RİYODA
Orgelerin hepsini ruh alevlerim ile yok ettim.
"Burada işimiz bitti." Griffinim Veradin'e zihin mesajı yolladım.
"Pekala, hızlıca diğerine gidelim." Veradin yanıma geldi ve üzerine çıktım. Griffinimin sesi tüm ormanda yankılandı."Dinlenmek istemediğine emin misin?" Veradin zihin mesajı yolladı.
"Hayır, ben iyiyim." Artık eskisi gibi değildi, dahada güçlüydüm ve güçlenmeliydim.
"Ne olursa olsun güçlenmeliyim ve ondan daha güçlü olmalıydım."Rhaegal'ı öyle güçlü görmek beni hırslandırmıştı, resmen kutsanmıştı. Güçlüydü ve tüm dövüş tekniklerinde ustaydı. İnsanların hepsi o güçlü diye onun tarafına toplanmıştı. Kendi babam bile ona hayranlıkla bakıyordu, özelliklede benim için her şeyi ifade eden o kız.
"Riyoda, kendini bu kadar zorlama güçlüsün ve hala güçleniyorsun. Lord Tairel seni iyi bir şekilde eğitti."
Vester böyle söylediğinde eski anılarım aklıma geldi.Babamın yanına gitmiştim ve ona güçlenmek istediğimi söyledim. Oda bana baktı ve gülümsedi.
"Gerçekten istediğin bu mu?" Dedi."Evet, baba güçlenmek istiyorum. Rhaegal'dan daha güçlü olmak istiyorum."
"O zaman artık seni özel olarak eğiteceğim, bu süre boyunca akademiye gitmeyeceksin."
Babamın zorlu eğitimlerinden sonra beş yıldıza ulaşmıştım. Babamın dediğine göre Rhaegal hala beş yıldızda, sanırım gezmek ve eğlenmek onu geride bırakmış.
"Ne olursa olsun biz kazanacağız." Önümdeki çizgili kurt sürüsüne doğru hızlıca saldırdık.RHAEGAL
Dokuz kuyruklu tilki yaydığım auradan korkutmuştu. Nedeni belliydi, Kaos Mührü eskisine nazaran çok daha güçlüydü. Mutoh geçen yıl bana Kaos mührü yıllar boyunca evrilmeye devam eder ta ki tam gücüne kavuşana kadar, Kaos Mührü eski haline göre daha güçlüydü.
"Dans etmeye hazır mısın?" Dokuz kuyruklu tilki cevap vermedi.
"Biraz güçlendin diye beni yenebileceğini mi zannediyorsun?" Dokuz kuyruklu tilkinin sözlerini görmezden gelip, rüzgar adımlarını kullandım.Tilki tepki veremeden yanına gittim ve kafasına doğru sert bir yumruk attım. Tilki saldırının şiddeti ile ormanın derinliklerine gitti. Rüzgar adımlarını yeniden kullandım.
"Tıpkı o zaman ki gibi." Rüzgar adımları tıpkı iki noktayı birbirine bağlayan yeşil bir yol oluşturmuştu.
Tilki kendini düzeltemeden kara kılıcımı karnına sapladım."Ben kazandım." Dokuz kuyruklu tilki bir anda parlamaya başladı, rüzgar adımlarını kullanıp geriye doğru kaçtım. Dokuz kuyruklu o kadar parladı ki gözlerim kamaştı.
"Beni bu kadar zorladığına inanamıyorum." Gözlerimi açtığımda, dokuz kuyruklu tilki bir insana dönüşmüştü. Güzel parlak beyaz saçları, kızıl gözleri vardı. Dokuz kuyruğu hala yerindeydi.
"Demek çoktan insana dönüştün." Merakla baktım.
"Beni o kadar zayıf mı görüyorsun?" Sinirli bir ses tonu ile söyledi."Olabilir, çok zayıf göründün gözüme." Diye alay ettim.
Dokuz kuyruklu tilki çok sinirlenmişti."Benim adım Kira. Seni düşmanım olarak kabul edeceğim ve tüm gücümle savaşcağım." Kira'nın aurası birden değişti, eskisinden daha güçlüydü.
Gülümsedim ve kılıcımı kaldırdım.
"Gel bakalım." Rüzgar adımlarını kullanıp hızlıca saldırdım, Kira pençeleri ile saldırdı. Pençelerine yıldırım topladı ve üzerime doğru saldırdı. Saldırılarından kaçındım ama yinede içimde kötü bir his vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Soyu (1. Kitap )
Fantasy(2. Kitap yayında ) Sıradan bir paralı asker olan Edward öldükten sonra edeya kıtasının soylu ailelerinden biri olan Dragonblood ailesinin en küçük çocuğu olarak doğar. Edward yeni yaşamındaki maceraları ve en küçük oğul olmanın getirdiği zorluklar...