Bölüm 185 | Güneş Diyarı ~ 2

210 26 8
                                    

RHAEGAL

Buraya geldiğimden ve Devian ile eğitim yapmaya başladığımdan beri zaman kavramını unutma noktasına gelmiştim, gündüz ve geceyi ayırt edememeye başlıyordum. Sürekli olarak Güneş diyarında depremler meydana geliyordu.

Bunun nedenini sorduğumda Devian bana Güneş diyarının kendini yeniden yenilediği için böyle olduğunu söyledi, üç yüz yıl önce yapılan savaşların hala izleri vardı. Bundan dolayı hala boyut kendini yenileyememişti.

"Dikkatini ver," Devian sert bir yumruk attı, yumruğunu tutsam bile diğer üç yumruğundan kurtulamadım. Tüm  vücudum ağrıyordu, daha önce hiç bu türden bir işkence görmemiştim.

Devian sürekli olarak bir yerlerimi kırıp bedenimde büyük hasarlar bırakıyordu ama sonra beni iyileştirip daha güçlü bir şekilde saldırıyordu.

"Lanet olası eğitim, bir insana böyle bir şey yapılır mı?" Dedim.

Asura sert bir şekilde yüzüme ve gövdeme yumruklar yağdırıp beni yere düşürdü.

"Bana varoluştaki en güçlü varlık olduğunu söylediler ama bu kadar mıydın?" Dedi.

Sağ elimi kaldırıp orta parmağımı gösterdim.

"Oruspu çocuğunun tekisin Devian," dedim.

"Bunu bir iltifat olarak algılıyorum," dedi.

"Haklısın tam sana yakışır bir iltifat," yeniden ayağı kalktım.

Devian beni yeniden iyileştirdi, vücumdaki ezikler ve kırıklar yeniden düzelince çok rahatlamıştım.  Vücudumu esnettim, tüm yaralarım iyileşmiş olsa bile yinede kendimi kötü hissediyordum.

"Ne zamandan beri buradayız?" Diye sordum.

"Kimse bilemez, belki bir yıl, belki iki yıl, belki daha fazla."

Yumruklarımı kaldırdım, bilmece şeklinde konuşan insanlardan ne kadar nefret ettiğimi hatırladım. Devian bana doğru saldırıya geçti, yumruklarının hepsini ard arda atlattım. Yumrukları her savuşturduğumda daha güçlü bir şekilde geri gönderiyordu.

"Bu kadar şiddetli olman gerekiyor mu?" Dedim.

Devian tepki vermedi onun yerine daha sert vurdu, tekmeler ve yumruklar ard arda vücuduma çarpmaya devam etti. Kaslarım ezilmeye kemiklerim kırılmaya başladı.

"Siktir..."

Yumruklarım ona etki etmiyordu, ne kadar vurduğumun ya da hızlı olduğumun bir önemi yoktu. Saldırılarımın hiçbiri onun güçlü korumasını geçemiyordu.

"Bu kadar mıydın?" Dedi Devian.

Yıldırım kan formülünü ateşledim ve vücudum mana ile kaplandı, tepkisiz yüz Devian bana şaşkınlıkla baktı.

"Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim," dedi.

"Haklısın daha çok ilk yaşatacağım sana," dedim.

Yeniden saldırıya geçtim. Kalbime, ayaklarıma ve kollarıma durmadan mana yollamaya başladım. Kesinlikle bu Kızıl Kan Formülünden çok daha iyiydi.

Vücudumun her bir noktasına durmadan yıldırım yolluyordu, vücudum bu akıma tepki verip daha hızlı hareket etmemi sağlıyordu.

"Hızlandın," dedi Devian.

Yumruklarını ard arda saptırdım, karın boşluğuna doğru sert bir tekme yolladım ama dört kollu olmanın verdiği avantaj ile hemen beni saptırmayı başardı.

Ellerimle bedenime destek yaptım ve yerden hızlıca zıplayıp Devian'ın suratına geçirdim. Kollarıyla beni tuttu ama bende bunu yapacağını biliyordum. Hemen ayağımı tutan kolu tuttum ve kendimi ters çevirim kolunu kırmaya çalıştım.

Ejder Soyu  (1. Kitap ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin