Bölüm 131

296 28 8
                                    

RHAEGAL

Geçmişe döndüğümden beri üzerinde çalıştığım çok fazla plan vardı, yaptığım hataları gözden geçirip yeni planlar yapmaya başladım.

"Kaos Mührü artık ikinci aşamada değil ve yıldızlarım dört tane şuanki durumda çok zayıfız ama hala hızlı bir şekilde güçlenebiliriz."

Kaos Mührünü kaybetmem çok kötü oldu, onun sayesinde istediğim gibi hareket edebilirdim. Tam gücümü kullanamasam bile yinede iki tanrıyı öldürmüştüm. Yeniden onu çalıştırmaya başladım, Kaos Mührü durmadan mana çekiyordu. Mührü dizginlemeye başladım ve onu zapt ettim.

"Bunu hallettik. Sıradaki meseleye geçme vakti."

İnsanlar çoktan toplanmaya başlamıştı, bugün şövalye ilan edileceğim. Tarihte bir ilk on iki yaşında bir şövalye, bu anı ilk yaşadığım zaman aklıma geldi. Yüzümde istemsizce bir gülümseme oluştu.

"Yeniden şövalye ilan edilmek nasıl bir duygu?" Altın ejderham sordu.

"Aynı değişen bir duygum yok, sadece bazı insanları son kez göreceğim o kadar."

Planlarımı oluşturmaya başlamıştım ama önümde duran büyük bir engel vardı. Onu ortadan kaldırmalıydım, bunun nasıl olduğu umrumda değil. Elime yeterince kan bulaştı, tekrardan ailemin ölmesine izin vermeyeceğim.

"Tatlım, hazır mısın?" Annem aniden odaya girdi.

"Evet, birazdan geleceğim."

"Helena'yı gördün mü? Hiçbir yerde bulamıyorum onu."

Anneme gülümsedim.

"Hayır, anne onu görmedim."

Annem bir iç çekti ve odadan çıktı. Helena'ya olanları şimdilik bilmesine gerek yoktu, zamanı geldiğinde oda öğrenecekti. Kalabalık git gide büyük bir hale geldi, insanlar merakla toplanıyorlardı. Çoğu beni ilk defa görecekti, kıtada ismimin duyulmasını sağlayan olaylardan biride buydu.

"Peki nişanlanma ile ilgili bir plan düşündün mü? Anılarına göre bu akşam nişanlandığını öğreniyorsun."

"Evet, ona bir çare buldum."

Babam ejderhası ile avluya iniş yaptı. İnsanlar korkup geriye doğru kaçmaya başladılar.

"Ve şimdi başlayabiliriz."

Pencereden babama baktım ve gülümsedim. Onu görmeyeli uzun süre olmuştu, hala ölüm anı gözlerimin önüne gelip duruyordu.

Babam kızıl gözleriyle bana baktı, ardından bana çalışma odasına gitmemi işaret etti.

"Onunla konuşacağını fark etti mi?" Tessarion şaşkınlıkla sordu.

"Ejderha Kralının Otoritelerinden biri, karşısındaki kişi izin verdiği sürece zihnini okuyabilir."

"Böyle bir şey olduğunu bilmiyordum."

"Bende bilmiyordum, rünü aldığımda. Mahzendeki ejderha yumurtalarının içindeki yavruları hissedebiliyordum, neler düşündüğünü hatta neler hissettiğini."

Rün bana hem güzel şeyler gösterdi hemde kötü. Ejderhaların ölüm anındaki çığlıkları kafamın içinde yankılanıp duruyordu, delirecek gibi oluyordum. Belkide ejderhaların bu denli kaotik olmasının sebebi bu rün yüzündendir. Akıl sağlığını iyi koruyamayanlar eski halini kaybediyorlardır.

"Hadi gidelim," odamdan çıkıp çalışma odasına doğru gittim.

Kapıyı yavaşça açtım, babam camdan dışarıya bakıp beni bekliyordu. Beni görünce omzunun üzerinden baktı, onu böyle yeniden canlı ve iyi görünce ona bakmadan duramadım.

Ejder Soyu  (1. Kitap ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin