137. BÖLÜM // AÇIK HEDEF

1.2K 62 70
                                    

Selamlar..
Keyifli okumalar diliyorum sizlere. Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın 😊

Güzel bir kahvaltı salonunun önüne arabayı park etti Hızır Ali. Didem inene kadar kendi inip yanına gitti elini tuttu arabayı kilitledi. " En son ne zaman geldik buraya?"

Didem: Hatırlayamadığım kadar önce canım.

Hızır Ali: Gel hadi.

Masaya otururken " Evdekiler nasıl?" diye sordu Hızır Ali.

Didem: Babamla mecbur olmadıkça konuşmamaya devam. Aslında dün halamla babamın konuşması biraz işe yaradı gibi amcam günler sonra babama bir şey sordu.

Hızır Ali: İyi güzel sevindim.

Didem üzülerek ona baktı elini tuttu. " Bu böyle gitmez biliyorsun dimi?" diyince sessiz kaldı Hızır Ali. Zeynep'e verdiği cevaplara sonradan sonradan tam uykuya dalacağı vakit pişman olmuştu. Alparslan'ın daha değerli oluşunu dile getirmesi. Tamam evet o daha değerliydi ama İlyas onu da neredeyse Alparslan kadar seviyordu. " Hiçbir şey senden kıymetli değil yeğenim." dediği günü hatırladı. Yeni geldiği zamanlar ona bilmediklerini öğretme çabası... İlyas'ın yaptıklarını hatırlayınca dün gece ve önceki düşündüklerinden utandı. Didem elini okşarken kendine geldi. Bakışları onda cevap bekliyor gibiydi. " Ne düşünüyorsun? Daldın gittin?"

Hızır Ali: Biraz nankörlük yaptım galiba. Bazı şeyleri unuttum. Söylediğim, düşündüğüm şeyler utandırdı beni. Birkaç gün daha geçsin tekrar gidicem amcama.

Didem başını salladı. " Evet gitmelisin. Hızır Ali böyle birileri bir şeyler yapsın, düzeltsin diye bekleyemezsin."

Hızır Ali: Kimsenin bir halt yapacağı yok evet. Beni kızdıran da bu ya.

Didem: O yüzden kimseden bir şey beklemeden amcanla aranı kendin düzeltmelisin.

Hızır Ali: Doğru.

Didem: Sen konuş elbet dinleyecek sana hak verecektir.

Geriye yaslandı. Ne kadar incittiklerini yavaş yavaş kabul etmeye başlıyordu. O gün kapıda ilk pes eden kendisiydi ama amcasıyla arasını ilk düzelten yine kendisi olacaktı.

➰➰➰

Hızır Ali'yi göremeyince çayından bir yudum alıp yeri koydu. " Hızır Ali nerde?"

Meryem: Didem'le kahvaltıya gittiler. Çıkarken söyledi bana.

Hızır: Sofraya oturmamanın bir yolunu daha bulmuş.

Alparslan: Marsilya'da dönen olaydan Didem'in haberi olmuş. Kıza telefonda dil döktü. Bugünde kahvaltıya götürmüş o kadar.

Zeynep: Ne oldu ki orda?

Hızır'dan öğrenen Meryem cevapladı. " Olmuş bir şey kızım sonra konuşuruz."

Özlem: Zeynep Ömürlerin adresini bana verir misin?

Alparslan başta olmak üzere herkes ona bakınca açıklama gereği duydu. " Sorun bizim sorunumuz değil."

Alparslan: Ben biliyorum sana söylerim.

Hayriye Hanım karşısına bakarak çayını yudumladı. "Aferum kizum. Sorun bizim sorunumuz değuldur."

Alparslan telefonundaki adresi yine yanında olan Özlem'in telefonuna attı. " Melek için aradığım kremi —- Eczanesinde bulmuştuk hatırlıyor musun?"

Özlem: Evet .

Alparslan: Onun önünden —- Konutlara kadar devam et. İkinci ev.

Özlem: Tamam canım.

EDHO - BÜYÜK AİLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin