Doğduğumdan beri iki yıl geçti artık etrafta gezebiliyorum.
Bu bedenle her ne kadar hareket etmek zor olsada...Bu kitap'ta okuduğum bilgilere göre elflerle olan savaş 5 yıl önce bitmiş ve elflerle barış imzalanmış."Bu tuhaf ben hayatta iken savaşı kazanıyorduk,kazanmakta olduğumuz bir savaş neden sonu barışla bitsin ki" bir iç çektim."Düşünmek çok zahmetli... Küçük bedenime iyi gelmiyor."Daha fazla bilgi edinmeliydim.Ben öldükten sonra neler olup bittiğini öğrenmem lazımdı."Lanet raflar çok yukarda nasıl yetişmemi bekliyorlar ki." Kitap raflarına tırmanmaya başladım.Eski yaşamımda kitap okumayı sevmezdim ama şuan en ihtiyacım olan şey bu tozlu kitaplar."Az kaldı yetişmek üzereyim."Bir anda kapı açıldı."Genç efendi rhaegal uyandınız mı?" helena beni kitap raflarına tırmandığımı görünce ani bir şok yaşadı.
Ben ona o bana baktığı sırada selam vermek için elimi kaldırdım ve dengemi kaybedip yere düştüm.Helena endişeli bir şekilde yanıma koşup,ayağa kaldırdı.
"Genç efendi!! aman tanrım iyi misiniz? yaralı mısınız?" beni hemen soru yağmuruna tutup kucağına aldı."leydi Reyla sizin bu halinizi görseydi.Sizi beşiğinize zincirlerdi."
İçime bir ürperti geldi.Helena abartmıyordu o çılgın kadın bunu yapma potansiyeline sahip biriydi.İlk beşikten kaçmaya çalıştığımda beni alıp kafese katmakla tehdit etmişti."Gidelim genç efendi yıkandıktan sonra sizi büyük
bir ritüel bekliyor.unutmayın bugün sizin büyük gününüz."
ritüel mi? bunu kimse bana söylemedi.Bugün sadece Aenys ve kardeşlerimin eve döneceğini biliyordum. Bir iç çektim."Asil olmak cidden çok yorucu..." diye düşündüm.
"Helena beni sen mi yıkayacaksın." konuşmaya başladığımdan beri ilk uzun cümlem bu olmalı.Helena bana bakıp"Elbette genç efendi her zaman ki gibi ben sizi yıkayacağım,yoksa artık beni istemiyor musunuz?" diye üzgünce suratıma baktı."Hayır seni seviyorum ve beni senin yıkamanı tercih ederim sadece demek istediğim."
bunu söylemek istiyordum tek fırsatım buydu Helena gülümseyen bir suratla ve meraklı gözlerle bana bakıyordu."Ne demek istiyordunuz Genç efendi." yapabilirim,Ona söyleyebilirim."Ben şey..." lanet olsun çok utanç verici!! gözlerimi kapattım ve bir anda söyledim."B-benimle birlikte yıkanır mısın? diye sorucaktım."Lanet olsun çok utanç vericiydi,Gözlerimi yavaşça açtım.Helena'nın yüzüne doğru baktığımda. Helena yüzü kızarmıştı ve utanmıştı.O an kendimi öldürmek istiyordum."Genç efendi benimle mi? yıkanmak istiyor." parmaklarımı birleştirip başımı eğdim."E-evet"
ne diyeceğini merak ediyordum ama içimde hala bir korku vardı.Reyla'ya benim bir sapık olduğumu söylerse neler olacağını hayal bile edemiyordum.Helena bir iç çekip"küçüklüğünüzden beri size ben bakıyorum.Hızlı büyüyorsunuz anlıyorum ama bunun için daha erken değil mi?" diye sordu.Yüzüm kızarmıştı o an ölmek istiyordum."H-hayır beni yanlış anladın.Beni yıkarken hep ıslanıyorsun benimle birlikte yıkanırsan hem daha sonra yıkanmak gibi derdin kalmaz hem de ıslanmazsın."Neler diyorum ben şu kılıcı kafama saplamak istiyorum.Helena
kısa bir kahkaha attı ve yeşil gözleri ile bana bakıp gülümsedi."Bu yaşta aklınızdan sapıkça düşünceler geçtiğini bilmiyordum."İşaret parmağı ile dudağıma dokundu ve sessizce kulağıma"Genç efendinin beni
beğendiğini hiç düşünmemiştim."Dedi o an gerçekten kalbim güm güm atmaya başladı,bu yaşta bunları düşündüğüme inanamıyorum."O zaman gidip beraber yıkanalım su şimdiye kadar hazır olmuştur."Ne? gerçekten kabul etti mi yani Helena ile mi duş alacağım şimdi.Benim için minik bir adım ama gelecek için büyük bir adım kendi kendimi tebrik ederken Helena bana bakıp
gülümsüyordu.Banyoya gelmiştik Helena üstümdekileri çıkarıp beni küvetin içine bıraktı ve oda elbisesini çıkarıyordu.Bi anda bana baktı ve yüzü kızarmıştı."Genç efendi başka yöne bakarmısınız" dedi ince bir ses tonu ile
hemen başımı duvara çevirdim. Helena'yı çıplak hayal
ediyordum,benimle beraber duş alıcaktı.Kendime tokat
attım."kendine gel daha 2 yaşındasın Helena küçük olduğum için benimle birlikte" diye düşündüm.Helena yavaşca suya girdi kalbim çok hızlı atıyordu."Ne yapmalıyım." diye düşüncelere daldım."Genç efendi hazırsanız yıkanmanız lazım.Patrik ve kardeşleriniz yakında burda olurlar."Lanet olsun Aenys gelecekti.
"T-tamam onlar gelmeden yıkanıp gidelim."Helena yumuşacık elleriyle saçlarımı yıkıyordu.O kadar duş aldım ama hiç bu kadar güzel hissettirmemişti.Her zaman
böyle yıkanmak istiyordum."Helena benimle hep böyle yıkar mısın?" Helena nazik elleriyle beni yıkarken.
"Genç efendi böyle iyi hissetiriyorsa neden olmasın." diyerek küçük bir kahkaha attı.Helena bir iblisti,Aenys iblis diyarına gittiğinde onu orda bebekken bulmuştu ve onu Dragonblood malikanesine getirmişti.Uzun sarı saçları ve yeşil gözleri vardı boynuzlarını gizlemek için bir kolye takıyordu.İblisler için yaş çok önemsizdi onlar için 100 yıl 10 yıl gibiydi Helena insan yaşı ile daha 15 yaşındaydı."Helena ailem iblisleri öldürüyor bu seni kötü
hissetirmiyor mu?" diye sordum. Helena bi anda durdu ve kısa bir süre ses çıkarmadı.Sonra"şuan burda sizinle ilgileniyorsam bu patrik sayesindedir.Beni ordan alıp buraya getirdi ailemi tanımıyorum ama burdaki herkes benim ailem gibi o yüzden kötü hissetmiyorum ve ailem beni ormana terk etmişti.Muhtemelen benim gibi işe yaramaz birini ölüme terk etmek daha doğru olduğunu düşünmüşlerdir."Bunu söyledikten sonra sinirlenmiştim ve ona doğru dönüp,ellerinden tuttum."Hiç de bile sen çok
iyi birisin,benimle her zaman ilgileniyorsun.Eğer ailen seni istemediyse bu onların senin ne kadar harika bir
insan olduğunu göremedikleri içindir."Helena ani bir şok
yaşamıştı ve yüzü kızarmıştı.O an Helena çıplak vücuduna doğru bakıyordum."Ö-özür dilerim!!"hemen
arkamı döndüm.Helena sessizce güldü ve beni yıkamaya
devam etti."Genç efendi'nin benim hakkımda böyle düşündüğünü hiç düşünmemiştim."Helena ince bir ses tonu ile "teşekkür ederim."Dedi,içimde bir rahatlama oluştu,Helena benim en yakın arkadaşım ve yardımcımdı
onu üzmek benim yapacağım en son davranış olurdu.
"Genç efendi,hazırlanma vakti geldi patrik gelmeden gidelim." Helena benim kıyafetlerimi giydirdi ve Reyla'ya
hazır olduğumu söylemek için çıktı.
kapıya yaslandım ve Kendimi tokatladım."Kendine gel Helena o sadece iki yaşında bir çocuk ama bu hissettiğim duygular... Neden kalbim hızlıca atıyor." hemen gidip leydi'ye haber vermeliydim.Salonda yürürken aklıma
Genç efendinin söylediği sözler aklıma geldi.İstemsizce
mutlu etti beni...Genç efendi her ne kadar beni sevsede
aramızdaki ilişki her zaman efendisi ve hizmetlisi
ilişkisinden fazlası olmayacaktı.
Pencereden dışarı bakarken."Aenys ve diğerleri ne zaman gelicek." Diye iç çektim,sadece şu lanet ritüel'in
ne olduğunu öğrenmek istiyordum ve çok geçmenden
mana eğitimine başlamalıydım.Normalde çocukların mana eğitimi 6 yaşından itibaren başlanır ama bu benim için bir kısıtlama değil diyerek gülümsedim.
"Aslında hemen şimdi başlasam nasıl olur." Diye kendi kendime düşündüm.Hemen yere oturdum ve meditasyon
pozisyonunu aldım.İlk işim manayı hissetmekti,bunu yaparsam ilk yıldızımı tamamlamak için büyük bir adım olur. Edeya kıtasında büyücüler ve büyülü kılıç ustaları
manalarını rezerve etmek için kalplerinin olduğu kısımda
mana çekirdekleri oluşturur böylece yıldızlar senin seviyeni ve mana rezervinin ne kadar fazla olduğunu
gösterir.Dragonblood gibi asil hanelerin kendi mana formülleri vardır.Normal yıldızlardan iki kat daha güçlü
olmasını sağlayan mana förmülleri ve Dragonblood hanesinin kullandığı kızıl kan mana formülü."Bu mana sanatını hemen öğrenmem lazım.Gelecekte gelişimimin sınırsız potansiyel olmasına büyük olanak sağlayacak."
meditasyonuma devam ettim.Derin bir nefes aldım etrafımdaki manayı hissetmeliydim.Mana etrafıma çekilmeye başlıyordu,hafifçe gülümsedim.Bir anda duvara yapıştım."Neler oluyor." diye bağırdım ama karşımda ölümcül bir aura sezdim,bedenim hareket edemiyordu.Bu öldürme niyeti Reyla'dan geliyordu.
Usulca bana doğru yaklaştı ve öfkeli bir şekilde bana
"Ne yaptığını sanıyorsun Rhaegal."Yutkundum ve ona
"Sadece beklerken sıkıldım ve kendi kendime bir şeyler yapmak istedim." diye cevap verdim Reyla kısık gözlerle
bana bakıyordu."Bir daha sakın o yaptıklarını aynısını yapma." istemsizce kafamı salladım."Sen Dragonblood
hanesindensin,ejderhaların kızıl kan formülünü miras
almalısın,Sıradan manayla vücudunu desteklemek ejderha kanına hakarettir." başımı salladım ve"tamam anne bir daha asla böyle bir şey yapmayacağım." dedim,
o an beni öldürmek isteyen kadın gidip yerine tekrardan
mutlu kadın geldi,gülümseyerek"Sana güveniyorum tatlım."dedi, az önce neredeyse ölücektim"Reyla seni manyak kadın." Reyla beni kucağına alıp dışarıya götürdü."Hazır mısın? tatlım bugün abin ve ablanla tanışacaksın ve bir ejderha yumurtası seçiceksin."Bir anda gözlerim fal taşı gibi açıldı demek ritüel'in amacı
ejderha yumurtası almam içindi."Anne herkes gelicek mi neden amcalarım ve teyzelerim gelmiyor."diye sordum
"normalde ejderha yumurtası verildiğinde tüm hane yeniden ana malikaneye toplanır. Ama iblisler bu aralar çok fazla isyan çıkarmaya başladı bundan dolayı sınır iyice karmaşa içinde."dedi Aenys ve kardeşlerimin tek gelmesinin sebebi ritüel'in olmasından dolayı demek.
Reyla eliyle gökyüzünü işaret etti ve gülümseyerek.
"Bak gördün mü en sonunda geldiler." dedi gökyüzüne
baktığımda üç ejderha gördüm iki ejderha o kadar parlaklardı ki gözlerim kamaşıyordu ama iki ejderhanın
arkasından gelen dev siyah bir ejderha vardı bu Aenys'in ejderhası Greyghost'du iki ejderhanın toplamından büyüktü ve dört boynuzu vardı.İki boynuzu geriye doğru iki boynuzu tıpkı bir boğa gibi öne doğru geliyordu.
Hayranlıkla ejderhalara baktım."Bu muhteşem değil mi?"
diye sordu Reyla "evet kesinlikle muhteşem..." diye karşılık verdim.Ejderhalar yere indi,doğduğumdan beri ilk defa ikiz kardeşlerimi gördüm tıpkı Reyla gibi ikiside beyaz saçlı ve kırmızı gözlüydü bunlar. Baelon ve Baela DragonBlood, askerler onlara gümüş ikizler diyordu bunun nedeni ikisinin de ejderhası gümüş renkli olmasıydı. Baela beni gördüğü gibi yanıma koştu ve kucağına aldı."Merhaba küçük Rhaegal demek ailemizin son üyesi sensin tanıştığımıza memnun oldum." enerji dolu biriydi."Bende tanıştığımıza memnun oldum abla" Baela yüzü kızardı ve yüzünde bir gülümsemeyle."A-abla mı?"mutluluktan bana daha çok sarılmaya başladı."Gel Rhaegal seni ejderhamla tanıştırayım.Onun adı Silverwing" ejderha o kadar güzeldiki gümüş pulları ve masmavi gözleri adeta kendine büyülüyordu.Onun hemen yanında Baelon ve ejderhası vardı.
Baelon,Baela'nın tam tersiydi daha katı ve daha soğuk biriydi.Aenys onu sonraki patrik olması için yetiştiriyordu
beni görünce sevinmemesinin sebebi ona rakip çıkmasıydı."Küçük kardeşimizle tanışmayacak mısın?" diye sordu Baela" ah tamam peki."İç çekerek beni kucağına aldı Baelon "merhaba küçük çocuk"dedi."Tanrı aşkına nasıl birisi kardeşiyle böyle konuşur." Diye çıkıştı Baela "hey napabilirim ki ilk defa böyle birşeyle karşılaşıyorum.Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum."
Utanarak cevapladı Baelon" en azından ejderhanı ona tanıtabilirsin" Baelon sıkılmış bir şekilde " bu benim ejderham Quicksilver" Baelon'un ejderhası daha parlak gümüş renkliydi daha koyu mavi gözlere sahipti ve daha sert bir ejderhaydı."Tanışmanız bitti ise gidelim mi" diye sordu Aenys sert bakışlarıyla " evet baba hazırız" diye cevapladı Baelon,Tekradan Reyla beni kucağına aldı ve
herkes ejderhasına binip dev dağa doğru uçmaya başladık.Sonunda bir ejderham olucaktı,böylece intikamım için bir adım daha ilerlemiş olucaktım.
"Rhaegal tatlım heyecanlı mısın?" diye sordu Reyla
"evet,hemde çok heyecanlıyım.Bende sizin gibi ejderha binicisi olmak istiyorum." Reyla başımı okşadı ve gülümsedi."Geldik gidip sana güçlü bir ejderha bulalım."
"Anne Rhaegal' için seçilen yumurtayı ben getirebilirmiyim." diye sordu Baela "tamam ama yumurtayı düşürmemeye dikkat et" Baela arkasına bile bakmadan koşarak mağaraya girdi."Her zaman ki gibi beni dinlemiyor." diyerek iç çekti Reyla.Mağara'nın içine girdik devasa ejderha yuvaları vardı.Mağara'nın içinden akan bir lav şelalesi ve dev bir köprü,lav şelalesinin üstünden geçiyordu.mağara'nın tam ortasında duran bir kubbe vardı."Buraya uzun zamandır.Gelmiyorduk tıpkı son geldiğimiz gibi çok sıcak."Dedi Baela "böyle soğuk espiri için teşekkürler ama hadi gidelim." diye karşılık verdi Aenys.Köprünün üstünden karşıya geçip kubbeye ulaştık kubbenin tam ortasında bir taş sütun vardı.Baela yumurtayı sütun'un üzerine bıraktı."Hadi gidelim Rhaegal" Reyla ile sütuna doğru gittik."Ailemizin nesilden nesile aktarılan kan büyüsü,ejderhalarla anlaşma yapmamızı sağlayan bu büyü sonsuza dek ejderhamızı bizim bir parçamız yapar.Bir ejderha ile bağ kurduktan sonra nerde olursan ol her zaman yan yana olucaksınız."
Aenys bana bakarak anlattı."Anlaşma yapmak için kanına
ihtiyacımız var bir ejderha ile kan yoluyla bağ kurarsan
senden başkasına itaat etmez.İster bir Dragonblood olsun,ister ailendeki en yakın kişi."Aenys'i pür dikkat dinliyordum.Bu bilgilerin ne kadar önemli olduğu ap açık ortadaydı."Rhaegal elini uzat."elimi Aenys'e doğru uzattım.Bir bıçakla avucumun ortasını kesti ve dökülen kanı yumurtanın üstüne döktü.Bi anda kalbimde sıkıştı ve
bağırmaya başladım."Dayan tatlım az kaldı."Reyla bana sarılırken kulağıma söylüyordu.Yumurtanın üstünde kırmızı rünler oluşmaya başladı ve kolumdan çıkan bir rün kalbime doğru hareket etti.kalbimdeki oluşan acı bir anda kesilmişti.Yorgun bir sesle"bitti mi?" diye sordum.
Reyla"bitti tatlım"diyerek karşılık verdi.Ve yumurta çatlamaya başladı."Aenys bu normal mi?" Reyla şaşkın gözlerle sordu."Bu tuhaf normalde en az aradan bir-iki ay
geçmesi lazım yumurtanın kanı kabul etmesi için."Aenys Bile neler olduğunu anlayamamıştı.Yumurta tamamen kırıldı ve içinden parlak altın pullarla kaplı,kanatları açık gri şeklindeydi ve gözleri kül rengindeydi."İnanılmaz...O çok güzel"Reyla hayretler içinde minik ejderhaya bakıyordu.
Bi an ejderha bana sesleniyor gibiydi."Onu duyabiliyorum
kafamın içinde."Reyla'ya bakarak söyledim."İnanılmaz şimdiden birbirinize bağlandınız mı?"Reyla ve Aenys kafaları karışmış sekilde birbirlerine bakıyorlardı.Minik ejderha bana sesleniyordu."Ona isim vermemi istiyor."
Reyla'ya bakarak söyledim.Aenys bana bakıp"bu en önemli kısımlardan ona bir isim vermek sizin aranızdaki bağı kuvvetlendirir."Ejderhaya bakıp ne isim vereceğimi düşündüm.Aklıma okuduğum kitaplardaki kurucumuzun ejderhasının ismi geldi."Onun ismi Tessarion"olucak dedim.Reyla bana bakıp"güzel bir seçim" dedi ve gülümsedi.Minik ejderha adını sevmiş gibiydi küçük ağzıyla kükremeye başladı.İkiz kardeşlere baktım,Baela bu duruma çok sevinmişti ama Baelon hem saşkınlık hem de sinirlenmiş bir şekilde bana bakıyordu.Ejderham bana doğru uçtu ve kucağıma oturdu.Minik ejderha kafasını bana yasladı ve gözlerini kapattı."Sana şimdiden derin bir sevgi besliyor tebrik ederim tatlım."Reyla gülümseyerek ejderhayı okşadı.artık gerçek maceram burdan itibaren başlıyor.Beni bekleyin sizin için geliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Soyu (1. Kitap )
Fantasy(2. Kitap yayında ) Sıradan bir paralı asker olan Edward öldükten sonra edeya kıtasının soylu ailelerinden biri olan Dragonblood ailesinin en küçük çocuğu olarak doğar. Edward yeni yaşamındaki maceraları ve en küçük oğul olmanın getirdiği zorluklar...