile beni delirtmişken -ki nişana birkaç gün var ve hâlâ karar veremedi- bir de benim nişanım da onu çekemem. Teyzem ve Elvan teyzeye hiç değinmiyorum, elbisemden tutun ayakkabıma hatta saçıma kadar karışacaklar hatta benim istemediğim şeyleri bana yaptırmaya da çalışabilirler o heyecanla, onları kırmamak için hiç mutlu olmayacağım şeyleri yapmak istemiyorum.

"Aaa valla Duhâ'nın söylediği çok mantıklı, hem mahalleden de tanıdıkları çağırırsınız biraz kalabalık nişan çok güzel olur." diyen Akçın'ın kafasına elime geçen bütün her şeyi fırlatmak istedim, geri zekâlı kız arkadaşına destek olması gerekirken resmen köstek oluyordu. Ben kalabalıktan ve abartıdan kaçmaya çalıştıkça resmen beni kalabalıkların ortasına atıyordu, ama ben sana yapacağımı bilirim sen beni savaş meydanına atıp terk edemezsin, o savaş meydanında benimle beraber savaşmak zorundasın yok öyle yağma!

"Eee madem restorant ayarlayacağız o zaman Akçın'da orada yapsın hatta ikimiz de aynı günde aynı anda yapalım zaten önceden sık sık bu konuyu konuşuyorduk beraber yapalım, birlikte yapalım eğlenelim diye hem iki yorgunluk olmaz, hem de Akçın'ın da hayal ettiği gibi kalabalık bir nişan olur." dedim sinsi bir gülüş atarak, benim sinsi gülüşümün farkında olmayan dünür kankiler attığım yemi yuttu ve benim sevgili teyzecim bu yeme hızla atıldı.

"Ah evet çok güzel olur, hem de bir arada atlatır dinlenmek de kolay olur." dedi çarçabuk ekleyerek, Akçın benim yaptığımdan hoşlanmamış gibi bana pis bakışlar atarken ben de ona sırıtarak bakıyordum.

"Ay'ım sen restorant sahibini arayıp konuşabilir misin? Birkaç gün içinde nişan ayarlaması yapabilirler mi? Eğer öyle yapabilirlerse, biz de yarın elbise ve yüzük işini hallederiz. Akçın siz hangi gün anlaşmıştınız Batu ile?" diye sordum Akçın'a dönerek.

"Pazar gününde anlaşmıştık, herkese de pazar gününde olacağını söyledik." dedi sinirli bir ses tonuyla.

"Tamam sen Batu'yla konuş nişanın adresinin değiştiğini ama günün aynı olduğunu söyle olur mu? Herkese adresi bildirsin, Kâmer'de restorant ile anlaşsın biz seninle yarın elbise ve saç modeli olayını halledip kuaför randevusu alalım, sonra da Kâmer ile birlikte yüzüklere bakarız." dediğim de Kâmer ve Akçın kafasını sallayarak bana baktı.

"Hallederim ben, siz aklınızda bir konsept var mı onu söyleyin bana?" diye sordu.

"Restorantın belli bir konsepti var mı yoksa bizim istediğimiz konsepte göre mi yapıyorlar?" diye sordum merakla, eğer öyleyse biraz uzayabilir bu iş bu da hiç hoş olmaz.

"Ortaçağı, 17. 18. ve 19. Yüzyıl Avrupası, Viking, Arap, Orta Asya Türk, Kelt, Asya, Hint,  gibi birçok konsept var eğer daha fazla isterseniz de katalog vardır, isterim katalogdan bakarsınız." dediğin de hiç düşünmeden cevap verdim.

"Viking olsun bence." benim cevabımdan sonra Akçın gözlerini kısıp düşünceli bir hâl aldı, birkaç saniyelik düşünme payının ardından onaylar nitelikte kafasını salladı.

"Aslında ilginç olabilir hem Türk hem de Viking harmanlaması. Hem Gönül annemlerin hem de bizim gönlümüz de olmuş olur, her iki tarafta eğlenceli vakit geçirir." dediğin de heyecanla kafamı salladım.

"Peki Viking konseptini nasıl ayarlayacaklar?" diye sordu Elvan teyze merakla kaşlarını kaldırarak.

"Mesela nişan masasının arkasında genellikle çiçekli ya da ışıklı kocaman panolar oluyor, perdelere de gelin ile damatın baş harfleri olan çember, balon ya da çiçekler asılıyor ya onun yerine Vallhala'nın olduğu bir pano ve Viking Runes'te bizim isimlerimizin baş harflerinin karşılığı olan etrafa hoş kokular yayan koku spreyleri olabilir parfüm şişeleri gibi tıpkı." dediğin de Akçın'ın ilginç fikri hoşuma gitti bence çok güzel olurdu.

"Mesela etrafta Freya, Odin, Thor, Heimdall, Baldur, Njord gibi Viking sembolleri olan objeler olabilir. Thor'u simgeleyen çekiç, Odin'i simgeleyen kargalar, Freya'yı simgeleyen çiçekler veya hayvan figürleri gibi." dedim.

"Çatal bıçaklar o zamanın çatal bıçakları bardakları olabilir, çok hoş bir detay olur." diyerek yeni bir fikir ekledi Akçın.

"Peki oturacağınız sandalyeler nasıl olacak?" diye sordu bu defa teyzem merakla.

"Viking gemisi tarzında oturakları var onları kullanırız güzel olur." diyerek araya girdi yakışıklı Ay'ım.

"Bizim elbise ve saçlarımız da o dönemin elbise ve saçları olur. Çok hoş olur bence, Viking saç ve kıyafetlerine bayılıyorum ben." dediğim sırada Cihanfer gözlerini ovuşturarak içeri girdi.

"Hoş olan ne?" diye sorduğun da sesi tıpkı travesti gibi çıkıyordu, tipini görmeyen biri onu gerçekten erkek sanabilirdi.

"Uyanabiliniz mi hanımefendi?" dedi Ay'ım alaycı bir ses tonuyla.

"Abi ya! Alay etme benimle çok yoruldum, o yüzden iki dakika gözlerimi dinlendiriyim derken uyuyakalmışım ne var bunda?" diyerek terslendi sevdiceğim olan herife.

"Hemen nazlan zaten, hiç fırsat kaçırma." diyerek göz devirdi Ay'ım.

"Üff seninle çene yarıştıramaycağım hiç." diyerek ona yüzünü buruşturduktan sonra bana dönüp konuştu. "Hayırdır yenge neymiş o bayıldığın şey oyuncak ayın mı?" dedi abisine gönderme yaparak.

"Abine ayı mı diyorsun Cihanfer?" dedim biraz azarlar bir ses tonunda.

"Ooo sen de hemen abimin tarafında olmuşsun yenge, zaten biz kimiz ki bizim tarafımızda olasın." diyerek trip attığın da kafamı salladım.

"Boşa trip atma, abine ayı demen hoş değil. Abin seninle şakalaşıyor ama abine ayı demen şaka değil. Ayrıca da Çilay'a da bulaşma, şu uyanınca huysuz, aksi olma huyunu bir atamadın gitti." diyerek araya girdi Elvan teyze, Cihanfer yüzünü açtı birkaç saniye ardından da sevdiceğime dönüp kısık sesle konuştu.

"Özür dilerim abi." dediğin de kısık sesine rağmen hepimiz duysak da, az önce abisine ayı derken gayet yüksek sesle söyleyip özür dilerken de kısık sesle özür dilemesi garipti, müdahale etmek istesem de çıkıntı olmamak için sessiz kaldım, abi kardeş arasındaki olayı kendileri halledebilirler.

"Duyamadık Cihanfer ne dedin annecim?" benim müdahale etmeme gerek kalmadan sevgili kayınvalidem el atmıştı bile.

Sen çok yaşa kadın!

"Özür dilerim abi!" dedi bu defa yüksek sesle, Kâmer sadece başını sallayarak cevap verdi kız kardeşine.

DUHÂHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin