159. BÖLÜM /// ANTEP

584 33 21
                                    


İyi Bayramlar 💐💙

Sevdiklerinizle nice güzel bayramlarınız olsun 🌸

Bölüm adından da gördüğünüz gibi Antep'teyiz.

Kurtoğlu ailesine ufak bir giriş yaptık.

Çok sevdiğim bir arkadaşıma bu bölümü ve bir sonraki bölümü hediye ediyorum 🥰
(O kendini biliyor💙)

Keyifli okumalar efeniimm 🌸

Domatesleri yıkarken kurduğu masanın başındaki çocuklarına baktı bir an. Yiğit çay kaşığıyla az evvel birlikte hazırladıkları tahin pekmeze uzanıyordu. "Oğlum napıyorsun?" diyince elinde kaşık babasına baktı.

"Önüne çek tabağı. Her yer yapış yapış olacak. Kardeşin nerde hem?"

Çıplak ayaklarıyla şap şap geldi mutfağa Eymen. Pijamasının üzerini bir şekilde çıkarmış atletle dolaşıyordu. Ona konuştu bu sefer. "Sen hayırdır oğlum?"

Öylece baktı Eymen. Cevap vermeden yanına geldi parmaklarının üzerine yükseldi. "Napıyorsun baba?"

"Domates doğruyorum da mi gözüm sizde bir gözüm işte olmuyor." Tekrar masaya baktı. Yiğit önüne çektiği tabağı özenle bitirmeye çalışıyor gibiydi. "Oğlum bırak yeter. Aç karnı nasıl yiyorsun o kadar tatlıyı ya! Bağırtmayın beni anneniz uyanmadan kuralım şu sofrayı."

Eymen de masaya gitti çıkıp oturdu sandalyeye dizlerinin üzerine. "Acıktım ben. Ne zaman yiyeceğiz.?" dedi saçlarını yana kaydırarak.

"Bekle babacım az kaldı. Yiğit bir daha baktığımda kaşığı bırakmış olacaksın."  Döndü baktı yemiyordu ama elinde kaşık ona bakıyordu. Yanlarına gitti kaşığı da tahin pekmezi de aldı önünden tezgaha koydu. "Bitmiş kalmamış tabi elin havada olur."

Yiğit dedi bu sefer "Acıktım bende.".

Saatine baktı. Sofraya baktı. Çayı çoktan yapmıştı. Hatta bugün gidip Türk marketinden yeni paket alsa iyi olacaktı. Buzdolabın üzerindeki Ömür'ün listesine baktı birkaç saniye. Çayın en başa yazıldığını görünce gülerek tezgaha yöneldi doğradığı domates ve salatalığı masaya götürüp bıraktı.

"Hadi bakalım odaya. Şu pijamaları çıkaralım değişelim üzerimizi. Annenizi uyandıralım sonra."

Akşamdan hazırlanmış kıyafetlerini giydirip saçlarını yaptı banyoda. Sağında biri solunda biri taburelere çıkmış onun sakallarını kısaltmasını izliyorlardı şuan. Yine bir gözü onlardaydı. Saçları kendisi gibi siyah ve son zamanlarda dalgalı yapar olmuşlardı. Kendisine benzemelerine şükür etti içinden yine. Yiğit'in yüzünü sıvazlayarak aynada incelemesine gülümsedi. "Oğlum ne oldu?"

"Baba neden bizim sakalımız yok?"

Eymen destek attı her zamanki gibi. "Sadece büyükler de mi oluyor o?"

Güldü hâllerine. "Evet oğlum. Büyüyünce oluyor. Sizde de olacak."

"Seninki gibi olsun." dedi Yiğit.

"Yani. Benim oğlum olduğunuz için benimki gibi olacaktır."

Yiğit gülerek aynadaki yansımasını izledi. "Evet sen bizim babamızsın."

Makinayı toparlamaya başladı ve en üst rafa kaldırdı. Yüzünü yıkadı. Kendi saçlarını yaptı bu kez. Hâlâ pijama vardı üzerinde. "Hadi inin bakalım bizim odaya gidiyoruz."  Çıkarken beyaz fanilasını çıkarıp kirli sepetine attı arkalarından gitti.

EDHO - BÜYÜK AİLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin