Keyifli okumalar...🌸
Görüşlerinizi önemsiyorum. Yorum yapmaktan geri durmayın olur mu?☺️Merve arkalarında salona inen gençler büyüklerin yanına değil diğer koltuk takımlarının olduğu kısıma gidip oturdular. Diğerleri oturdu ama Merve tabiri caizse kendini bıraktı. Zeynep "yavaş kız." diyerek tepki gösterirken onun gözleri dolmuş etrafa bakıyordu. "off" diye mırıldanarak dudaklarını dişliyordu.
Hızır Ali önüne eğilip " şş..ağlama hemen. Biraz izin ver ona." dedi. Salona gelmeden Orhan'ın odasına gitmişlerdi ama kapısı kilitliydi ve çaldıklarında açmamıştı. Kemal " sadece ben kaldım hadi aç " demesine bile açmamıştı.
Hızır Ali'nin söylediklerinden sadece ağlama kelimesi döndü kafasında. Bazı sebepler dışında şu ara hayatında hiç ağlamadığı kadar ağlamıştı. Havalarda uçması gerekirken saçma sapan hareketleri ile yerin diplerine doğru çekiliyordu. Gözlerini ellerinin tersiyle sildi. Titreyen sağ dizine dirseğini dayayıp tırnaklarını kemirmeye başladı. Burdan dönmek zor olacak ama imkansız da değil diye düşündü. Bu son yaptığı mallıkla araya ayrılık girerse daha da zorlanırlardı. Arkasına dönüp Tufan'a baktı. Sonra karşıdaki annesine baktı. " Gayet normal biri" deyişini düşündü. Sonra yan yana oturan Ömür ve İlyas'a gitti gözleri sonra kızlarını seven Özlem ve Alparslan'a. Bir çift aynı hayat içinde büyümüş, her şeye rağmen yaşayıp hayatta kalıp birbirlerini bulmuşlardı. Diğer çift taban tabana zıt hayatlar yaşamış ama yine de buluşup sadece sevmişlerdi. Özlem sadece Alparslan abisini sevmişti. Geri geleceğine söz verdiği için akşama kadar sabırla , kızıyla bekliyordu onu. Kendisine dikkat edeceğine dair güveni o kadar fazlaydı ki çoğu şeye tepkisiz kalıp izlediğine çok kere şahit olmuştu. Belki de değişmişti. Ama iki çifti de göz önüne aldığında dayısı ve Ömür'ün kimyası her zaman onu kendilerine çekmişti. Çok başka bir boyuttu ilişkileri. Birebir şahit olmuştu beraberliklerinin başlamasına. Zeyneple sabahlara kadar konuşmuşlardı onları. Behzat'ın İlyas'ı öldüreceğinden en az Ömür kadar korktuklarını sabaha kadar savunabilirlerdi. Zeynep amcasını o dayısını hatta best dayısını çok seviyordu. Ömür'ün çabalarını gözleri kalp kalp olan emoji halinde kıyından köşeden dinlemişlerdi. "Ayyii" diye içleri geçerek Zeynep'in odasına kendilerini attıklarında bir süre sırıtarak uzandıkları yataktan tavanı izlerlerdi. Bir süre değil aslında maksimum otuz saniye denebilir. Otuzuncu saniyede Behzat- İlyas- Ferman üçlüsü gözler önüne geliyordu. Olan olmuş, yaşanan yaşanmış ve bu ikili şimdi burada bu haldeydi. Birbirlerine olan aşkları onun Orhan'a olan sevgisini günden güne beslemişti. Çeşit çeşit hayaller kurdurmuştu ona. Peki şimdi onlara veda mı etmeliydi. Tufan amcasının uzak dur , annesinin gayet normal biri uyarıları ile o hayallerinden vaz mı geçecekti. Tabiiki de hayır. Aniden kalkarken " Sevmeyi bırakmamışım sevgili olmaktan mı vazgeçicem?" dedi.
Zeynep: Ne?
Kimseyi umursamadan Orhan'ın odasına doğru yol aldı. Zeynep de çaktırmadan arkasından gitti. Hızır Ali ve Kemal birbirlerine baktı kaldılar. Zeynep geldiğinde Merve odanın kapısının önünde bekliyordu. Kim geliyor diye anlık korkup ona doğru bakmış sonra gözlerini devirip tekrar önüne dönmüştü. Derin bir nefes alıp verdi kapıyı çaldı. Koluna dokunduğunda hâlâ kilitli olmasıyla sessizce oflayıp yanaklarını şişirdi bıraktı. " Orhan açar mısın lütfen?" dedi bekledi. Ses yoktu. Tekrar çaldı. " Orhann lütfenn." bu sefer sesi üzgündü ama yine açılmamıştı.
"Peki....Beni dinle o zaman....Ben özür dilerim...Bu zamana kadar yaptığım her şey için o kadar pişmanım ki....çok özür dilerim...Biliyor musun " ya sevmişsem" dediğin de kucağına atlamalıydım..." ağlamaklı kıkırdadı hemen sustu. Biraz sonra devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EDHO - BÜYÜK AİLE
RomanceHızır: Az önce tuhaftık şimdi muhteşem olduk gördün mü Haşmet? Haşmet: Gördüm gördüm..çok şükür ..bin şükür.. 🌸 iyi okumalar.. Sürç-i lisan edersek affola..