158. BÖLÜM // KARAKOL😁

690 33 18
                                    


Merhabalar efendim..🌼

Bitireli çok oldu aslında ama bir sahne içime sinmedi diye sildim baştan kurguladım yazdım. Diğer başka bir sahneyi ekledim derken anca tamamladım.

Siz okuyorsunuz 5 dakikada ama ben bir bölüm için günlerce yazıyorum. Ayrıca bir vakit istiyor burası. Bıraksam bırakamıyorum seviyorum burayı, bu evreni... O yüzden devamke..🌟

Okey hakkında pek bir bilgim yoktur onu söyleyim 🤚🏽Tamamen kurguya göre yazdım.

Karakollara düştük yine bakınız neden..😄

🦆🚔👮😂

Keyifli okumalar diliyorum 🌸


Düşme sesine, başını ilk kaldıran Haşmet oldu. Neredeyse yarım saattir kendince konuşarak sesini duyurmaya çalışıyordu Emir. Yeni alıştığı bu zıplaya zıplaya bir anda oturma oyunu bu kez sesli son bulmuştu ama amacına da ulaşmıştı.

Haşmet yataktan çıkıp önce düşen eşyayı yerden aldı başucuna koydu . Bu sırada Emir kalkmış parmaklıkları tutmuş babasını izliyordu. Kendisine dönünce onun gibi ifadesiz baktı birkaç saniye. Babası gülünce o da hemen güldü yerinde hareketlendi. "Baba! Babaaa! Al!"

Ardında bırakıp yüzünü yıkamaya gitti babası. Gelince hemen kollarını ona uzattı. "Al." dedi.

"Emredersin paşam." dedi aldı Haşmet. Cama doğru adımladı. Emine sesli soluyarak onlardan tarafa dönünce geriye dönüp ona baktılar. "Günaydın." dedi gülümseyerek.

"Anne!" dedi elini uzattı Emir.

Emine de elini uzattı. "Oğluum." dedi saçlarını düzeltti devam etti. "Erkencisin bugün yine."

Haşmet yatağa geldi oturdu onu bıraktı yanına. "Bir gün kıracak bir yeri bir şeyi."

Güldü oğlunu koynuna alırken. "Onun bir yeri kırılmasında bütün ev yıkılabilir hiç sorun değil hayatım."

Oynamaya başladıklarında başbaşa bırakıp üzerini değişmeye gitti Haşmet. "Orası öyle canım."

"Sen- sen bizi hep böyle mi uyandıracaksın annecim? Hı?" Kıkırdamalarına güldü öptü koklayarak. " Ama ya sana bir şey olursa?"

Üzerine çıkarak oturunca düşmemesi için tuttu. "Anne!"

"Annem!"

Dudakları büzüşmüş bir hâlde saçlarına uzandı. Okşadı. Emine başını azıcık kaldırıp kısa da olsa yanına toparladığı saçlarını onun eline verdi. "Al bakalım."

Gülümseyerek avucunu açıp kapayıp ona bakmasını izledi. "Ne bu?"

"Sac."

"Evet. Peki seninki nerde?"

Hemen eli başına gitti. Başını eğip güldü.

"Peki burnun nerde Emircim?"

Burnunu gösterdi. "Benim burnum nerde?" sorusuna da minik parmağını burnuna dokundurdu. Derken kulağını, dilini hepsini gösterdi.

Eşikte onları izleyen Haşmet kemerini geçirerek geldi yanlarına. "Hepsini öğrendi benim oğlum."

"Hı. Ablası öğretti."

"Sesli uyandırmayı nasıl öğretti onu anlamadım."

Güldüler. "O otomatik geçmiş olabilir."

"Bade peki?"

EDHO - BÜYÜK AİLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin