Bölüm 183

208 28 4
                                    

RHAEGAL

"Güzel bir isim ama bir şey daha gerekiyor," Tessarion düşündü.

"Ne gibi?" Tek kaşımı kaldırıp Tessarion'a baktım.

"Artık formülün normal bir formül değil, kızıl auran gitti."

Gülümsedim, "haklısın ona bir isim bulmayız."

"Yıldırım Kan Formülü," dedi Tessarion.

"Ne?" Şaşkınınla baktım.

"Sonuçta hala ejderhasın ve artık auran kızıl olmadığına göre yeni eklentimiz olan yıldırımla daha uyumlu duruyor," dedi.

Bir iç çektim, "bu kötü bir isim gibi duruyor ama sen öyle istiyorsan öyle olsun."

Tessarion mutlu oldu, onun isteğini kabul ettiğim için bu kadar mutlu olacağını bilmiyordum.

"Pekala yeni tekniklerimiz ile sonraki kata çıkmaya ne dersin?"

Tessarion kararlı bir şekilde baktı, "bende ne zaman bunu söyleyeceksin diye düşünüyordum."

Altın ejderhamın üzerine çıktım ve yükseğe doğru bulutların üzerine gittik. Hala etrafta düşmanlar olmalıydı çünkü sonraki kata gidicek olan kapı hiç açılmamıştı.

"Pekala diğer düşmanlar ne tarafta?"  Dedi.

"Bu konuda hiçbir fikrim yok," gözlerimi kıstım ileride parlak mavi bir ışıltı vardı.

"Yükseğe doğru gidelim," dedim.

Tessarion hızlıca yükseğe uçtu ve parlak mavi şey aslında diğer kata giden bir kapı olduğu ortaya çıktı.

"Demek bunca zaman buradaydı, o aptallar ile uğraşacağıma diğer kata hemen gidebilirdim."

Balina ve kraken kabilelerinin müzakerelerine katılmak beni cidden yormuştu. Tessarion gölgeme girdi ve rüzgarı kullanıp hızlıca kapıdan geçtim.

Kapıdan geçtiğimde, şaşkınlıkla baktım, etraf ağaçlarla kaplıydı ama ortası boş ve güzel bir yeşil araziydi. Binalar vardı ve insanlarda. Rüzgarı kullanıp yavaşça aşağıya indim.

"Burası Elizabeth'in bahsettiği güvenli bölge olmalı," diye düşündüm.

Elizabeth bana kulede güvenli bölgeler olduğunu ve orada istediğin gibi dinlenebileceğini söylemişti.

"Biraz daha savaşmak istiyordum ama güvenli bölgeye geleceğimizi hiç düşünmemiştim."

Yavaşça yürümeye başladım, tıpkı Uklas şehrindeki gibi burasıda çok canlı bir yerdi. İnsanlar etrafta mutlu bir şekilde gezmiyordu çoğu takım halindeydiler, insanlar burada bile ticaret yapıyordu. Yemekler, zırhlar, silahlar ve iksirler. Kulede böyle bir yer olacağını hiç düşünmemiştim.

"Burası düşündüğümden daha iyi," dedi Tessarion.

"Evet, evet bende çok beğendim."

Tek başıma gezdiğimi gören insanlar bana bakıp kendi aralarında konuşuyordu. Sanırım kulede tek tırmanan insanları görmek çok nadir bir durumdu.

Pek uzakta olmayan bir yerde, ağaçların arasında tanıdık bir mana hissettim. Bu kesinlikle Elizabeth'in manasıydı ve yanında iki kişi daha vardı. Manamı gizledim ve pelerinimi iyice kendime sardım, beni fark etmesini istemiyordum.

Köşede duran bir adamın yanına gittim, güzel parlak bir zırh giymişti. Kendinden emin bir duruşu vardı benin onun yanına geldiğimi görünce gülümsedi.

Ejder Soyu  (1. Kitap ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin