BAELA
Portaldan geçtim ve Velgrid kalesine geldim, askerler telaş içinde koşturmaya başlıyordu. Askerlerden biri beni görüp hızlıca yanıma geldi. Hafifçe önümde eğildi.
"Leydi Baela, sizi burda görmek içimizi rahatlattı."
"Lord Velgrid nerede?" Diye sordum.
"Şuanda ailesini güvenli bir yere göndermek için çabalıyor," dedi.
Kalenin içine doğru koştum, içerde daha büyük bir telaş vardı. İnsanlar etrafta koşuşturup duruyordu, kime odaklanacağımı şaşırtmıştım. Lord Robb Velgrid çocuklarıyla birlikteydi ve onlarla vedalaşıyordu.
"Lord Robb Velgrid."
Robb Velgrid sesimi duyunca bana döndü, çocuklarını gönderip yanıma geldi.
"Leydi Baela, sizi burda gördüğüm için sevindim."
"Askerler bana durumunuzu bildirdi, size yardıma geldim."
"Sizi aniden çağırdığımız için üzgünüm ama ilerde uçan beyaz bir ejderha ve askerler gördük. Durumu size bildirmekten başka çaremiz yoktu."
"Bu kuzenim Misandei'in ejderhası Dream."
Misandei'in ejderhası güzel parlak beyaz pulluydu. Ejderhası güzelliğe önem verdiği için savaşa pek önem vermezdi bundan dolayı ona Şımarık Kraliçe diyorlardı.
"Onu ben hallederim, Dream'ın Silverwing karşısında bir şansı yoktur."
"Beraber gidelim Leydim."
Robb Velgrid ile kalenin avlusuna çıktık, gözcü kulesine hızlıca gittik ve dışarıya baktık. Ordular bekliyordu, Dream havada değildi. Misandei görünmüyordu, etrafa dikkatlice baktım.
"Nerede bu?"
Askerler savaş borusunu çaldı ve saldırıya geçtiler. Velgrid askerleri ikiye ayrıldı, büyülü kılıcç ustaları kalenin dışına çıktı ve büyücüler kalede onları desteklemek için beklediler. Misandei ve Dream hiçbir yerde yoktu. İki ordu birbirleriyle savaşmaya başladı.
Büyüler ve kılıçlar havada uçuşuyordu ama hala Dream ve Misandei ortalıkta yoktu. Alev ve buz büyüleri etrafı kapladı, bu savaşa katılmak için daha erkendi. Ortaya çıkıp kendimi riske atamazdım, burda olduğumu bilmemeleri gerekiyordu.
"Şimdi ne yapacağız Leydim?" Dedi Robb Velgrid.
"Ejderha ortaya çıkana kadar beklemeliyim, siz savaşınıza devam edin. Burda olduğumu bilmemeliler."
"Anladım, askerlerim savaşırken burda bekleyemem. Beni af edin leydim gitmek zorundayım."
Robb Velgrid önümde hafifçe eğildi.
"Hayır lordum, benim sizden af dilemem gerekiyor. Kardeşimin davası için yardımınız bizim için çok önemli."
"Hayır bu önemli değil, merhum babanız benim hayatımı kurtardı ve onun son dileği olan varisini desteklemek benim için çok önemli."
Robb Velgrid gülümsedi ve kılıcını çekip kuleden aşağı atlayıp ön saflara doğru hareket etti.
"Hala babamın yanında olan birileri var," diye mırıldandım.
Savaşın seyrini değiştirmek için elimden geleni yapmak isterdim ama ortaya çıkıp kendimi tehlikeye atamam. Tıpkı amcama yaptıkları gibi aniden ortaya Baelon çıkabilirdi. Ellerimi sıktım.
"Hayır, burda ölmeyeceğim. Rhaegal'a destek olucağım."
Artık yanımızda bizi destekleyen amcalarımız yoktu. Bu savaşın sonucu ne olursa olsun artık ejderhalar gücünü kaybettiler, bu savaşın sonucu ne olursa olsun artık işimiz bitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Soyu (1. Kitap )
Fantasy(2. Kitap yayında ) Sıradan bir paralı asker olan Edward öldükten sonra edeya kıtasının soylu ailelerinden biri olan Dragonblood ailesinin en küçük çocuğu olarak doğar. Edward yeni yaşamındaki maceraları ve en küçük oğul olmanın getirdiği zorluklar...