RHAEGAL
Beatrix ile beraber kamp alanına gittik. Diğerleri çoktan kamp çadırlarını kurmuştu.
"Ah geldiniz mi? Yakacak odunları getirdiniz mi?" Profesör Brid sordu.Boyut rünümden odunları çıkardım.
" bu kadarı, bu gece için yeterli olur." Dedim.
Ateşi yaktım ve profesör Brid bize akşam yemeği hazırladı.
"Bu konuda iyi gibisiniz." Dedim. Profesör Brid güldü.
"Evet, yalnız başıma yaşadığım için bu konularda iyi olmak zorundayım." Dedi."Yarın neler yapacağız profesör." Öğrencilerden biri sordu.
"Yarın zindan keşfedeceğiz, orada şifalı bitkiler var. Bazılarını derste kullanacağımız için toplayacağız.""Yakında bir zindan var mı?" Şaşkınlıkla sordum.
"Evet, bir A seviye bir zindan var." Dedi profesör Brid.
İki yaşamındada hiç zindanlara girmemiştim, sadece paralı asker olarak çalıştığım için genellikle insanları koruma görevlerine giderdim."Hep bir maceracı olmak istemişimdir." Dedi Laena.
"Güzel gibi görünsede çok tehlikedir Prenses." Dedi profesör Brid.Brid haklıydı, maceracı olmanın güzel yanları olduğu gibi kötü yanlarıda vardı.
Her ne kadar deneyimlemesemde maceracı tanıklıklarım vardı. Genellikle hepsinin sonu aynı oldu."Tek başımıza bir zindanı temizleyebilir miyiz?"
"Disiplin kurulu üyeleri ve Prenses Laena dışında hepimiz simyacıyız, savaşmaktan pek anlamayız."
Öğrencilerden biri sordu."Merak etme, tek başıma halledebilirim." Diye karşılık verdim. Öğrenciler şaşkınlıkla bana baktı.
"S seviyeli maceracılar bile bir A seviyeli zindanı tek başına temizleyemezler." Profesör Brid söyledi."Haklısın sonuçta S seviyeli avcılar tek yönlüdür, sadece güçlü oldukları büyü üzerinde yoğunlaşırlar ve onunla devam ederler. Benim aksime onların bir mana formülü yoktur."
"Ayrıca sınırda kasabaları koruduğum zamanlarda, savaştığım canavarlar zindanlardakinden daha tehlikeliydi." Dedim ve yemeğimi yemeye devam ettim.
"Ah duymuştum kızıl ay bir tek orda oluyormuş yılın belirli bir günü olup, kızıl ay parladığı zaman canavarlar daha tehlikeli oluyorlar." Dedi profesör Brid.
"Öldürdüğünüz en tehlikeli canavar hangisiydi." Öğrencilerden biri sordu.
"Şeytanlaşmış Drake." Dedim. Öğrenciler şaşkınlıkla baktı."Drakeler normalde S seviyeli canavarlardır, ama Şeytani enerjiye maruz kalmış bir Drake hayal bile edemiyorum." Profesör Brid çenesini kaşıyarak söyledi.
"Evet, üç tane şeytanlaşmış Drake öldürmek için bir bacağımı, bir kolumu ve ejderhamın bir kanadını feda ettik." Diye alay ettim.
"Üç tanesi ile birden mi?" Öğrenciler şok içinde bağırdı.
"Ah o günleri hatırlatma, güzel kanadım kopmuştu."
Tessarion, Laena'nın gölgesinden çıkıp söyledi.
"Lord Corlis'le olan savaşlar daha tehlikeliydi." Altın ejderham, Laena'nın yanına uzanırken söyledi."Evet, bir daha onunla savaşmak istemiyorum." Altın ejderham, amcam ile olan savaşlarımızı hatırlatırken vücudum titredi.
Öğrenciler ile sohbetimize devam ettik, gülüp eğleniyorduk. O sırada Laena pür dikkat bana bakıyordu.Altın ejderham aniden başını kaldırdı.
"Sende duydun mu?" Zihin mesajı yolladı.
Ayağı kalktım. Öğrencilerin susması için elimi kaldırdım. Öğrenciler susup bana odaklandı."Tessarion, burda kalıp öğrencileri koru, Beatrix ve Laena sizde hazırlanın." Beatrix ve Laena ayağa kalkıp kılıçlarını çektiler.
"Ne oldu?" Öğrenciler merakla sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Soyu (1. Kitap )
Fantasía(2. Kitap yayında ) Sıradan bir paralı asker olan Edward öldükten sonra edeya kıtasının soylu ailelerinden biri olan Dragonblood ailesinin en küçük çocuğu olarak doğar. Edward yeni yaşamındaki maceraları ve en küçük oğul olmanın getirdiği zorluklar...