Merhaba..🙋
Bu hafta nasılsınız?40 bin okuma olmuş ...hepinize çok teşekkür ederim 🤗 💐
Size güzel bir bölümle geldim..Beğenmeyi ve yorum atmayı unutmayın..❤Keyifli Okumalar..🌸
Trabzondan döneli bir hafta olmuştu. Bu süreçte her iki aile de telefonla görüşmeler dışında hiç bir araya gelmemişlerdi. Bütün yaz dip dibe bir arada olduktan sonra bir boşlukta oldular sanki. Kapıdan çıkıp diğer eve gitmeye o kadar alışmışlardı ki eve dönünce sanki iki farklı şehirdelermiş gibi hissediyorlardı. Zeynep elinde iki çay ve bir tabak kurabiyenin bulunduğu tepsi ile gelirken adımlarını dikkatle atıyordu. Hızırsa elindeki poşetten aldığı ekmek kurularını gölete atıp ördeklerin kapışlarını gülümseyerek izliyordu. Zeynebin seslenmesi ile arkasına baktı. “ Babacım!!”
“ Efendim kızım ..” kızım diyerek tepsiyi koyduğu masaya yürüdü ve yavaşça oturup elindeki poşeti masanın ayağının dibine koydu. Zeynepse gülümseyerek “ sana çay getirdim” deyip diğer sandalyeyi onun tam karşısına taşıdı oturdu. Çayından ilk yudumu alırken karşısında onu gülümseyerek seyretmeye devam kızına baktı mavileri gözleriyle...Bunun üzerine Zeynep daha dikkatli baktı.
“ Baba ? Senin gözlerin mavi ya...acaba benim çocuklarımdan birinin ki de mavi olur mu?” diye sordu.
Hızır soru karşısında genişçe gülümsedikten sonra bir yudum daha alıp çayı yerine koydu , geriye yaslandı. “ Bilmem...Sen okumuş kızsın kulağına gelmiştir illaki var mı böyle bir ihtimal?”
“ Ayyi bilmiyorum ki belli olmaz Ferman ve ben malum...bizimkiler kahverengi..şöyle bir düşünürsek yengemin gözleri mavi demekki onların genetik yapısında bir mavi göz geni var . Eee bizde de sen mavi gözlüsün bu demek oluyor ki bizimde genetik yapımızda mavi göz geni var . Bu durumda olabilir ama kaçıncı çocukta olur bilemeyiz belki de olmaz ama ben çok isterim gözlerine baktığımda seni hatırlayacağım bir çocuğum olsun. Kız erkek fark etmez böyle maviş maviş baksın yeter.” dedi dirseklerini masaya dayayıp çenesini avuçlarına gömerek Hızır’ın en sevdiği gülümsemesiyle…
Vücudu tam bir şekilde kızına dönüp bir kolunu diğer kolunun üzerine koydu. “ Sen evlenecen yani bu çocukla?” dedi. Kollarını tıpkı babası gibi yapıp cesur bakışlarla ona baktı. “ Tabiki de babacım.” dedi devam etti. “ Çok seviyorum… Sen sevmek nedir benden iyi bilirsin .”
“Bilirim tabi de sen benim bildiğim gibi mi seviyorsun bu çocuğu.?” diye sorusunu yöneltti, kızının bakışlarını takip etti.
“Tüm kalbim ve cesaretimle evet...Ben onu çok seviyorum...Benim bildiğim gibi mi seviyorsun dedin ya ..Tamam belki dediğin gibi sevmiyorumdur ama senin gibi severim... Yanımda olması için tüm kalbimle severim onu hatta kendimden bile çok severim...Annemle sen gibi. Ne olursa olsun benden kopmasına izin vermem.” dedi.
İyiymiş der gibi bir tavırla geriye yaslandı. Bu sefer kollarını sandalyenin iki kenarına dayadı. “ Benim anneni bıraktığım gibi bırakır mısın peki?”
“ Sen annemi tedavi olsun diye bıraktın...Annem ölmesin diye kardeşimden vazgeçtin.” dedi.
Kafasını sallayıp evet dedi. “ Tamam işte bunu sen de yapar mısın?”
“Yapmam bırakmam…”
“ Yapmak zorunda kalırsan?”
“Yapmam onu bırakmam ...sağlık için bile olsa bırakmam.”
“ Sana benden bir baba nasihatı ...Bir şeyi çok istersen gün gelir o şeyle imtihan olursun...Yapmam dersin yaparsın...Yaşayamam dersin yaşarsın...o yüzden dikkat et...büyük konuşma..” deyip şefkatle gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EDHO - BÜYÜK AİLE
RomantizmHızır: Az önce tuhaftık şimdi muhteşem olduk gördün mü Haşmet? Haşmet: Gördüm gördüm..çok şükür ..bin şükür.. 🌸 iyi okumalar.. Sürç-i lisan edersek affola..