RHAEGAL
Babamla yeniden görüşmek ve onu karşımda görmek. Benim için yeniden mücadele etme isteği uyandırıyordu.
"Bu halinle ne bana ne de annene benziyorsun," diye alay etti babam.
Gülümsedim, "her ne şekilde olursam olayım her zaman sizin oğlunuz olarak kalacağım."
Babam gözlerini kıstı ve şaşkınlıkla bana baktı.
"Tıpkı annen gibi konuşmaya başladın," dedi.
Babamın sözleri üzerine bir kahkaha attım.
"Annemi çok tanımıyorum ama dışarıdan bakıldığında çok güçlü bir karakteri var," dedim.
Babam ciddileşti ve ardından gülmeye başladı, o kadar çok gülüyordu ki gözlerinden yaşlar gelicekti.
"Annen mi?" Dedi.
"E-Evet..." babam bunu duyunca daha çok güldü.
"Gerçekten bunu Histonia için söylediğine inanmıyorum."
Annem katı biriydi ama sanırım babam pek öyle değil, sanırım huylarımı kimden aldığım belli oluyordu.
Babam en sonunda gülmeyi kesti."Annen güçlü biridir ve dışardan bakıldığında çok katı biri gibi gözükebilir ama yatakta en uysal kediden bile daha uysaldır," dedi.
"Bunları bana söylemek zorunda mıydın?" Dedim.
Babam gülümsedi, "ikimizinde öldüğünü düşünürsek bunların pek bir önemi yok."
Babamı anlamakta zorluk çekiyordum, az önce savaştığım adam gitmişti ve yerine tıpkı Corlis amcam gibi eğlenceli kişilikli biri gelmişti.
Babam vücudunu esnetti, "böyle düşününce onunla yeniden burada olup seninle konuşmak isterdim."
Babam aniden gökyüzüne bakıp hafif gülümsedi.
"Onu çok seviyor muydun baba?"
Babam'ın mor gözleri açık renge döndü.
"Hiç olmadığı kadar çok seviyordum, annen benim için çok şey anlam ifade ediyordu. Onunla savaş meydanında karşılaştığımızda bana güçlü biri olduğumu ve benden bir çocuğu olmasını istediğini söyledi."
"Bunu söylemişti," dedim.
Banam gülümsedi, "onu reddettiğimi söyledi mi?" Alaycı bir ses tonu vardı.
"Evet, söyledi. Ona zaman vermeni istediğinide söyledi."
"Evet, Histonia ile beraber herkesten gizli buluşup birlikte vakit geçirirdik. Ardından sanki hiçbir şey olmamış gibi yeniden savaşırdık en sonunda bu ilişkiyi artık bir nokta koyarak, evlendik. Ardından sen doğdun, kutsanmış bir çocuk. Daha önce hiç doğmamış ve türünün tek örneği olan sen. Senin doğumundan sonra çok fazla iki ırk arasında çok fazla evlilik oldu ama hiçbiri bir çocuk daha dünyaya getiremedi."
Bunu biliyordum, benim doğumum onlar için bir tuhaflıktı ve benden başka biri olması umuduyla böyle şeyler denediler.
"Pekala bu kadar duygusallık yeter, seni bir canavar yapma vakti gelmiş. Tüm anıların ve güçlerin olmadığı için seni başka türlü eğitmemiz gerekiyordu ama şimdilik olabildiğince ağırdan alacağım."
Babam aniden çarpık bir gülümseme ile baktı.
"Keşke annem ile eğitim yapmaya devam etseydim diyeceksin," dedi.
Yutkundum ve geriye doğru çekildim, aklından neler geçtiğini merak ediyordum. Aniden kaybolan silahları ortaya çıktı, sağ kolunun etrafında dönen beş tane her biri dişe benzer bir yapısı vardı. Sürekli olarak saat yönünde dönüyorlardı, dişler ayrıldı ve her biri bir tarafa dağıldılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Soyu (1. Kitap )
Fantasy(2. Kitap yayında ) Sıradan bir paralı asker olan Edward öldükten sonra edeya kıtasının soylu ailelerinden biri olan Dragonblood ailesinin en küçük çocuğu olarak doğar. Edward yeni yaşamındaki maceraları ve en küçük oğul olmanın getirdiği zorluklar...