141.BÖLÜM /// KİM KİM? 😄

1K 50 34
                                    


Ben geldiimm 📢
Bakın küçük küçük fırsatları size ayırıyorum 🫶
Keyifli okumalar diliyorum  efenim 🫰🏽
Ben kaçar bir süre daha 👋🏽

Gölgeye doğru giderken etrafa baktı. Bakıcının saldığı tay özgürce koşuyordu alt bahçede. Önüne döndü devam etti. Birkaç adım gitti, durdu. Anlık gördüğü şeyle geri adımladı bu kez. Yere kısa çalıların altına yöneldi bakışları. Kırmızı arabayı görünce kaldırdı başını etrafa bakıp sıkkın nefes verdi. Çömeldi yavaşça izledi bir süre. Sonra aldı arabayı devam etti yürümeye. Koltuklara gelince oturdu elindekine uzun uzun baktı, düşündü.

Bir zaman sonra kalktı eve doğru yürümeye başladı. Tekrar aynı kapıdan ayakkabısını temizleyerek girdi. Masadakiler hâlâ kalkmamıştı. Yanlarından geçerken elindeki arabayı gördüler. Merdiven çıkma sesi gelmeye başlayınca Zeynep " Yiğit'in arabası. Nereye götürüyor?"dedi.

Hızır Ali: Çalışma odasına.

Alparslan: Masasının üzerinde Eymen'in uçaklarından biri var. Muhtemelen arabayı da onun yanına koyacak.

Ne diyeceklerini bilemediler.

Meryem: Bir aydan geçti çocukları görmedi. Özledi tabi.

Zeynep: Ben artık amcamın bilerek göstermediğini düşünüyorum anne.

Merve: Haşmet abilere gidip geliyor yani yanında götürüyor yengem. Niye buraya gelirken getirmedi?

Meryem bilmiyorum der gibi bakarken Hatice gergince soludu.

Zeynep: Evet. Anne, bugün Didemlerde toplansak yengem orda olacakmış. Babam da gelsin.

Alparslan : Akşam toplantıdan önce olur aslında. Vedalaşın. Uçakları sabah saat 8'de.

Yerinden kalktı Meryem. " Bilmiyorum konuşayım bir onunla." dedi önce mutfağa gitti ilaçlarını hazırladı yukarı odaya çıktı. Gel sesini duyunca girdi. Masasının başında oturmuş oyuncaklara bakıyordu Hızır. Girip kapıyı kapattı ilerledi. Yanına varınca omzunu okşadı ağırlığını vermeden sarıldı boynuna. "İlaçlarını iç hadi canım."

Bir süre sonra konuştu Hızır. " Trabzon'dan döndüğümüz. Onların evden git- tikleri gün uçağı buldum salonda. O günden beri arabayı aradım evde. Ama bahçedeki çalıların altı hiç aklıma gelmedi." Hafifçe güldü. " Saksı dibinden bahçeye geçmiş kerata. Arabaları artık bahçeye park ediyormuş hiç fark etmemişiz meğer." diyince Meryem daha çok yaslandı.
" Bizdeki bu yeğen sevgisi." dedi gülümsedi.

Yüzü soldu. " Bir ay olmadı belki oldu hiç farkında değilim ama yıllardır görmüyorum sanki Meryem. Neden böyle?"

Meryem "Çok seviyordun hâlâ seviyorsun ve hep seveceksin ondan. İlyas senin için neyse çocukları da o." diyince dolmaya başlayan kızarık gözlerini birkaç kere açtı kapadı. Bakışları oyuncaklardan kitaplıktaki resme gitti. Yutkundu.

Meryem yanağına yanağını dayamadan önce öptü sonra kollarını daha da doladı. " Uzatmak ikinize de iyi gelmiyor. Bence artık konuşmalısınız."

Siniri belirmeye başladı bakışları kızgın bir hâl aldı. Cevap vermedi yine bir süredir yaptığı gibi. Doğrulup önündeki servisten ilacını aldı ağzına, sonra suyu yudumladı yuttu. Söylediklerini gerisin geri yutamadığı lokmalarının zor geçtiği boğazından rahatça geçen tek şey ilaçlar ve suydu.

"Minelerde toplanalım dedik. Ömür de gelicek. Akşam toplantıya geçmeden uğrarsın görürsün çocukları.Hı?" diyince ona baktı.

"İlyas olmayacak yani gitmiyor sanırım son zamanlarda oraya." dedi Meryem.

EDHO - BÜYÜK AİLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin